Makaleler arşivleri - Sayfa 21 / 33 - Fizik Tedavi Rehabilitasyon

All posts in Makaleler

Normal Dışı Çocukların Sınıflandırılması

Kişiler arasında çeşitli bireysel farklılıklar vardır. Fiziksel yapısından, yapabildikleri ve gelişimi açısından söz konusu bu ayrıcalıklara, çevresel ve kültürel etmeleri de ekleyecek olursak, her bireyin kendine has bir varlık olduğunu görürüz. Tabi ki bu ayrıcalıkların hepsi öğrenim ve eğitim açısından aynı oranda önemli değildir. Bizim eğitim sistemimize göre milli eğitimin eğitim öğretim imkanlarından yararlanabilen çocuklar normal olarak kabul edilirse, bedensel, zihinsel, görme, işitsel bazı davranış bozuklukları gösteren ve eğitim sisteminden yararlanamayanlar ise farklı gelişen ayrıcalıklı çocuklardır. Sınıflandırma

  • Beden geliÅŸimi ve özellikleri açısından farklılık gösterenler
    • Görme özürlüler, iÅŸitme özürlüler, halk arasında yaygın olarak spastik diye adlandırılan beyin felci olanlar, sara gibi öncelikle beyin ve sinir sistemi ile iliÅŸkili olan özürler.
    • DoÄŸuÅŸtan ya da sonradan sonradan edinilmiÅŸ iskelet hastalık ve sakatlıkları olan topallık, çolaklık, kanburluk, kemik veremi ve benzeri hastalıklar.
    • Uzun süreli bakım ve tedaviyi gerektiren hastalıkları olanlar. Kalp ve dolaşım bozukluÄŸu olanlar, verem gibi solunum hastalıkları, diabetikler bunlara örnektir.
    • ÇeÅŸitli konuÅŸma bozuklukları
    • Sinir sistemi hastalıkları, myelomeningosel, hemipleji, parapleji
    • Kromozom hastalıkları. Mongolizm vs
    • Travmatik durumlar, kafa ve omurilik travmaları
  • Zihinsel geliÅŸimleri açısından ayrıcalık gösterenler
    • Zeka geriliÄŸi olanlar
    • Ãœstün zekalı olanlar
    • Zeka bölümleri normalin üstünde olan ” müzik, resim, fen bilimleri, matematik ” gibi bir öğrenim alanında üstün özel yetenekleri olanlar.
  • Davranış ve uyum açısından ayrıcalık gösterenler
    • Korunmaya muhtaç olanlar ve sokak çocukları
    • Suça yönelmiÅŸ veya suçlu durumuna girmiÅŸ olanlar
    • Hareket ya da davranış bozuklukları olanlar
  • Öğrenme açısından ayrıcalık gösterenler
    • Okuma, yazma, hesaplama gibi temel öğrenim dallarının birinde veya birkaçında çeÅŸitli sebepler yüzünden öğrenme zorluÄŸu olanlardır.
  • Birden fazla ayrıcalığı olan çocuklar
    • Bu grupta kiÅŸi hem sağır, hem kör olabilir. Hem zihinsel geriliÄŸi, hem hiperaktivitesi olabilir. Spastikler, mongollar bu gruba girer
More

Serebral Palsi


Doğum öncesi, doğum sırasında yada doğum sonrası herhangi bir nedenle beynin hasar görmesi sonucu oluşan motor (ve bazı durumlarda mental) bozukluktur. SP adale sertliğinde bozukluk, anormal, postür( duruş bozukluğu ) ve bozuk hareket görünümüyle karşımıza çıkar. SP gelişimsel bir bozukluktur. Motor fonksiyonlarda bozukluğun yanında, duyu bozuklukları,(sensorial disfonksiyon), gözde kayma, titreme (nistagmus) gibi bozukluklar zeka geriliği ( mental retardasyon ), davranış bozuklukları, öğrenme güçlükleri, dil-konuşma bozuklukları ve ağız diş problemleri de görülebilir.

Beyinde motor bölgenin ( kol-bacakların tam kullanımı, yürüme, yemek yeme, merdiven çıkma gibi günlük yaşamı sürdürmeye yarayan hareket yeteneğini sağlayan beyin bölgesi) gelişimi 7-8 yaşlarında tamamlanır. Hamilelik döneminin başlangıcında 7-8 yaşlarına kadar beyinde oluşabilecek herhangi bir problem bu bölgenin fonksiyon bozukluğu olarak karşımıza çıkar. Ortaya çıkan tablo ise serebral paralizi olarak adlandırılır.

 

SP’ de beyin hasarı ilerleyici deÄŸildir. Fakat ortaya çıkan sorun ömür boyu devam eder. SP’nin görülme sıklığı hakkında çok net bilgiler olmamakla birlikte, ABD’ de ölçülen oranlar dünya geneli için bir kıyaslama imkanı verebilir. ABD’de toplam nüfusun %0.2′ si (1000′ de 2) SP’ lidir. Buna göre ABD’ de yaklaşık 1.000.000 SP’li vardır. Bu rakama her yıl 5000-7000 bebek eklenir. Ãœlkemizde ise bu konuda yeterli ve güvenilir bir istatistik olmamakla birlikte, toplam nüfus içerisindeki SP’li oranının %0.166 ( 600′ de 1 ) olduÄŸu tahmin dilmektedir. Buna göre Türkiye’ de yaklaşık 700000 SP’li bulunmaktadır.

 

Türkiye de oranların fazla olması akraba evlilikleri, hamilelik döneminde geçirilen hastalıkların fazla olması ve bakım şartlarının yetersizliği, doğum şartlarının olumsuzluğu, bebek bakım hizmetlerinin yetersizliği, ilk çocukluk yıllarında bebeklerde bulaşıcı ve ateşli hastalıkların fazlalığı ve beslenme yetersizliği gibi sebeplere bağlanmaktadır.

 

Serebral paralizin sebepleri:
Doğum öncesi nedenler:

  • Genetik durumlar
  • Hamilelik döneminde geçirilen enfeksiyonlar
  • Rubella, herpes
  • BebeÄŸin anne karnında oksijensiz kalması
  • Plesentanın geliÅŸim bozukluÄŸu yada erken ayrılması
  • Rh uyuÅŸmazlığı ( eritroblastosis fetalis, hemolitik anemi, hiperbilirübinemi )
  • Metabolik hastalıklar ( diabetes mellitus, hamilelik toksemisi )
  • GeliÅŸimsel bozukluklar ( vasküler yada iskelet yapıda )
  • Beslenme bozuklukları
  • Sigara, alkol yada madde bağımlılığı
  • Annenin enzim veya L-Dopa tedavi görmesi
  • Akraba evlilikleri
  • Annenin aldığı ilaçlar
  • Hamilelik döneminde geçirilen tıbbi müdahaleler

Doğum sırasında oluşan nedenler

  • Zor doÄŸum (anoksi), plesentanın erken ayrılması, uzayan doÄŸum
  • Ä°laç sedasyonuna baÄŸlı asfiksi nedeniyle beyin kan damarında kompresyon ve yırtılma
  • Prematüre (erken doÄŸum), postmatüre (geç doÄŸum )
  • Kordon komplikasyonları
  • GeliÅŸmiÅŸ anomalileri ( makat doÄŸum, ayaktan geliÅŸ )
  • Forseps yada vakumla doÄŸum

DoÄŸum sonrası ( post – natal ) nedenler:

  • Düşük doÄŸum kilosu
  • Vasküsler hadiseler ve kafa içi kanama
  • Kafa travması
  • Ensefalopati
  • Toksik durumlar
  • Kardiak arreste baÄŸlı anoksi
  • Nöbetler ( konvülzyon, epilepsi )
  • Tümör
  • Viral ve bakteriyal beyin enfeksiyonları
  • Sarılık ( Hiperbilirübinemi )
  • Menenjit

Serabral paralisi’nin tipleri:

Spastik SP :

Spastisite, en genel anlamda, kas sertliÄŸi yada pasif harekete direnç olarak tanımlanabilir. Kasların normal yapısındaki deÄŸiÅŸiklik ve sertlik hareketlerin de etkilenmesine ve zor yapılmasına neden olur. Aşırı spastisite zamanla iskelet yapı üzerinde bozukluklara ve postürün (duruÅŸun) bozulmasına yol açar. Bunun yanı sıra oturma, ellerin kullanılması, yürüme gibi fonksiyonel aktiviteleri de olumsuz etkiler. Spastik tip SP’nin en yaygın tipidir. Spastik çocuk, SP teÅŸhisi altında etkilenen vücut kısmına göre tanımlanır.

Hemiplejik tip SP:

Bu tipte vücudun bir tarafındaki kol, gövde ve bacak etkilenir.

Diplejik tip SP :

Bu tipte her iki bacak spastisitesi kollardan daha fazladır. Bacaklar birbirine sıkışıktır. Parmak ucuna basma sık görülür.

Kuadriplejk SP :

Bu tipte ise tüm vücut etkilenmiştir. Baş kontrolünün yetersizliği, ellerin yumruk şeklinde bacakların çapraz tarzda durması yaygın bir görüntüdür.

Atetoid SP :

Kontrolsüz hareket olarak tanımlanabilir. Çocuğun bacak, kol, el veya yüzünde istemsiz hareketler oluşur. Bu tipte kaslarda ani değişiklikler oluşur. Kaslar çok gevşek durumdan çok sert bir duruma geçebilirler. Bu da hareketlerin koordineli yapılmasını engeller.

Ataksik SP :

Dengeyi korumada bozukluk vardır. Baş kontrolünün zayıf olması, gövde dengesinin sağlanamaması nedeniyle gelişim yavaştır ve yürüme çok geç sağlanır.

Serebral paralizi’ nin erken teÅŸhisi

Ä°nsan saÄŸlığının söz konusu olduÄŸu tüm durumlarda olduÄŸu gibi, SP ‘li vakalarda da teÅŸhis ve yapılacak tedavi için mutlaka bir uzman kuruluÅŸa baÅŸvurulmalıdır. Ancak bebekte ortaya çıkabilecek ilk belirtilerin aile tarafından da kolayca gözlenebileceÄŸi de unutulmamalıdır. SP’li vakalarda fizik tedavi ve rehabilitasyonun baÅŸarısı için erken teÅŸhis çok önemlidir.

SP nasıl erken teşhis edilir ?

Aileler bebeğin gelişiminde en ufak bir gecikme yada sapma gördüğünde, yada aşağıdaki belirtileri gözledikleri durumda derhal doktora başvurmalıdır.

SP’nin habercisi olabilecek erken belirtiler :

1 aylık bebekte ;

  • Sürekli aÄŸlama
  • Emme bozukluÄŸu
  • Israrlı ve sürekli kusma
  • Çevresinden gelen uyarılara cevap vermeme
  • Havale ( Konvülzyon )

2 aylık bebekte ;
( yukarıdakilere ek olarak) ;

  • Bulunması gereken reflekslerin kaybı
  • Kaslarda aşırı sertlik yada gevÅŸeklik

3aylık bebekte ;

  • Gözde kayma, titreme
  • BebeÄŸin sırtüstü, baÅŸ ve topuklar üzerinde yay gibi sert bir ÅŸekilde durması
  • BebeÄŸin gülmemesi, annenin yüzüne bakmaması

4 aylık bebekte:

  • BaÅŸ kontrolünün olmaması
  • Gözde odaklaÅŸmanın saÄŸlanamaması
  • Elin yada ellerin beÅŸ parmak içte kalacak ÅŸekilde yumruk halinde tutulması
  • Kaybolması gereken reflekslerin devam etmesi

8 aylık bebekte ;

  • Dönme ve oturma aktivitelerinin olmaması
  • El-göz koordinasyonunun yokluÄŸu
  • Tekme atarken iki bacağın birlikte atılması
  • BebeÄŸin bacaklarını uzatarak oturduÄŸu pozisyonda vücudunun öne eÄŸilmesi, bacakların birbiri üzerini binmesi

10 aylık bebekte ;

  • Emeklemenin olmaması yada her iki ayağın birden çekilerek, sıçrar tarzda emekleme
  • AyaÄŸa kalkmada zorluk
  • Ä°smi ile çaÄŸrılınca tepki vermemesi
  • Ağızdan salya akması
  • Verilen yiyeceÄŸi aÄŸzına almaması yada aÄŸzına götürememesi

1 yaşındaki bebekte;

  • Tutunarak yürüyememesi
  • Parmak ucuna basarak yürüme

Serebral paralizide tedavi ve rehabilitasyon

SP, tıbbi yaklaşım ve rehabilitasyon yaklaşımı olarak iki yönlü ele alınmalıdır;

 

Tıbbi yaklaşım : Teşhisle başlar. SP teşhisi pediatrik nörolog başta olmak üzere, ilgili hekimler tarafından konulur. Teşhiste yardımcı olmak üzere EEG ( elektro ensefalografi ) EMG ( elektromyografi ), SEP ( somatosensoryel evoked potansiyel ), VEP ( visuel evoked potansiyel ), MR gibi ileri tetkiklerden yararlanılabilir.

 

SP’li hastada direk SP’ ye yönelik etkin bir ilaç yoktur. Ancak hastalıkta seyreden konvülsiyon ( havaleler ) ve epilepsi için yaygın ÅŸekilde ilaç kullanılmaktadır. Bunun yanında kaslardaki aşırı sertliliÄŸi önlemek için de bazı ilaçlar kullanılmaktadır.

Rehabilitasyon yaklaşımları : SP’ li çocukta bir çok sorun bir araya gelerek aile ve çocuk için yaÅŸamı güçleÅŸtirir. Bu nedenle problemlerin iyi bir ÅŸekilde tanımlanması çok önemlidir. Ancak bilimsel ve bilinçli yaklaşım SP’ li çocuÄŸun daha bağımsız bir yaÅŸama kavuÅŸmasını saÄŸlayabilir. SP’li çocuÄŸun klinik tablosu, SP’ nin nedenine, lezyonun ÅŸiddetine, ÅŸekline ve diÄŸer komplikasyonların olup olmadığına baÄŸlı olarak çocuktan çocuÄŸa farklılık gösterir. Bu nedenle her çocuÄŸun tedavi ve rehabilitasyon programı farklılık içerir. SP’ li çocuklarda görülen problemlerin en aza indirilmesi ve onların topluma kazandırılması çok yönlü bir rehabilitasyon programı ile saÄŸlanabilir. Ailenin eÄŸitiminden, çocuÄŸun fiziksel çevresinin düzenlenmesine kadar bir dizi sorun hesaba katılmak ve rehabilitasyonun alanı içine dahil edilmek zorundadır.

SP’ li çocukta rehabilitasyonun amaçları:

  • Çocuklarda görülen hareket bozukluklarını en aza indirmek
  • OluÅŸabilecek kas-iskelet sistemi bozukluklarını önlemek, duruÅŸ bozukluklarının oluÅŸmasını engellemek
  • Günlük yaÅŸam aktivitelerinde bağımsız davranabilmeyi saÄŸlamak
  • Yardımcı araç, gereç ve cihazları belirlemek
  • EÄŸer SP tablosuna eÅŸlik eden, görme, iÅŸitme, konuÅŸma ve zeka problemleri varsa bunların en aza indirilmesini saÄŸlamak
  • Aile eÄŸitimi vermek ve SP ‘li çocuÄŸun eÄŸitimi konusunda aileye yol göstermek
  • SP’ li çocuÄŸun yaÅŸayacağı imkanların düzenlemesini yapmak

Rehabilitasyon ekibi :

Fizik ve tedavi ve rehabilitasyonun her alanında olduÄŸu gibi, SP’li çocukların rehabilitasyonu bir ekip tarafından yürütülür. Bir SP rehabilitasyon ekibinde ÅŸu uzmanlar yer alır.

 

  • Doktor ( pediatrist, nörolog, ortapedist, pediatrik cerrah, çocuk psikiyatristi, beyin cerrahı, kulak burun boÄŸaz uzman, FTR uzmanı…. hastalığın klinik yapısına göre bunlardan biri yada birkaçı )
  • Fizyoterapist
  • Ä°ÅŸ – meÅŸguliyet terapisti
  • Ä°ÅŸitme konuÅŸma terapisti
  • Psikolog
  • Çocuk geliÅŸim uzmanı
  • Odiyolog
  • Özel eÄŸitim uzmanı

SP de rehabilitasyon programı :

  • Egzersiz tedavisi
  • Ortez ( cihaz ) uygulamaları
  • Ev programı ve aile eÄŸitimi
  • El- göz koordinasyonu saÄŸlaması
  • Uygun yardımcı araç gerecin belirlenmesi
  • Yemek yeme, giyinme, oyun aktiviteleri gibi aktivitelerin eÄŸitimi bileÅŸenlerinden oluÅŸur. Tüm bu uygulamalar, özellikle egzersiz uygulamaları deneyimli fizyoterapistler tarafından yapılmalıdır.
Bilinmesi gereken en önemli şey SP tedavi ve rehabilitasyonunun çok uzun bir süreç olduğudur. Bebeğin büyümesi ile birlikte rehabilitasyon uygulamaları da devam eder.

 

Rehabilitasyon çocuk bağımsız ( yada en az bağımlılıkla ) yaÅŸama yeteneÄŸini kazanana kadar devam etmelidir. SP ‘ li çocuklar da diÄŸer çocuklar gibi geliÅŸebilir. SP fiziksel bir özürdür. Az oranda zeka yetersizleri, görme, konuÅŸma, iÅŸitme ve algı bozuklukları fiziksel özüre eÅŸlik etse de ilerleyici deÄŸildir. Bilinçli bir yaklaşım ve etkili rehabilitasyon ile yetersizlikleri en aza indirgemek mümkündür.

 

Rehabilitasyon sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar

 

Egzersizler aile tarafından öğrenilmeli ve evde tekrar edilmelidir. Egzersizler çok uzun ve sıkıcı olmamalıdır. Oyun aktiviteleri ile birleÅŸtirilerek yaptırılmalıdır. SP’ li çocuklarda mental ve duyusal engeller yüzünden genellikle yetersiz olan iletiÅŸim kurma yeteneÄŸini arttırmak için sesli ve renkli oyuncaklar yada objeler kullanılmalıdır. SP ‘li çocuÄŸun kontrolü en az 3 ay aralıklarla, pediatrik nörolog, pediatrist, gerekirse ihtiyaç duyulan uzmanlık alanlarındaki hekimler, fizyoterepist, iÅŸ meÅŸguliyet terapisti, odiyolog, çocuk geliÅŸim uzmanı psikolog tarafından yapılmalıdır. Normal çocuk geliÅŸimi izlenerek, SP’ li çocuÄŸun bu geliÅŸimi yakalaması için ailenin çaba göstermesi gerekir. Ancak SP li bir çocuÄŸun sınırlılıkları iyi bilinmesi, normal bir çocukla kıyaslanmamalıdır. Fakat SP li çocukta geliÅŸimi saÄŸlayabilmek için de erken yaÅŸlarda baÅŸlayarak dil ve sosyal geliÅŸim üzerinde durulmalıdır. SP li bebeklerin taşınması terapistin gösterdiÄŸi ÅŸekilde destekli ve çevre iletiÅŸimini saÄŸlayacak ÅŸekilde yapılmalıdır. Oturma, emekleme, ayakta durma gibi motor geliÅŸim aÅŸamaları terapistin uygun gördüğü zamanlarda baÅŸlatılmalıdır. SP’li çocuÄŸun beslenmesi sırasında uygun oturma ortezleri ( yardımcı cihazlar ) ve destekli sandalye kullanılmalıdır. SP’li çocuÄŸun etkilenme tipine göre beslenme ÅŸekli de deÄŸiÅŸecektir. Bu konu da bir diyetisyenden bilgi alınmalıdır. Beslenme sürece sıvı yiyeceklerden katı yiyeceklere doÄŸru ilerlemeli, beslenme pozisyonları terapistten uygulamalı olarak öğrenilmelidir. SP’ li çocuk mümkün olduÄŸunca uygun bir kaşık ile beslenmelidir. Okul çağına gelen çocuklar fiziksel özürlerine raÄŸmen özel bir eÄŸitim kurumunda eÄŸitime baÅŸlatılmalıdır. Zeka problemi, algılama problemi, olan çocukların eÄŸitimi için özel eÄŸitim uzmanlarının yardımı ÅŸarttır. Yürümeye baÅŸlayacak SP’ li çocuklarda deÄŸiÅŸik psikolojik bozukluklar oluÅŸabilir. Aile ve çevreyle uyumda zorlanan çocuklar için psikologlardan yardım alınmalıdır. SP’ li çocukların evde sürekli bakıcılar yada ebeveynlerle kalmaları doÄŸru deÄŸildir. Normal çocuklarla da iletiÅŸim kurabileceÄŸi ortamlar olmalıdır. Havale ( konvülsiyon ) geçiren çocuklar için muhakkak pediatrik nöroloÄŸa baÅŸ vurmalıdır. SP li çocuklar aşırı koruma altına alınmamalı ve yapabilecekleri aktivitelere fırsat tanınmalıdır.
More

Çocuk Felci

Çocuk felci, poliomiyelit (poliomyelitis) veya polio isimleri ile bilinen hastalık; poliovirus adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilir ve sinirler ve kaslar da dahil olmak üzere tüm vücudu etkileyebilir. Şiddetli hastalık durumunda sürekli felç veya ölüm meydana gelebilir. Polio bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık etkeni virüsün bulaşması hastalıklı kişiye doğrudan temasla, hastanın ağız ve burnundan çıkan sıvılarla veya hastalıklı kişinin virüs içeren atıkları ile temasla olabilir. Virüs ağız veya burun yolu ile sağlam kişinin vücuduna girer, boğazda veya sindirim sisteminde yerleşerek çoğalır ve kan ve lenf damarları aracılığı ile vücuda yayılır. Hastalığın kuluçka süresi ortalama 7-14 gündür (5-35 gün arası).

 

Riskli durumlar

  • polio aşısının yapılmaması
  • polio salgını olan bölgeye yolculuk yapmak
  • hamilelik
  • çok yaÅŸlı veya bebek olmak
  • ağız, burun veya boÄŸazda yaralanma meydana gelmesi (diÅŸ tedavisi, bademciklerin alınması)
  • virüsü aldıktan sonra bağışıklık sistemini bozacak anormal bir stres meydana gelmesi (duygusal veya fiziksel)
Çocuk felci dünya çapında görülen bir hastalıktır. Ancak aşılamaya yeterli özen gösteren ülkelerde nadiren görülebilir. Yaz ve sonbahar aylarında daha sıktır. Kızlarda daha sık görülmekle birlikte felçler erkek çocuklarda daha sık gözlenir. Salgınlar aşılamanın yapılmadığı bölgelerde görülür.

Korunma

Belirtiler

 

Polio virüsü alındıktan sonra geliÅŸebilecek hastalıklar 3 temel grupta incelenebilir: polio belirtileri oluÅŸmayan hastalık, felce sebep olmayan hastalık ve felç geliÅŸen hastalık. Hastaların %95’inde polio belirtileri geliÅŸmeyen hastalık meydana gelir ve fark edilmeden atlatılır. DiÄŸer iki grupta merkezi sinir sistemi etkilenir. Polio belirtileri geliÅŸmeyen hastalık atlatıldıktan sonra diÄŸer grup hastalıklar ortaya çıkabilir.

 

1- Polio belirtileri oluşmayan hastalık (abortif polio) Aşağıdaki belirti olabilir veya belirtiler 72 saat ve altında ortadan kaybolabilir.

 

  • hafif ateÅŸ
  • baÅŸ aÄŸrısı
  • genel bir rahatsızlık hissi
  • boÄŸazda yanma –
  • zda kızarıklık
  • kusma
2- Felce sebep olmayan polio (nonparalitik) Aşağıdaki şikayetler 1-2 hafta sürebilir

 

  • orta dereceli ateÅŸ
  • baÅŸ aÄŸrısı
  • boyun sertliÄŸi (ense sertliÄŸi)
  • ense aÄŸrısı (boyun aÄŸrısı)
  • kusma
  • ishal
  • aşırı yorgunluk, halsizlik
  • huzursuzluk
  • sırt, kol, bacak, boyun ve karında aÄŸrı ve sertleÅŸme
  • herhangi bir bölgede kas spazmları ve hassasiyet
  • ciltte kızarıklıklar
3- Felç gelişen polio (paralitik)

 

  • diÄŸer belirtilerden 5-7 gün önce ateÅŸ görülür
  • baÅŸ aÄŸrısı
  • sırt ve ense sertliÄŸi
  • kas zayıflığı (simetrik deÄŸildir) geliÅŸir ve felce doÄŸru ilerler
  • felç, omuriliÄŸin tutulduÄŸu yere göre deÄŸiÅŸiklik gösterir.
  • bazı bölgelerde dokunma hissinde deÄŸiÅŸiklik
  • dokunmakla bazı yerler aÄŸrır/acır
  • idrar yapma zorluÄŸu
  • kabızlık
  • karında ÅŸiÅŸlik hissi
  • yutma zorluÄŸu
  • kas aÄŸrıları
  • özellikle sırt ve boyunda kas spazmları ve kasılmaları
  • ğızdan salya (sıvı) gelmesi
  • solunum güçlüğü
  • duyusal kontrol güçleÅŸir
  • Babinski refleksi pozitif hale geçer

Testler

Muayene ile beyin zarlarının etkilendiğine dair bulgular saptanabilir. Boğaz çalkantı sularında, gaitada ve beyin omurilik sıvısında (BOS) yapılacak analizlerle virüsün varlığı saptanabilir. Beyin omurilik sıvısı (BOS) analizi normal olabilir veya basıncında, protein ve beyaz küre miktarında hafif artış saptanabilir.

Tedavi

Enfeksiyon geçirilirken, tedavinin amacı şikayetleri kontrol altında tutabilmektir. Şiddetli hastalarda özel uygulamalar gerekebilir (solunum desteği gibi). Şikayetlere ve şikayetlerin şiddetine göre tedavi yöntemi değişir, ancak amaç şikayetlerin giderilmesidir. Aktivite sadece kas zayıflığı döneminde ve geçici olarak kısıtlanır. Kas ağrıları için ısı uygulanabilir. Kasların güçlendirilmesi amacı ile destek uygulamaları ve tedaviler denenebilir.

Sonuç

Beyin ve omuriliÄŸin tutulmadığı durumlarda hastalığın tamamen düzelme ihtimali %90’ın üzerindedir. Beyin veya omuriliÄŸin tutulması acil bir durumdur ve felç veya ölümle sonuçlanabilir. Ölümler genelde solunum güçlüğünden meydana gelir. Felç, ölümden daha sık olarak gözlenir.

 

Polio sonucunda; akciğer ödemi, şok, felç, aspirasyon pnömonisi, hipertansiyon, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları, paralitik ileus (barsak hareketlerinin ortadan kalkması), kalp kası iltihabı (miyokardit) gelişebilir.
More

Osteoporoz


Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen bir hastalıktır. Osteo (kemik) ve poroz (gözenekli) kelimelerinden oluşmuştur. Dünya sağlık örgütü 1994 yılında osteoproz’u düşük kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikro yapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığına yatkınlık ve kırık riskinde artış ile karakterize bir hastalık olarak tanımlanmıştır.

Kemik kalsiyum ve proteinden oluşan yaşayan ve gelişen bir olaydır. Bir yandan yeni kemik düşerken bir yandan eskiler yıkılır.Gelişme döneminde kemik yapısı zamanla artar ve kemikler güçlenir belli bir yaştan sonra (kişiden kişiye değişir) bu kemik yapısı azalır ve durur. Zaman içinde yavaş yavaş kemik dokusu zayıflar ve yaş ilerledikçe kemikler incelir.Böylece kemikler kırılgan hale gelir. Kemik kaybı sıklıkla bel kemiklerinde, el bileğinde ve kalça bölgesinde görülür. Bu bölgeler ileri yaşlarda kırıklarında sık görüldüğü bölgelerdir.

Kemik kütlesi genellikle 35 yaşından itibaren başlar. Büyüme tamamlandıktan sonra kadınlarda kemik dokunun % 30-50 erkeklerde % 20 – 30 ‘u zaman içinde kaybolur. Kadınlarda menapoz bu kemik kaybını hızlandıran bir faktördür.

OSTEOPOROZ TÄ°PLERÄ°

  • TÄ°P 1 : 50 – 75 yaÅŸ arası kadınlarda görülür.Kemik iliÄŸindeki kayıp fazladır.Omurga ve el bileÄŸi kırıkları daha sıktır. Hormon deÄŸiÅŸiklikleri vardır.
  • TÄ°P 2 : 70 yaÅŸ üstünde görülür. Kadın ve erkeklerde eÅŸit oranda görülür.Kemik bütününde kayıp vardır. Kemik bölgesinde kırık riski yüksektir. Genellikle kadınlarda menapoz onrası dönemde daha sık görülür. Fakat erkeklerde ve bazı hastalıklar sonucu her yaÅŸta insanlarda görülebilir. Osteoporozun kesin neden olduÄŸu tam olarak bilinemez. Fakat bazı faktörler osteporozu hazırlar.
  • YaÅŸlanma
  • Hareket azalması
  • Östrojen hormonu seviyesinin azalması
  • Kortizon kullanımı
  • AÅŸrı tiroid hormonu
  • Aşırı alkol alınması
  • sigara kemik kaybını arttırır.

OSTEOPOROZ OLUP OLMADIÄžIMIZI NASIL ANLARIZ?

Birçok kişi kemik kaybı olduğunun farkında değildir ancak kırık oluşunca fark eder. Normal şartlarda anlamayız kemik kaybı çok yavaş oluşan bir olay olduğu için belirgin şikayetlere yol açmaz . Osteoporozda ilk bulgular boy kısalması, omuzlarda ve kalçalarda yuvarlaklaşma ve bel – sırt ağrısıdır. Hastalıktan şüphelenilmesi halinde kemik ölçümü yapılmalıdır.

KEMİK ÖLÇÜMÜ NEDİR?

Kemiğin ölçümü kemiğin içindeki minarelleri ölçebilen bir alet ile yapılan bir tetkiktir. Genellikle dual energy x- ray prensibi ile çalışan densitometre denen cihazlarla ölçülür. Tetkik süresi yaklaşık 15 – 20 dakikadır. Standart olarak kalça , bel veya her iki bölgeden ölçümler yapılır. Tetkik ağrılı ve sıkıntılı değildir ve bilinen bir riski yoktur.
Bu tetkik sadece kemiklerde mineral yapıyı gösterir fakat kemiğin mikroskopi yapısını göstermez . Bundan dolayı kemik gücünün kesin durumunu belirtmez . Ölçüm sonuçları toplumdaki normal kişilerin kemik yapıları ortalamasına göre yapılır. Bu tetkik kemiğin kırılmaya yatkınlığını gösterir fakat ne zaman olacağını göstermez.
Kemik yoğunluğu yaş ilerledikçe azalır. Yaşlıların pek çoğunda kemik yoğunluğu gene erişkinlere oranla azalmıştır. Bir çalışmaya göre kadınların % 66 sında 40 yaş üstünde osteoporoz veya osteoporoza yatkınlık vardır. (genç erişkinlerle mukayese edildiğinde)

Kemik Ölçümü;

Normal: Genç sağlıklı popülasyonda standart sapma -1 in altında olmasıdır.
Düşük kemik kütlesi (ostoponi): Genç sağlıklı popülasyonun ortalama değeri -1 ile -2.5 SD arasında olmasıdır.
Osteoporoz: Genç sağlıklı popülasyonun ortalama değerinin -2.5 SD nin üstünde olmasıdır (yani kemik kaybı normal insanlara göre % 25 daha fazladır). Ağır osteoporoz: Osteoporozoa bağlı kırığı olanlar bu gruptadır.

KEMİK ÖLÇÜMÜ NİYE OSTEOPOROZ İÇİN KESİN BİR TANI METODU DEĞİLDİR

Çünkü kemik kuvveti kemik yoğunluğu ve kemiğin mikroskopik yapısının ortak göstergesidir. Bir tetkik ile sadece yoğunluğu ölçe biliriz . Yani her kemik yoğunluğu azalan kişide mutlaka kırık oluşacak demek değildir. Bunun yanı sıra kemik yoğunluğu azalması kemik kırığı riskini riskini arttıran sebeplerden sadece bir tanesidir. Az hareket dengesiz beslenme ilaç kullanımı denge sorunu diğer bazı hastalıklarda kemikte zayıflama yapabilir.Bugünkü tedavi metotları kemik kaybını yavaşlatır fakat kaybolan kemik dokusu yerine konulamaz.
Kemiklerimizi korumalıyız.Osteoporozun en etkili tedavisi kemik kaybının önlenmesidir.
Genel olarak söylemek gerekirse bazı basit önlemlerle kemik kaybı yavaşlatılabilir. Kemik yoğunluğunuz ne olursa olsun yeterli kalsiyum almak iyidir, düzenli egzersiz yapmak , sigara içmekten kaçınmak aktif olun ve gereksiz ilaç kullanmayın.

KEMİK KAYBINI ÖNLEMEK VE KIRIK RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN

  • Yeterli kalsiyum ve D vitamin alın
  • Sigara içmeyin
  • Ani kilo kaybından kaçının
  • Düzenli egzersiz yapın

KIRIK RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN

  • Düzenli egzersiz
  • Alkol kullanmayın
  • Uygun ve kaymayan ayakkabı giyin
  • Görme bozukluÄŸu takılıp düşmeye neden olur bundan dolayı göz muayenesi olun ve dereceli gözlüğü kullanın
  • Evde takılabilecek ayak altı cisimleri kaldırın ( oyuncak, elektrik kordonu vb. )
  • Uyku hapı veya sakinleÅŸtirici ilaç kullanırken sokaÄŸa yanımızda biriyle çıkın halsizlik veya dikkatsizlik neticesinde düşebilirsiniz.
  • Doktorunuzla konuÅŸun ve yaÅŸam sitilinizi ve diyetinizi düzenleyin
  • Hormon tedavisi gerekiyor mu
  • BaÅŸka ilaç tedavisi gerekiyor mu

OSTEOPOROZ (KEMÄ°K ERÄ°MESÄ°) HAKKINDA BÄ°LMEK Ä°STEDÄ°KLERÄ°NÄ°Z
Osteoporoz (kemik erimesi) nedir?

Osteoporoz, kemiğin mineral ve matriks yönünden azalması ve yapısının değişmesiyle kolay kırılabilir hale gelmesidir.

Osteoporoz yeni keşfedilmiş bir hastalık mıdır?

Yaşlı nüfusun artışıyla, geçmişte dikkat çekmeyen bu hastalık, kırıklara neden olarak bireylerin hayat kalitesini de etkilediğinden, giderek dikkat çekmiş, önem kazanmıştır. Ağır bedensel aktivitelerin azalması, ortalama ömrün uzaması, insanların daha ince ve narin görünme isteği bu hastalığın sıklığını ve önemini artırmıştır.

Kemik devamlı olarak yapılan ve yıkılan, kendini yenileyen bir organdır. Gençlerde kemik yapımı, yıkımına eşittir. Yaş ilerledikçe giderek yıkım, yapımdan daha fazla olur ve kemik kitlesi azalır. Kadınlarda östrojen denilen hormon kemiklerin yıkımını önlemektedir. Adetten kesilmeyle (menopoz), bu hormon azaldığından kemik yıkımı artar. Çocuk ve genç erişkin, yeterli kalsiyum almıyor, güneş ışınlarına yeteri kadar maruz kalmıyorsa, kemik kitlesi azdır. Mevcut kemik kitlesi menopoz sonrası dönemde kolaylıkla kaybedilir. Osteoporoz için kalıtsal bir yatkınlık da vardır, hatta bazen bu yatkınlık çevresel ve hayat tarzı ile ilgili faktörlerden daha önemlidir.

Menopozun hangi devresi osteoporoz için önemlidir?

Kemik kaybı, menopozun ilk 5 yılında en fazladır. Sonraki yıllarda kemik kayıp hızı azalarak devam eder.

Cerrahi veya doğal menopozda, osteoporoz gelişme riski farklı mıdır?

Ameliyatla yumurtalıkları alınan ve hormon tedavisi almayan kadınlarda ve menopoza erken giren kadınlarda osteoporoz riski yüksektir.

Osteoporozun bana zararı ne olabilir?

Osreoporoz kemikleri kolay kırılabilir yapar, kalçanın veya omurların kolaylıkla kırılmasına, boy kısalmasına, kamburlaşmaya, sırt ağrılarına, göğüs kafesinin şekil değişikliğine ve hacminin azalmasına neden olur. Küçülmüş göğüs kafesi kalp ve akciğerin normal çalışmasını engeller. Kalça kırıkları ameliyat gerektirir, ameliyat sonrası kemiğin kaynaması da zordur. Kaynamayan kemikler, hastanın yürüyememesine, başkalarına bağımlı olmasına ve hareketsizliğe neden olarak kemiğin daha da erimesine neden olur.

Osteoporozum var mı? Nasıl anlayabilirim?

Kemik kitlesi, 10-15 dakika gibi kısa bir sürede ölçülebilir. Ölçüm, ağrı veya herhangi bir rahatsızlığa neden olmaz. Osteoporoz ilerlediği zaman düz röntgen filmlerinde de görülebilir. Hastalığın yada tedavinin ilerlemesini görmek için kemik yoğunluğu ölçülmelidir. Kemik dansitometresinin yanında mutlaka düz röntgen filmleride çektirilmelidir.


Osteoporozu kolaylaştıran faktörler nelerdir?

Kalsiyum eksikliği, D vitamini eksikliği, sigara içilmesi, fazla alkol alınması, bazı ilaçlar, aşırı kafein alınması kemik yapan hücrelere zararlıdır. Bazı hastalıklar, hareketsiz yaşantı kemik erimesi riskini artırır.


Osteoporoz kadınlarda erkeklere, ince yapılılarda şişmanlara ve kısa boylularda uzun boylulara göre daha çok görülür.


Sigara ile osteoporozun iliÅŸkisi nedir?

Sigara kemik yapan hücreler için zararlıdır, kemik erimesi yapar. Sigara miktarı ve kullanım süresi ile kemik kitlesi kaybı orantılıdır. Sigara içen kadınlarda menopoz da daha erken olur.


Osteoporoz ve Egzersiz

Fiziksel aktivite kemik kitlesini artırır. Hareketsiz veya yatağa bağımlılarda kas kitlesiyle birlikte kemik kitlesi de azalır. Osteoporozlularda düzenli egzersiz kemik kitlesini artırır.


Gıdalarda Kalsiyum var mıdır? Yoksa ilac olarak mı alınmalıdır?

Süt ve sütten yapılmış gıda maddelerinin kalsiyum içeriği yüksektir. Her gün belirli miktarlarda, çocukluktan itibaren tüketilmelidir. Yaşlılar, iyi beslenemediğinden kalsiyum, ilaç olarak günde 1-1.5 gr olarak alınmalıdır. Ayrıca menopoz ve emzirme döneminde ilave kalsiyum alınabilir.


D vitamininin osteoporozda önemi nedir?

Kalsiyumun barsaktan emilebilmesi için D vitamini gereklidir. Derimizde mevcut aktif olmayan D vitamini, güneş ışınları ile aktif hale geçer. Güneşe yeterli maruz kalmamışlarda, D vitamini eksikliği olur, kalsiyum barsaktan emilemez. Güneş ışığının az olduğu ülkelerde süt, D vitamini ilave edilerek satılmaktadır. Bazı ülkelerde (Suudi Arabistan ve İran gibi) geleneksel olarak vücudun her tarafının giysi ile kapatılması, kadınları da D vitamini eksikliğine sebep olarak osteoporozun kadınlarda çok erken yaşlarda görülmesine neden olmaktadır. Yaşlıların evden fazla çıkmamaları sonucu, güneşe maruz kalamamaları, osteoporozu daha da kolaylaştırır.


Osteoporoz sadece kadınlarda mı olur?

Osteoporoz erkeklerde de görülür. Erkeklik hormonu kemikleri erimeye karşı korumasına karşın, 60 yaşına ulaÅŸmamış erkeklerin % 10′ unda da osteoporoz vardır. 65 yaÅŸ sonrasında ise risk kadınlardaki kadardır. Risk faktörleri olanlar, yaygın kemik aÄŸrıları olduÄŸunda osteoporoz olup olmadığının anlaşılması için doktorlarına baÅŸvurmalıdır.


Osteoporoz tanısı konanlarda tedavi ile kemikler normale dönebilir mi?

Osteoporotik kemikler, genellikle mevcut tedavilerle tam normale dönemeyebilir. Fakat kaçınılmaz olan kemik kaybı, tedavi ile durdurulabilir, hatta bazen bir miktar kemik kazanılır. İlaç tedavisi ve düzenli egzersiz ile kemik kitlesi artırılır, ayrıca düşmelerin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması kırık riskini önemli ölçüde azaltır.


Osteoporozlu hastalarda kırıklar en sık nerede olur ?

Osteoporozdan en fazla etkilenen kemikler omurga, kalça, el bilek ve omuz kemikleridir, kırıklar en sık bu kemiklerde olur. El bileği ve omurga kırıklarının tedavisi oldukça kolaydır ancak kalça kırıklarının ölüme bile yol açan ciddi komplikasyonları vardır.


Osteoporozlu hastaların düşme, çarpma gibi bir neden olmadan da kırıkları olabilir mi?

Nadiren belirgin bir neden olmaksızın veya şiddetli olmayan düşme ve çarpmalarla osteoporotik kemikler kırılabilir. Özellikle omurga kırıkları bazen hiçbir sebep yokken olur ve hiçbir belirti vermez.


İlerde osteoporotik olmamak için ne yapmalıyım?

  • Çocukluktan itibaren kalsiyumdan zengin diyet, menopozda ve yaÅŸlılıkta diyete ek kalsiyum alın.
  • Yürüyüş, merdiven çıkma, yüzme gibi egzersizler yapın. Haftada enaz 3 gün sert adımlarla 30-45 dk yürüyün.
  • Ağırlık taşımanın da faydasıı vardır. Onun için, çarşı filelerinizin bir kısmını, eÄŸer saÄŸlığınızı bozmayacaksa (kalp hastalığı gibi) kendiniz taşıyın.
  • GüneÅŸli günlerde, açık havada cildinizi güneÅŸe maruz tutun.
  • Sigara, alkol ve kemik yıkımını artıran ilaçlar kullanmaktan kaçının.
  • Menopoza girince, almanız sakıncalı deÄŸilse uzun süreli (5-10 yıl) hormon tedavisi kullanın.
  • Kortizon, heparin, antiepileptik gibi ilaçlar kullanırken bir uzmandan yardım alın.
  • Kemik metabolizmasını etkileyen hastalığınız varsa uygun ve erken tedavisini saÄŸlayın.

Menopoza girmek üzere veya menopozda olanlar nasıl tedavi otmalıdır?

Menopoza girildiğinde doktorunuzla hormon tedavisinin sizin için uygun olup olmadığını tartışın. Bu konuda bir jinekolog veya endokrinolog tan yardım alabilirsiniz.


Bugün için hormon tedavisindeki yaklaşımla, rahim kanseri olma olasılığını ortadan kaldırmıştır. Fakat meme kanseri yapma oranı düşük de olsa vardır. Hormon tedavisi kalp hastalığından ve erken bunamadan kadını korur. Meme kanseri olma korkusu ile hormon almama sonucu oluşacak sağlık sorunları çok fazladır. Çünkü hormon tedavisi olmayan kadınların enfarktüsten ölme riskleri, meme kanserinden ölme riskinden daha yüksektir.


Osteoporoz tedavisinde amaç nedir?

Osteoporoz tedavisinde amaç mevcut kemik kitlesinin korunması veya artırılması, kırıkların önlenmesi ve varsa tedavisidir.
More

Spina Bifida

Spina bifida omuriliÄŸin beyinden çıkıp çevresel organlara taşındığı omurilik kanalındaki açıklık demektir. Spina bifida’ nın baÅŸlıca 3 tipi vardır( hafiften ağıra doÄŸru ).

  • 1. Spina bifida okkülta : Bir veya daha fazla omurun arkasında açıklık olması, omuriliÄŸin ve omuriliÄŸin uzantısı olan sinirlerin yerinde olması demektir. Klinik olarak önemli bir deformite deÄŸildir.
  • 2. Meningosel : OmuriliÄŸin etrafındaki koruyucu zarların omurgadaki bir açıktan dışarı çıkması demektir. Bebek doÄŸduÄŸu zaman sırtında bir kese ile doÄŸar. Sinir hasarı yoktur veya çok azdır, cerrahi olarak tamir edilir.
  • 3. Myelomeningosel : Spina bifidanın en ağır formudur. OmuriliÄŸin kendisi ve zarları, omur açıklığından dışarıya çıkmıştır. Bazı vakalarda omuriliÄŸi içinde taşıyan deri ile örtülüdür, bazen omurilik ve etrafındaki zarlar tamamen açıktadır

Sıklığı

Ä°nsanların % 20 kadarında spina bifida okülta vardır. Ancak bu hastaların büyük çoÄŸunluÄŸunda hiçbir belirti yoktur, ve insanların çoÄŸu spina bifida okülta olduÄŸunu bilmez. DiÄŸer iki tip spina bifida ise oldukça önemlidir. DiÄŸer iki tip omurga açıklığına ” spina bifida manifesta” adı da verilir. Myelosel ve myelomeningosel her bin doÄŸumda bir görülür. Bunlarında büyük çoÄŸunluÄŸu ( % 95 ) myelomeningosel ÅŸeklindedir.

Özellikleri

Spina bifidanın en ağır formu olan myelomeningoselin belirtileri; bu belitiler spina bifidalı omurilik seviyesinin altındaki belirtiler ve beyin omurilik sıvısı dolaşımının bozulmasına bağlı belirtiler olarak ikiye ayrılır.

 

  • Kas zayıflığı ve felç
  • Duyu kaybı
  • Mesane ve barsak kontrolünün olmaması
  • Hidrosefali ( beyinde su toplanması )
  • Nöbetler
  • Körlük

Myelomeningoselli çocukların % 70 – 90′ ında myelomingoselle birlikte beyin omurilik sıvısı dolaşımı da bozulmuÅŸtur ve buna baÄŸlı olarak baÅŸta büyüme, nöbetler ve görme bozukluÄŸu olur. Hidrosefali ÅŸant ( shunt ) ameliyatı ile kontrol edilir. Bu ameliyatla beyinde oluÅŸan fazla sıvı karın boÅŸluÄŸuna verilir. Bu ÅŸekilde beyin hasarı, nöbetler, ve körlük önlenmiÅŸ olur.

 

Hidrosefali spina bifada olmaksızın da görülebilir ancak bu iki durum sıklıkla birlikte görülür.

Eğitim imkanları

Spina bifada sık rastlanan bir anomalidir. Yakın zamanlara kadar mylomeningoselli çocuklar doÄŸumdan kısa bir süre sonra ölürdü. Ancak günümüzde doÄŸumdan hemen sonra yapılan ÅŸant ameliyatları ve spinal tamir bu çocukların ölmesini engellemiÅŸtir. Sıklıkla bu çocuklar daha sonra da çok ciddi operasyonlar geçirmektedirler. Bu sebeple bu çocukların eÄŸitim programları esnek olmalı ve onların tıbbi bakım ve rehabilitasyon izlemeleri ile uyum göstermelidirler. Myelonemingoselli pek çok çocuk için en önemli sorun mesane ve barsak kontrolüdür, temiz aralıklı kateterizasyon ( TAK ) gerekebilir. TAK’ın öğrenilmesi ve uygulanması özel bir eÄŸitim ve dikkat gerektirir. Bazı çocukları çok erken yaÅŸta bile kendi kendine kateterizasyonu öğrenebilir. BaÅŸarılı bir mesane tedavi programı çocuÄŸun normal okula gitmesini ve toplumlaÅŸmasını saÄŸlayabilir.

 

Bazı çocuklarda hidrosefaliden dolayı öğrenme problemleri olabilir. Keza bu çocuklar dikkat eksikliği, anlama ve ifade etme güçlüğü, okuma ve hesap bozuklukları olan çocuklara erken müdahale daha sonraki okul başarısı için oldukça faydalıdır.

 

Bu çocukların okulla entegre olabilmeleri için okul ekipmanı ve müfredatta bazı ayarlamalar yapmak gerekebilir. Yine bu çocuklar için çevresel ve mimari engeller önemli sorunlar oluşturur. Myelonemingoselli çocukların mobiliteyi de bir şekilde öğrenmeleri gerekir. Bunun için tutulan seviyeye ve omurilikteki lezyonunun derecesine göre bir hedef tespit edilmeli ve bu hedefe ulaşılmaya çalışılmalıdır. Bu çocuklar baston yardımı ile brace lerle ( alt seviyeler ) yada tekerlekli sandalye ile mobilize olabilirler.

 

Spina bifida daki gibi fiziksel engeller çocukların davranışsal ve sosyal gelişmelerinde çok derin etkiler bırakır. Kişisel gelişim için aileler, öğretmenler, fizyoterapistler ve eğitimin diğer elemanlarına büyük görevler düşer.
More

Mental Retardasyon

Öğrenme sosyal ilişkilerde gecikme ile seyreden bir durumdur. Mental retardasyon entelektüel fonksiyon, çevreye uyum, öğrenme ve problem çözme gibi fonksiyonlar açısından normalin altında olma halidir.

Mental retarde yada zeka geriliği olan şahıslarda öğrenme, ilişki kurma, konuşma, iletişim, bağımsız yaşama fonksiyonları büyük ölçüde bozulmuştur. Mental retardasyon bir hastalık değildir. Genetik, çevresel, doğumsal birçok sebepten kaynaklanan çok çeşitli hastalıkların bir sonucudur. Mental retarde çocuklara bir takım şeyler öğretilebilir ancak bu öğrenme çok yavaş ve zordur.

 

Mental retarde, olan çocukların çoğunda kromozon anomolisi vardır. Mental retardasyonun diğer önemli sebepleri doğum esnasında oksijensiz kalma ( asfiksi ), anne ve babanın kan uyuşmazlıkları, anne karnında geçirilen enfeksiyonlar, bebeğin gelişmesini engelleyen bazı ilaçlar, ve toksik maddeler. Doğumsal hipotiroidi zamanında fark edilip tedavi edilmezse mental retardasyona yolaçar.

Sıklığı

Araştırmalara göre toplumunun % 1 kadarında zeka geriliği ( mental retardasyon ) vardır. Öğrenme güçlüğü çeken çocuklar bu orana dahil edilmemiştir. İşitme, görme, konuşma veya motor güçlüğü olan çocuklar, aslında normal zekalı oldukları halde yanlışlıkla mental retarde olarak değerlendirebilirler.

Özellikleri :

Mental retarde çocukların bir kısmı mental retarde olmayanlarla aynı geliÅŸim basamaklarını gösterir. Ancak bunlarda geliÅŸim çok yavaÅŸ ve güçtür. Mental retarde olanların bir kısmı düşünme, öğrenme, dikkat etme, algılama ve hafıza gibi zeka olanların bazılarında güçlük çekerler. Sakatlığın derecesine göre – hafif, orta, ÅŸiddetli, derin- mental retarde çocuklara bazı ÅŸeyler öğretilebilir ve bazı beceriler kazandırılabilir.

Eğitim imkanları :

Mental retarde olanların çoğu öğrenme, gelişme, büyüme yeteneğine sahiptir. Bu şahısların büyük çoğunluğu verimli olabilir ve sosyal aktivitelere katılabilirler. Uygun eğitim servislerinde; bebeklik döneminde başlayacak eğitim, gelişim süreci boyunca hatta erken yetişkinlik dönemi boyunca sürdürülmelidir. Eğitimin amacı zeka geriliği olan çocuğu ulaşabileceği en yüksek kapasiteye ulaştırmak, mesleki rehabilitasyon ve sosyal uyumu sağlamaktır. Çocuğun eğitim süreci boyunca eğitime ailenin de aktif katılımı sağlanmalıdır.

Mental retardasyonlu çocuklara yapılacak eğitimin özellikleri :

  • EÄŸitimde çocuÄŸun ilgisini çeken, yaşına uygun, materyaller kullanın
  • ÇocuÄŸa verilecek bilgi ve talimatlar, kısa, anlaşılabilir olmalı, ilerleme küçük adımlarla olabilir.
  • Verilen her talimat kontrol edilmelidir,
  • Kendine yakın zeka seviyesindekilerle aynı ortamda eÄŸitilmelidir
  • ÇocuÄŸu öğretilen görev ve beceriler çok sık tekrarlanmalı ve okul dışında da eÄŸitim devam ettirilmelidir.
  • Öğretilecek ÅŸeyler küçük, parçalara bölünmeli sonra birleÅŸtirilmelidir
Mental retarlı çocukların ihtiyaçları diğer çocuklarla aynıdır. Bunların eğitimi, mesleki hazırlama, sağlık hizmetleri, eğlence aktiviteleri, vs. Ayrıca zeka özürlülerin durumlarından dolayı bazı ilave servislere ihtiyaçları vardır. Bu servisler; teşhis ve ölçme değerlendirme merkezleri, erken eğitim merkezleri, uyarma programları, özelleşmiş rehabilitasyon merkezleri vs.
More

Mental Retarde

Zihinsel engelli çocukların eğitim ve rehabilitasyonu 4 aşamada değerlendirilir.

  • Ailenin bilgilendirilmesi
  • Ä°letiÅŸim becerileri
  • KonuÅŸma ve dil geliÅŸimi
  • Dil öğrenme

1- Ailenin bilgilendirilmesi

Zihinsel yönden oldukça yetersizlik gösteren çocuklar, zihinsel gelişimleri herhangi bir sebeple engellenmiş olan çocuklardır. Bu çocuklar kendi hizmetlerini görme, kendilerini tehlikelerden koruma, sosyal uyum sağlama, ekonomik bağımsızlığını alma, temel alışkanlıkları doğal olarak öğrenme gibi yönlerden gelişmeleri yaşıtlarından geri olan çocuklardır. Bu çocukların özel eğitime gereksinimleri vardır, bedensel gelişimleri de zihinsel gelişimleri yaşıtlarına oranla daha geç gelişir, geç yürür, geç konuşur, tuvalet kontrolünü daha geç kazanabilirler. Bu tür çocuklar için ülkemizde eğitim kurumları çalışmalarına başlamıştır.

 

Amaç : Çocuğunuza eğitim verirken amacınız ona bağımsızlığını kazandırmak , kendi kendisine yeterli olmasını, temel gereksinimlerini (yemek yeme, giyinme, tuvalet, temizlik gibi) karşılamasını ve sosyal yönden uyumlu olmasını öğretmek olacaktır.

Çocuğunuza eğitim verirken amacınız ona bağımsızlığını kazandırmak , kendi kendisine yeterli olmasını, temel gereksinimlerini (yemek yeme, giyinme, tuvalet, temizlik gibi) karşılamasını ve sosyal yönden uyumlu olmasını öğretmek olacaktır. Aile bireyleri için bilgiler:

Aile bireyleri olarak zihinsel yetersizliği olan çocukların eğitiminde dikkat etmeniz gereken noktalar şunlardır:

 

  • HerÅŸeyden önce çocuÄŸunuzu kabul edin, onu olduÄŸu gibi kabul etmeniz yapacağınız çalışmalarda size en büyük yardımcıdır.
  • Anne-baba olarak birbirinizi suçlamayın, suçlu da aramayın.
  • ÇocuÄŸun her türlü geliÅŸimi için gereken ilgi ve ÅŸevkati ona sürekli gösterin.
  • Onu aileye verilmiÅŸ bir ceza olarak görmeyin, çocuÄŸunuzu suçlamayın.
  • ÇocuÄŸunuzdan utanmayın, onun sokaÄŸa çıkmasına, oyun oynamasına, arkadaÅŸlıklar kurmasına yardımcı olun (pek çok aile çocuklarının sevilmeyeceÄŸini, hor görülüp alay edileceÄŸini düşünerek onun sokaÄŸa çıkmasını engellerler. Sabırla yardım etmeniz çocuÄŸunuzun kendisini diÄŸer çocuklarla aynı hissetmesini saÄŸlayacağı gibi, çevresinde aranır bir kiÅŸi bile yapabilecektir).
  • ÇocuÄŸunuzun toplum tarafından kabul edilmesi bir yönüyle dış görünüşüyle de ilgilidir. Özellikle el, saç, yüz, beden giysi temizliÄŸine dikkat edin. Unutmayın ki eli yüzü pis , kötü giyimli bir çocuk normal de olsa toplum tarafından kolay kolay kabul edilmez.
  • ÇocuÄŸunuzu aşırı derecede korumayın. Onun bütün hizmet ve isteklerini hemen yapmayın ve baÅŸkasının yapmasına da izin vermeyin. YapabileceÄŸi etkinlikleri yapmasını sabırla bekleyin, yapmasını saÄŸlayın. Basit iÅŸleri öğrenmesi için imkanlardan yararlanın.
  • ÇocuÄŸunuza acıyarak yaklaÅŸmayın. Acımadan doÄŸan sevgi ve yardım, onun öğrenmesine engel olacaktır.
  • ÇocuÄŸunuzu beceriksiz bulmayın,”sen yapamazsın beceremezsin” gibi sözlerle atılımını engellemeyin. Sabırla yapmasını bekleyin. Onu beceriksiz bulmanız ve engellemeniz kendine güvenini kaybetmesine neden olur.
  • ÇocuÄŸa bakmak sadece yeme, içme, giyme, barınma gibi temel ihtiyaçları karşılamak deÄŸildir. Sosyal, duygusal, kültürel gereksinimlerinin de karşılanması gerektiÄŸini unutmayın.
  • ÇocuÄŸunuzdan varolandan daha fazlasını beklemeyin. Zihinsel engeli (yetersizliÄŸi) nedeni ile yeteneklerinin sınırlı, yaşıtlarından geri olduÄŸunu unutmayın. Yapamayacağı ÅŸeyleri ondan istemeyin.
  • ÇocuÄŸunuzu baÅŸkaları ile kıyaslamayın. BaÅŸkaları ile karşılaÅŸtırmak, çocuÄŸun geliÅŸiminde oldukça olumsuz etkisi olan bir davranıştır. ÇocuÄŸunuzu kardeÅŸlerinde veya diÄŸer yaşıtlarından farklı görmeyin. Ancak unutmayın ki diÄŸer çocuklarınızı yetiÅŸtirirken yaptığınız davranışları bu çocuÄŸunuzda daha uzun süreli ve daha yoÄŸun sabırla uygulamak zorundasınız. EÄŸitimde en önemli nokta, acelesiz,sabırlı, tekrardan bıkmaz, güler yüzlü, sevecen olmaktır.
  • ÇocuÄŸunuzu eÄŸitirken övme, beÄŸenme, sevme gibi ihtiyaçları olduÄŸunu da unutmayın
  • Öğrenilecek herÅŸeyin tekrarlar ile alışkanlık haline getirilmesini, açık, kolay ve anlaşılacak ÅŸekilde verilmesine dikkat edin. Basit komutlar verin.

Tüm bunların yanında şunlara da dikkat ediniz :

  • EÄŸitim ve öğretime erken baÅŸlamak çok önemlidir.
  • ÖğreteceÄŸiniz ÅŸeyin veya iÅŸin tamamını birden öğretmeyin, parça parça tekrarlar ile öğretmeye çalışın. ÖrneÄŸin : Sabah temizliÄŸi için önce el yıkamayı, sonra diÅŸ fırçalamayı, sonrada saç taramayı öğretin.
  • ÇocuÄŸunuza öğrettiklerinizi sık sık tekrarlayın. ÖğrenmediÄŸini görünce ısrar etmeyin, ancak vazgeçmeyin. Aradan zaman geçtikten sonra sabırla aynı iÅŸlemleri yapmaya ve yaptırmaya çalışın.

Ailenin dikkat etmesi gereken ÅŸeyler

A. Konuşma durumu ile ilgili çalışmalar:
  • KonuÅŸmalarda iÅŸarete yer vermeyiniz.
  • ÇocuÄŸunuzun uydurduÄŸu kelimeleri kullanmayın. DoÄŸrusunu öğretmeye çalışın.
  • ÇocuÄŸunuzun yakınındaki ve en çok kullanılan eÅŸyaların adını doÄŸru söylemesini öğretin.
  • Kelimelerin söyleniÅŸindeki hataları, çocuÄŸu telaÅŸa düşürmeden ve tedirgin etmeden düzeltmeye çalışın. Kelimeleri düzgün söylemeye baÅŸlayınca onu sözle ödüllendirin “aferin” gibi.
  • Tren, otomobil, hayvan vs. sesleri tanıtın.
  • SevdiÄŸi veya sevebileceÄŸi hikaye ve masalları onun anlayacağı dille anlatıp, onun dil geliÅŸimine yardımcı olun.
  • KonuÅŸmaları anladığı zamanlar ona cesaret verip, onu sözle ödüllendirin.
  • KonuÅŸma taklit yoluyla öğrenildiÄŸi için onunla düzgün konuÅŸun.
  • KonuÅŸmanın kazandırılmasında en çok gereken ve kullanılan kelime ve konuÅŸma kalıplarının kullanılmasına dikkat edin, ve bunları kullanması için ortam hazırlayın.

B. Sayı kavramını geliştirme çalışmaları :

  • Öncelikle söylenileni anlama ve yapma gibi alışkanlıklar kazandırılmalıdır. ÖrneÄŸin: Kalemi bana ver, paltomu al gibi
  • Daha sonraki çalışmaları da “Bu kadar ver” emri ile ileri bir aÅŸamaya geçin. ÇocuÄŸunuz gösterilen miktarda eÅŸyayı örneÄŸin (kalemi) seçebilir ve isteneni yapabilme durumuna gelebilmelidir.
  • Bu çalışmalar 1 (bir) sayı kavramının kazandırılması ile baÅŸlamalı, bu kazandırıldıktan sonra 2(iki)’ye geçilmelidir.
  • Sayı ile birlikte renk kavramının verilmesi, çocuÄŸun aynı zamanda renkleri de ayırt edebilmesine yardımcı olur “iki tane kırmızı düğme ver” diyerek sayı kavramı çalışmalarında da renklerden yararlanabilirsiniz.
  • Ara sıra rakamla 1 (bir) üzerinde çalışmanın arkasından, 2 (iki) tane isteyerek dikkatinin geliÅŸmesini saÄŸlayın.
  • 2 (iki) ‘yi kavradıktan sonra bir yere bir veya iki tane nesne koyarak “bu kadar ver” sözü ile hareket ve sayı kavramlarını geliÅŸtirme çalışmalarını sürdürün.

C. Renk kavramını geliştirme çalışmaları

  • Ä°lk olarak doÄŸrudan doÄŸruya kırmızı renk kavramını verin.
  • ÇeÅŸitli kırmızı renkteki eÅŸyaları göstererek kırmızı kavramını tekrar edin.
  • “Kırmızı kalemi ver”, “kırmızı düğmeyi al” gibi emirlerle karışık renklerin arasından kırmızı olanı seçmesini öğretin.
  • DoÄŸrudan doÄŸruya mavi renk kavramını verin. Kırmızı renkte izlenen yolu takip edin.
  • Her iki rengi de öğrendiÄŸinde, “mavi kalemi masaya koy”, “kırmızı düğmeyi bana ver” gibi emirlerle mavi ve kırmızıyı beraber çalıştırmaya baÅŸlayın.
  • Kırmızı ve mavi kağıtlarla kesip yapıştırma ve el-iÅŸi alıştırmaları yaptırın; kırmızı ve mavi kalemlerle boyatın, çeÅŸitli yaÅŸantılarla kırmızı ve mavi renklere dikkatini yöneltin.
  • ÇeÅŸitli nesnelerden (kalem,düğme,iplik gibi) aynı renk olanlarını eÅŸlemesini isteyin.

D. Resimler üzerinde konuşma çalışmaları

  • Renkli resimler üzerinde “bu resimde neler var?” diyerek çocuÄŸu gördüklerini söylemeye teÅŸvik edin.
  • Resim üzerindeki eÅŸya, hayvan vs göstererek adlandırmasını isteyin.
  • Zamanla eÅŸya, hayvan vs’nin ayrıntılarına girin.
  • Resimler üzerinde ne var ? sorusu ile serbest konuÅŸmasına izin ve fırsat verin.
  • Resimlerde sık sık rastlanan nesneleri çeÅŸitli kartonlara yapıştırarak bir çalışma defteri oluÅŸturun.
  • Bu defter üzerinde konuÅŸmaları sürdürün.

E. Evdeki eşyaların tanıtılması çalışmaları

  • EÅŸyanın adı üzerinde durarak bilmediÄŸi veya öğrenmediÄŸi eÅŸyaları aralıklı olarak sorun.
  • Birden fazla eÅŸyanın adını aynı anda öğretmekten kaçının.
  • ÖğrendiÄŸi eÅŸya adları ile basit emirleri yerine getirmesini saÄŸlayın. ÖrneÄŸin “sandalyenin üzerine otur” gibi.

F -El ve beden hareketleri çalışmaları.

  • Ucu sivri olmayan küçük kağıt makası ile kesme iÅŸlemini çalıştırın, alıştırmalar yaptırın.
  • Hamur veya çamur ile çalışın. Bir süre sonra hamur veya çamurun bir parçası ile iki eli (avuç içi) arasında yuvarlak yapmasını öğretin. YapabileceÄŸi baÅŸka ÅŸekillerle çalışmasını saÄŸlayın, kendi dilediÄŸi gibi ÅŸekiller yapmasına izin verin.
  • Gazete kağıt parçalarından avuç içinde top yapmasını ve oynamasını saÄŸlayın. 4- Kağıt mendil vs ÅŸeyleri katlamasını öğretin.
  • Delikli boncukları kullanarak onları ipe (ayakkabı bağı kullanılabilir) dizmesini isteyin. Zamanla sizin belli bir sırayla dizdiÄŸiniz boncukları aynı sırayla onun da dizmesini isteyin.
  • Kalemle önceleri geliÅŸigüzel karalama, sonrada belirli ÅŸekilleri çizebilmesi için alıştırmalar yaptırın. Bu ÅŸekillerin ÅŸu sırayı izlemesine dikkat edin; daire, kare, üçgen. 7- Çocuk kağıt kesmeyi öğrendikten sonra belirli ÅŸekilleri, resimleri kağıttan kesip çıkarmasını isteyin.
  • Kesilen resimlerin veya ÅŸekillerin yapıştırılması çalıştırmaları yaptırın.

G. Sosyal gelişim çalışmaları

  • ÇocuÄŸu arkadaÅŸ edinebileceÄŸi yerlere götürün ve arkadaÅŸlık kurup oynamasına yardımcı olun.
  • Onu çarşı, pazar gibi toplu yerlere götürerek dış çevre ile iliÅŸki kurmasını saÄŸlayın.
  • Çalışmalarınızda sabırlı, acelesiz, tekrardan bıkmadan, güler yüzlü, sevecen bir davranışı benimseyin. Ona güven verin, bazı etkinlikleri baÅŸaracağına inanın ve bunu ona da belli edin.
  • Yapılacak çalışmaların günlük programlar düzenlenerek yapılması, çocuk yönünden oldukça yararlıdır. Günün her saatinde günlük yaÅŸantılardan da yararlanın. ÖrneÄŸin her sabah uyandıktan sonra çocuÄŸa temizlik, yemek yeme vs. alışkanlıkları kazandırmada örneklerle çalışma imkanı verin.
  • Evinizdeki düzeninize uygun olarak çocuÄŸunuza ayıracağınız zamanlar onun, hemen olmasa da zamanla göstereceÄŸi geliÅŸmeleri gördükçe boÅŸa gitmediÄŸini anlayacağınız zamanlardır. Sonuca ulaÅŸmakta acele etmeyiniz, sabırlı olmak zorunda olduÄŸunuzu düşünerek, çocuÄŸu özellikle döverek cezalandırmak yoluna gitmeyiniz. Yukarıda birçok kez denildiÄŸi gibi güler yüz, sabır, sevecenlik, hoÅŸgörü çocuÄŸun olumlu yönde geliÅŸmesini saÄŸlayacak, zamanla bu geliÅŸmeleri gördükçe sizde mutlu olacaksınız.
More

Zihinsel Engellli Çocuklarda Konuşma ve Dil Gelişimi

İnsan olmanın en önemli değerlerinden biri de başkalarıyla iletişim sağlama becerisidir. Konuşma becerisi kendiliğinden gelişmez. O öyle bir beceridir ki; çocuklar, birbirleriyle konuşmaya başlamadan önce konuşulanları dinlemeyi ve anlamayı öğrenirler. Dil gelişim ve konuşma becerisi diye ikiye ayrılmıştır.

 

Dil, iletişim sağlama aracı olarak kullanılan, sesler, işaretler (semboller) ve kelimeler gibi temel birimleri olan bir sistemdir.

 

Konuşma ise, insanlar arasında dili kullanarak, sözlü iletişim kurma yöntemidir. Dil kullanılmadan konuşma sağlanamaz.

 

Her dilin, kelime, ses ve gramer yapılarının farklı olduğunu belirten kuralları vardır. Bu kuralların öğrenilmesi bebeklik döneminden itibaren başlar, yaşamın ilk yılından itibaren de belirgin olarak ortaya çıkar.

Zeka engelli çocukların dil gelişimi özellikleri

Yapılan araştırmalarda, zeka engelli olan çocukların dil gelişimi seviyelerinin, zeka yaşı seviyelerinden daha düşük olduğu bulunmuştur. Ayrıca zeka özrü olan çocukların alıcı dil seviyeleri, ifade edici dil seviyesinden daha yüksektir. Zeka engeli olan çocuklar genellikle konuşmaya yaşıtlarından geç başlar ve engellerinin şiddetine bağlı olarak yavaş ilerleme gösterirler.

 

Zeka engelli çocukların dil gelişimleri yapı olarak normal çocuklara benzer, fakat bu çocuklarda, normal çocukların geçtikleri dil basamaklarına ulaşmada gecikme ve bir basamakta duraklama görülebilir.

 

Zeka engelli çocukların zihin gelişiminde hafızalarını çalıştırmak için tekrara yer vermek gerekir. Çocuğun ilgisini işitsel uyarıcılara çekme, aktif olabileceği bir çevre düzenlemesi yapma, dramatizasyon gibi teknikleri kullanmak gerekir. Verilen kavramları ya da öğretilen sözel ifadeleri değişik şekil ve zamanlarda tekrarlamak gerekir. Ayrıca öğrenmeyi kolaylaştırmak için verilen uyarıcı materyali küçük ünitelere bölüp vermekte yarar vardır; ancak çok tekrar yapmak, çocuğun sıkılmasına ve ilgisinin dağılmasına yol açabilir.

 

Zeka engelli çocukların dil eğitiminde müzik öğelerinden de yararlanılabilir. Dil gelişimi için eğitim çalışmaları müzikteki öğenin (ritim, ses düzeni gibi) konuşma dilini öğrenmeye yardımcı olduğunu ortaya koymuştur.

Zeka engelli çocukların dil eğitimlerinde dikkat edilecek noktalar :

  • ÇocuÄŸun geliÅŸim seviyesini tanımak ve uygun eÄŸitim yaÅŸantıları düzenlemek.
  • Verilecek olan dil eÄŸitimi programının, diÄŸer geliÅŸim (özellikle zeka geliÅŸimi) alanlarıyla baÄŸdaÅŸtırmak.
  • EÄŸitim yaÅŸantılarının çoÄŸunun yakın çevresiyle iliÅŸkili olmasına dikkat etmek.
  • EÄŸitimde çocuÄŸun günlük yaÅŸamda kullanabileceÄŸi bilgi ve kavramlara yer vermek.
  • EÄŸitim yaÅŸantılarını çocuÄŸun aktif olabileceÄŸi ve kendini ifade edebileceÄŸi nitelikte hazırlamak önemlidir.

Eğitim programının uygulanmasında ;

  • ÇocuÄŸun ilgisini çekmek.
  • Sabırlı ve toleranslı olmak.
  • Model olmak.
  • Uygun ödüller kullanmak.
  • Tekrara yer vermek
  • Çevresel uyarıcıları kontrol etmek.
  • Dikkat kontrolünü saÄŸlamak.
  • Uygulamada çocuÄŸun aktif katılımını saÄŸlamak.
  • EÄŸitimci ve çocuk arasında iyi bir iletiÅŸim-etkileÅŸim kurulmasına önem vermek, önemlidir.

Dil eÄŸitiminde aile eÄŸitimi

Zeka özürlü çocukların eğitiminde aile ile işbirliği yapmak gerekir. Öncelikle ailenin gerçeği görmesine, çocuğun durumunu kabullenmesine ve onun neler yapıp neler yapamayacağını öğrenmesine yardımcı olmalıdır. Çocuğun eğitimine aile de katılmalıdır. Eğitimci uyguladığı programa paralel olarak aileye de eğitim vermeli ve bu eğitimi çocuğa uygulamalarını istemelidir. Ailenin eğitime olan katılımı çeşitli yollar kullanılarak denetlenmeli, uygulamada hatalar varsa olumlu bir yaklaşım kullanılarak düzeltilmelidir. Aile ve eğitimci arasında karşılıklı güvene dayalı yoğun, sıcak bir iletişimin doğması çocuğun eğitiminde önemli bir yer tutar.

Kullanılan materyalin özellikleri

Zeka özürlü çocukların dil eğitiminde kullanılan materyalde, görsel ve işitsel uyarıcılara daha fazla yer vermek uygun olur. Eğitim yaşantılarının dramatizasyon içinde verilmesi çocuğun daha çok ilgisini çekebilir. Dramatizasyon için kuklalar, minyatür ev, eşyalar, giysiler, minyatür hayvan modelleri vs..kullanılabilir. Her bir yüzüne resim yapıştırılmış küpler, ses çıkaran oyuncaklar, oyuncak müzik aletleri, sopaya dizilebilen renkli halkalar, renkli bloklar vb. materyaller zeka özürlü çocukların ilgisini çeker.

Dilin kazanılması

  • KonuÅŸma öncesi dönem
    a. Refleksif dönem : 0 -1 ay
    b. Gığıldama (Cooing) 2 – 3 ay: (v, o, a gibi ünlü) 3 – 4 ay: h, k, g gibi yumuÅŸak damak ve gırtlak sesi
    c. Mırıldanma (Babbling) : 4 – 6 ay ( b, m, p v.b. dudak sesleri çıkar)
    d. Mırıldanmanın tekrarı : 6 -10 ay (me-ma-me-ma)
    e. Ses-kelimeler (Vocables) : 11-14 aylar (acele mırıltılardır)
  • . KonuÅŸma dönemi
    a. Tek kelime dönemi : meme, baba, dede, baybay, anne gibi tek kelimelerdir.
    b. Birbirini izleyen tek kelimeli cümlecikler : 18 – 21 ay
    c. İki kelimeli cümlecikler : İsim ve fiillerden oluşur. d. Üç ve daha fazla kelimeli cümleler : 3. yaşında 4 kelimeli cümleler başlar.
    e. 4. yaşında dilin gramatik yapısını öğrenir.

    Dil geliÅŸimi 6. Ay

    • Tonlamaları ayırt edebilir.
    • Ä°smine karşılık verir.
    • Ä°nsan seslerine reaksiyon gösterir.
    • Dostça ve kızgın tonlamalara uygun karşılık verir.

    12. Ay

    • Bir veya daha fazla kelimeyi anlamıyla kullanır.
    • Basit ifadeleri anlar.
    • Çevresindeki sesleri çıkarmaya çalışır.
    • KonuÅŸmanın sosyal deÄŸerinin farkındadır.

    13. Ay

    • Yaklaşık 5 ile 20 kelimelik kapasitesi vardır.
    • Duygularını kendi ifadeleri ile anlatır.
    • Basit komutları yerine getirebilir.

    24. Ay

    • Çevresindeki çok kullanılan nesnelerin isimlerini bilir.
    • Basit cümleler kurabilir.
    • 150 – 300 kelime arası kapasitesi vardır.
    • Akıcılık genellikle zayıftır.
    • Sesin tonlaması iyi kontrol edilemez.
    • Ä°ki zamiri doÄŸru olarak kullanabilir.
    • “Bana gözlerini, burnunu, aÄŸzını göster” gibi komutlara karşılık verebilir.

    36. Ay (3 yaÅŸ)

    • Bazı çoÄŸulları ve geçmiÅŸ zamanı kullanabilir.
    • Vücudun parçalarını bilir.
    • Üç kelimelik cümleyi kolayca söyler.
    • Kelime haznesi 900 – 1000 kelime arasındadır.
    • Çevresi ve hareketleriyle ilgili basit soruları anlar.
    • Ä°smini ve yaşını söyleyebilir.
    • Anlamış olsa dahi bütün sorulara cevap vermeyebilir.

    48. Ay (4 yaÅŸ)

    • Tanınan hayvanların ismini bilir.
    • Resimli kitap ve dergilerdeki kolay isimleri bilir.
    • Bir veya daha fazla renk bilir.
    • Dört heceli kelimeleri tekrar edebilir.
    • “Ãœstünde” ve ” altında” kavramlarını anlar.
    • Genellikle ” Neden?” ile baÅŸlayan çok soru sorar.

    60. Ay (5 yaÅŸ)

    • Birçok sıfat ve zarf olarak tanımlayıcı kelime kullanabilir.
    • Belli zıtlıkları bilir (büyük – küçük, sert – yumuÅŸak, ağır – hafif)
    • Dört veya daha fazla sayı kavramı vardır.
    • Ona kadar sayabilir.
    • Dokuz kelime uzunluÄŸundaki cümleleri tekrar edebilir.
    • Üç emiri yerine getirebilir.
    • Bozuk paraları ve bunların deÄŸerlerini bilir.
    • Yaşını bilir.
    • Sabah, öğleden sonra, gece, gündüz, sonra, yarın, dün, bugün gibi basit zaman kavramlarını bilir.
    • Uzun cümleler söyleyebilmelidir.
    • KonuÅŸması gramer bakımından doÄŸru olmalıdır.
More

Öğrenme Güçlüğü Sendromu

Öğrenme güçlüğü; anlama, düşünme, okuma, yazma, telaffuz etme, veya matematik hesapları yapmada güçlükle karşılaşılmasıdır. Bozukluk yukarıda sayılan becerilerin biriyle veya birkaçıyla ilgili olabilir.

 

Öğrenme güçlüğü tanımına, algılama bozuklukları, beyin zedelenmesi, minimal beyin disfonksiyonu, beceriksizlik, ve konuşma bozuklukları girer. Görme, işitme, yada motor fonksiyonlardaki yetersizlikten kaynaklanan durumlar bu tanım altında incelenmezler. Yine mental netardasyon, çevresel, ekonomik sorunlar, kültürel yetmezlik gibi sebeplere bağlanabilen öğrenme güçlükleri, öğrenme güçlüğü sendromunun dışında tutulurlar.

 

Bu çocukların her birinin ayrı ayrı sorunları vardır. Bu nedenle ebeveyn, öğretmenler ve diğer uzmanlar her bir çocuğu ayrı değerlendirmelidirler. Öğrenme güçlüğü hafif, orta veya ağır olabilir. Bir veya birden fazla kabiliyeti etkileyebilir.

Sıklığı

Eğitim çağındaki çocukların % 10-20 kadarında öğrenme güçlüğü vardır. Eğitim çağındaki çocuklarda en sık rastlanan problemdir.

Özellikleri

Öğrenme güçlüğü olan okul çocuklarında okuma, anlama, dinleme, karşılaştırma, konuşma, sorgulama ve problem çözme becerilerinde değişik derecelerde bozukluklar olur. Ayrıca bu çocuklarda hiperaktivite, dikkat eksikliği, algılama bozuklukları, davranış bozuklukları, öğrenme güçlüğüne eşlik edebilir.

Öğrenme güçlüğü aşağıdaki müfredat alanlarını etkileyebilir :

  • Anlama: Geç anlama, anlamama, dinleme ve kavrama bozuklukları
  • Okuma: Okuma güçlüğü, yazma ve heceleme bozuklukları
  • Aritmetik: Kavramları anlayamama, basit hesapları yapamama
  • Sorgulama: Düşüncelerini organize etme ve birleÅŸtirme güçlüğü
  • Organizasyon becerileri: Öğrenmenin tüm yönlerinde zorlanma

Eğitim imkanları

Öğrenme güçlüğü olan çocukların eğitiminde mutlaka bir ekip çalışması olmalıdır. Bu çocuklar için özel sınıflar oluşturmalı, öğretmenler, aileler, sosyal hizmet uzmanları, eğitim danışmanları, psikologlar işbirliği yapmalıdır.
More

Down Sendromu

Down sendromu en sık rastlanan ve zeka geriliği ile birlikte seyreden bir kromozon anomolisidir. Bilinmeyen bir sebeple kromozom sayısı 46 yerine 47 olur. Bu ekstra kromozom bedensel ve beyin gelişiminde bir takım bozukluklara yol açar. Down sendromunun teşhisi kromozon analizleri ile yapılır.

Sıklığı

800 – 1000 doÄŸumda bir görülür. 35 yaşın üzerindeki doÄŸumlarda sıklığı artar. Bir ailede birden fazla down’lu olma ihtimali çok zayıftır.

Özellikleri

Down sendromunun 50 den fazla belirtisi vardır. Ancak bunların tamamı aynı hastada bulunmaz. En sık belirtisi şunlardır:

 

  • Kas tonusunda zayıflık
  • Gözün iç köşesinde çizgi
  • Eklem esnekliÄŸi
  • Kısa, geniÅŸ eller, tek bir el çizgisi
  • GeniÅŸ ayak, kısa parmaklar
  • Burun kökünde düzleÅŸme
  • Kısa ve altta yerleÅŸmiÅŸ kulaklar
  • Kısa boyun
  • Küçük baÅŸ
  • Küçük ağız
  • Özel bir aÄŸlama ÅŸekli
Bu çocuklar akranlara göre bedensel olarak da daha geridirler.özel fiziksel görünümlerinin yanı sıra bu çocukların bazı özel sağlık problemleri vardır. Enfeksiyonlara dirençli değildirler, görme, işitme, ve konuşma bozuklukları olabilir.

 

Bu çocukların üçde birinde düzeltilebilir kalp hastalıkları bulunur. Bunların bir kısmında doğuştan düzeltilebilir mide, barsak, problemleri vardır.

 

Down sendromlu çocukların bir kısmında atlanto-aksial subluksasyon vardır. Bu nedenle boyun travmaları bu çocuklara daha çok zarar verir. Atlanto-aksial subluksasyonun olup olmadığını öğrenmek çocuğun spor ve aktivitelere katılmasına karar vermek açısından çok önemlidirler. Yine bu çocuklar ileri yaşlarda akranlarına göre daha çok kilo almaya eğilimlidirler. Bu dönemde özel bir diyet ve egzersiz programı gerekebilir.

Eğitim imkanları

Down sendromu tanısı kesinleşir kesinleşmez aileler çocuklarının özel eğitim- geliştirme ve erken müdahale programlarına katılması yönünden eğitilmelidir. Bu programlar çocukların konuşma, bilişsel eğitim, kendine yardım, sosyal beceriler kazanmasını ve kaba ve ince motor gelişmeleri için fiziksel egzersizleri içerir. Erken dönemde yapılacak stimülasyon programları çocuğun ulaşabileceği en üst fiziksel ve sosyal kapasiteye ulaşmasında yardımcı olur. Sürekli eğitim, pozitif toplum ilgisi, aile desteği çocuğun gelişim süresi boyunca sürdürülmelidir.

 

Normal insanlarda olduÄŸu gibi Down’ lu çocuklarda zeka, beceri ve geliÅŸimsel ilerlemeler hastadan hastaya büyük farklılıklar gösterir. Bu çocuklarda zeka geriliÄŸi seviyesi hafif, orta veya ÅŸiddetli olabilir. Ancak çoÄŸunda zeka seviyesinde bozukluk, hafif veya orta ÅŸiddetlidir.
More