All posts in Makaleler

Sağlıklı Bacaklar İçin Egzersizler

Sadece 20 dakika da yapacağınız egzersizle bacaklarınızın istediğiniz güzelliğe kavuşmasını sağlayabilirsiniz.

 

1. Yürüyüş yaparken topuklarınıza basmak yerine parmak uçlarınıza basmayı deneyin, topuklarınızı yere değdirmemeye çalışın. Bu, gövdenizin biraz öne eğilmesine ve tüm bacağınızın, özellikle de uyluk kemiğinin ön kısmının çalışmasını sağlar. Bu şekilde 5 dakika koşun.

Yürüyüş yaparken topuklarınıza basmak yerine parmak uçlarınıza basmayı deneyin, topuklarınızı yere değdirmemeye çalışın. Bu, gövdenizin biraz öne eğilmesine ve tüm bacağınızın, özellikle de uyluk kemiğinin ön kısmının çalışmasını sağlar. Bu şekilde 5 dakika koşun.

2. Sağ ayağınızla ileri doğru büyük bir adım atın. Sağ dizinizin doğru bir açıyla bükülmesi gerekiyor. Daha sonra sol bacağınızla da büyük bir adım atın. Yine vücudunuz hamle eder pozisyonunda olsun.

Sağ ayağınızla ileri doğru büyük bir adım atın. Sağ dizinizin doğru bir açıyla bükülmesi gerekiyor. Daha sonra sol bacağınızla da büyük bir adım atın. Yine vücudunuz hamle eder pozisyonunda olsun.

3.Yine parmak uçlarınızla koşun; ama ileri doğru her adımınızda dizlerinizi mümkün olduğu kadar yukarı çekmeye çalışın. Topuklarınızı yere değdirmeyin. Böylece baldırlarınızı ciddi biçimde çalıştırmış olursunuz. 30 saniye çalışıp, 30 saniye dinlenerek beş kez bu hareketi tekrarlayın.

Yine parmak uçlarınızla koşun; ama ileri doğru her adımınızda dizlerinizi mümkün olduğu kadar yukarı çekmeye çalışın. Topuklarınızı yere değdirmeyin. Böylece baldırlarınızı ciddi biçimde çalıştırmış olursunuz. 30 saniye çalışıp, 30 saniye dinlenerek beş kez bu hareketi tekrarlayın.

4. Parmak uçlarınızda koşmaya devam edin, ancak bu sefer her adımınızda topuklarınızı kalçanıza değdirmeye çalışın. Baldırlarınızın arka kısmını çalıştıracak bu hareketi 30 saniye süreyle beş kez tekrarlayın.

Parmak uçlarınızda koşmaya devam edin, ancak bu sefer her adımınızda topuklarınızı kalçanıza değdirmeye çalışın. Baldırlarınızın arka kısmını çalıştıracak bu hareketi 30 saniye süreyle beş kez tekrarlayın.

More

Burkulmalar

Sebepleri: Bir eklem iç ya da dış kökenli bir fiziksel etken tarafından normal hareket sınırlarının ötesinde zorlandığında eklemin bağları aşırı gerilebilir veya kopabilir.

 

Özel Bulgular: Oldukça kısa bir süre içinde eklem çevresinde şişme ortaya çıkar. Damar zedelenmesi sebebiyle eklem çevresinde ve içinde kanama olabilir.

 

İlk Uygulamalar: Yeterli süre ve sıklıkla buz ve soğuk uygulanmalıdır (genellikle 1/2 -1 saat ara ile 8 -10 dakika kadar ve 48 – 72 saat boyunca). Gel sürülür ve baskılı bandaj yapılır. Burkulan tarafta (örn. ayak bileği burkulması ise) bacak yüksekte tutulur (elevasyon) ve yer çekimi etkisinden yararlanılarak şişme engellenmeye çalışılır.

 

Uyarı: Sıcak duş alınmaması ve bölgeye sıcak uygulanmaması ayrıca ilgili hekime danışılması önerilmektedir.

 

Tedavi Sonrası: Ağrı azaldığında ve bölgedeki morarma düzeldiğinde eklem fonksiyonunu korumak için aktif egzersizlere başlanmalı ve antrenmanlar tedricen arttırılmalıdır. Bazen çok uzun süre ağrı olabilir.

 

Korunma: Kassal kuvvet yetersizliği olan, bağ zayıflığı bulunan eklemler antrenman ve yarışmalar öncesinde bandajla desteklenmelidir.
More

Brakial Plexus Yaralanmaları İçin Eklem Hareket Açıklığı Egzersizleri

Pasif EHA egzersizleri eklem esnekliği ve hareketliliğini korumak ve deformitelerini önlemek için bir yardımcı tarafından yaptırılır. Tüm egzersizler günde birkaç defa yaptırılır. Bu iş için en uygun an banyo yaptırdıktan sonra veya bez değiştirme zamanlarıdır. Bu egzersizler yavaşça ve düzenli olarak yapılmalıdır, eklem asla zorlanmamalıdır. Bir el eklemin bir kısmını stabilize ederken diğer el hareketi yaptırır

 

OMUZ:
Omuz fleksionu; çocuk otururken veya sırtüstü tatarken yaptırılır.

Omuz adduksiyonu; çocuk otururken veya sırt üstü yatarken kol gövde üzerinde hareket ettirilir.

Omuz rotasyonu; çocuk sırtüstü yatarken dirsek bükülür ve diğer el, çocuğun bileğinden tutarak omuza dönme hareketi yaptırılır

Omuz abduksiyonu; çocuk otururken veya sırt üstü yatarken kol gövdeden uzaklaştırılır.

DİRSEK:

Dirsek fleksiyonu ve ekstansiyonu

Önkol içe ve dışa dönme; çocuk sırtüstü yatarken dirsek üstü stabilize edilirken diğer elle dirsek altı yavaşça aşağı yukarı çevrilir.

EL BİLEĞİ

El bileği fleksiyonu ve ekstansiyonu, bir elle ön kol stabilize edilirken diğer elle bilek hareket ettirilir.

El bileği abduksiyon and adduksiyon (radial ve ulnar deviasyon)

PARMAKLAR

Parmakların fleksiyon and ekstensiyonu

Parmakların abduksiyon and adduksiyonu

Parmak eklemi fleksiyon ve ekstensiyonu (parmak eklemleri bükülmesi ve doğrulması)

BAŞPARMAK

Başparmak opozisyonu; baş parmak küçük parmağın karşısına getirilir doğrultulur

Başparmak fleksiyon ve ekstansiyonu, başparmak avuç içine bükülür doğrultulur

Başparmak abduksiyonu ve adduksiyonu; başparmak elin uzun ekseninden uzaklaştırılır yaklaştırılır.

More

Sakatlık Sonrası Spora Dönüş

Spor sakatlıklarından korunmanın en önemli öğesi hiç şüphesiz, yeterli fiziksel uygunluğu geliştirecek şekilde atrenman planlanması yapmaktır. Bu prensip hem boş zamanlarını değerlendirmek için egzersiz yapan amatörler hem de yüksek performans sporcuları için geçerlidir.

 

Sakatlığın ya da operasyonun ardından rehabilitasyonun uygun yapılması da son derece önem taşımaktadır. Antrenmana çok erken başlamak ya da her ne pahasına olursa olsun fiziksel uygunluğa çok kısa süre içinde ulaşmaya çalışmak sakatlıkların tekrarlanmasına yol açabilir. Bu durum ise ciddi, hatta kalıcı bir bozukluk riski anlamına gelmektedir. Daha kötüsü sporu tamamen bırakmak gerekebilir.

 

Birçok durumda bu tip sorunların öncelikle sakatlık ya da operasyona bağlı olmadığı ve sakatlanmanın ardından spora ve aktivitelere erken dönüşe bağlı olduğu belirtilmektedir.

 

Organizmaya genel kondisyonu tekrar kazandırmak sakatlık geçiren tarafın özel olarak kuvvetlendirilmesi kadar önem taşımaktadır.

Aşağıdaki temel prensipler katiyen unutulmamalıdır:

Kalıcı bir sakatlıktan sakınmak istiyorsanız ağrı’ya bir uyarı sinyali olarak önem veriniz.

 

Sakatlık durumu ile ilgili olarak herhangi bir konuda şüpheniz, endişeniz varsa hekim, fizyoterapist, masör ya da deneyimli bir kimse olarak antrenörünüze danışmaktan çekinmeyin. Bu ekip sakatlığınız için özel bir antrenman programını bireysel durumunuza göre planlayacaktır.

 

Hasta yapılan programı uygulamalı ve sonuçlarını değerlendirip ilgililerle tartışmalıdır.

 

Genellikle az sıklıkla yapılan düşük şiddetteki yüklenmeler tercih edilmelidir. Burada anahtar cümle “Egzersizlere erken başlamalı ancak yükü tedricen arttırmalıdır” olmalıdır.

 

Sakatlık sonrası başarının yalnızca kuvvet antrenmanlarıyla değil sabırla ve düzenli olarak yapılan rehabilitasyon uygulamalarıyla elde edilebileceğini hatırlayınız.
More

Kuvvet Çalışma İlkeleri

Kuvvet çalışmalarının biçimi bireylerin gereksinimlerine göre ayarlanabilir. Ancak iyice yüklenilmeden, birçok birey temel bir kuvvet çalışmasında geçmelidir. Kuvvet çalışmalarına başlamadan artan yük ilkesini bilmek gerekir.

 

Kuvvet gelişimini sağlamak amacıyla kasların normal koşullardaki çalışmalarından daha fazla iş yapmaları gerekir. Bu tabi ki aşırı zorlamanın iyi olduğu anlamına gelmez. Kuvvet gelişimi uzun zaman alan bir süreçtir. Artan yük de görecelidir. Yani kişiden kişiye göre değişir. Örneğin, yaşlı ile genç bir insan aynı miktarda yük kaldıramaz. Kuvvetimiz geliştikçe, alıştırmada kullandığımız yükü de arttırmanız gerekir. Ancak arzu ettiğiniz kuvvet düzeyine ulaştığınızda, bedeninizi daha fazla zorlamayın ve yükünüzü sabit tutunuz. Geliştirdiğiniz kuvveti korumak için artık haftada bir ya da iki kez alıştırma yapmanız yeterli olacaktır.

Yeni Başlayanlara Temel Program

Çalışmalara başlamadan farklı alıştırma hareketlerinde rahatlıkla 10 kez kaldırabileceğiniz bir ağırlık belirleyiniz (her bir kaldırışa tekrar (T) ve 10 tekrarına set denir). Yani önce hafif bir yükü 10 defa kaldırınız. Birkaç dakika dinlenin, ağırlığı artırın ve yeniden 10 kez kaldırın.10 defada kaldırabildiğiniz ağırlıkların toplamına 10 DT adı verilir (doruk tekrarı). 10 DT’ nızı belirledikten sonra alıştırmalara başlayabilirsiniz. Alıştırmalarınız 3 setten oluşur. Birinci seti 10 DT’ ın % 50, ikinci seti % 75 ve üçüncü seti % 100 oranında yapınız. Bu alıştırmalardaki ilk iki set ısınmaya yarar ve asıl sonuncu set (artan yük) kuvvet gelişimine yardımcı olacaktır. Yani 10 tekrarınızda 100 kg DT yaptıysanız; kuvvet çalışırken önce 50 kg, sonra 75 kg ve en sonunda 100 kg DT’ nı on tekrarda kaldırırsınız. Kuvvet çalışmalarınız sürerken belirlediğiniz 10 DT ile 10 tekrarı aşmaya çalışınız. Kendinizi çok zorlamadan yaptığınız tekrarla 15’e ulaşınca; yükü (ağırlığı) artırma zamanı gelmiştir. Haftada % 10’dan fazla yük artırmayınız !

Çalışmalara Öneri

1- hafif bir koşu ile ısının, ardından gerdirmelerde bulunun. Barfikste tutunarak omuz kaslarınızı gevşetebilirsiniz.

 

2- Alıştırmalarınızda tam eklem hareketlerinde bulunun ( örneğin, direğinizi tam açıp kapatın).

 

3- Düzgün beden duruşuyla ağırlık kaldırın ya da kuvvet çalışın (kambur duruş ya da aşırı geriye doğru gerinme kuvvet kaldırırken yaralanmalara yol açabilir).

 

4- Alıştırmalarınızı yavaş ve sabit hızla yapınız.

 

5- Ağırlıkları yere indirirken yer çekimine karşı koyun. Elinizdeki ağırlığın Sizi yere doğru sürüklemesine ya da ağırlığın inerken ivmelenmesine izin vermeyiniz.

 

6- Ağırlık kaldırırken nefesinizi tutmayın. Çok zorlandığınız zamanlarda soluyun.

 

7- Ağırlığı kaldıran kas kuvvetleri üzerinde zihinsel olarak yoğunlaşın.

 

8- Ağırlık kaldırırken gözlerinizi açık tutun, dengenizi sağlayın. Aynalarda, yaptığınız alıştırmaları izleyiniz.

 

9- Kuvvet çalışmalarınızı gün aşırı yapın. Yüklenmelerden sonraki gün dinlenin. Aynı kaslara haftada üç defadan fazla çalıştırmayın.

 

10- Uygun bir kas ve kuvvet gelişimi için yeterli miktarda protein almayı unutmayınız.

 

11- Her türlü yüklenmelerden sonra sıvı ve elektrolit kayıplarınızı yerine getirin.

 

12- Kuvvet ve kas gelişimine yardımcı olduğu iddia edilen ilaçlardan kaçının. Onlar Size yaradan çok zarar verebilirler !
More

Doping

Doping Nedir?

Sporcunun karşılaşma sırasında zihinsel ve/veya fiziksel performansını artırmak amacı ile yasaklanmış bazı maddeleri ve yöntemleri kullanmasıdır.

 

Sporcu iyi antrenman, düzenli bir beslenme programı ve psikolojik motivasyonla en uygun performans düzeyine ulaşmaya çalışır. Bu düzey sporcunun fiziksel yapısı ile fizyolojik kapasitesinin ulaşabildiği en üst düzeydir. Doping madde ve yöntemlerinin kullanımıyla kazanılan bu düzeyin üzerine çıkılması hedeflenmektedir.

Sportif performansı artırmak amacıyla kullanılan tüm maddeler doping midir?

Sporcuların sportif performansı artırmak amacıyla kullandıkları protein, aminoasit tablet ve tozları yasaklı madde içermiyorlarsa doping olarak kabul edilmez.. Protein, aminoasit gibi maddelerin vücutta eksiklikleri görüldüğünde sporcunun performans düzeyinde düşüş meydana gelir. Bu maddeler dışarıdan yerine konarak sporcunun en uygun performans düzeyine ulaşması sağlanır. Ancak bu maddeler çok yüksek dozlarda kullanılsalar dahi sportif performansı antrenmanlarla kazanılan en uygun performans düzeyinin üzerine çıkaramaz.

Vitaminler doping midir?

Vitaminler sporcular tarafından en çok kullanılan maddelerdendir. Enerjinin ana kaynakları değildir. Karbonhidrat ve yağlardan enerji oluşumuna yardımcı olurlar. Eksikliklerinde sportif performans azalabilir. Çeşitli besinlerden oluşmuş diyet, yeterli sıvı ve artan kalori gereksinimini karşılayacak besin alımı, vitamin ve mineral gereksinimini de karşılamaktadır.

 

Besinlerle alınan vitaminlerde yetersizlik sözkonusu ise, alınan ek vitamin tabletleri ile azalan sportif performans normal düzeye çıkarılabilir. Hiçbir vitamin preparatı, sportif performansı antrenmanlarla kazanılan en uygun düzeyin üzerine çıkarmaz. Vitamin eksikliğinin performansı bozuyor olması, vitamin yüklemenin performansı artıracağı anlamına gelmez.

 

Yüksek dozlarda vitamin vücutta vitamin olarak değil toksik (zehirli) madde olarak etki gösterir. Vitaminlerin çok güvenli oldukları düşünülür ancak her yıl A, B, C ve E vitamini zehirlenmesi nedeniyle binlerce vaka hastanelere başvurmaktadır.

İlaçların doping maddesi içerip içermediği nasıl bilinebilir?

Uluslararası Olimpiyat Komitesi her yılın ilk aylarında hangi maddelerin ve yöntemlerin yasaklı kapsamına girdiğini bildiren bir doping listesi yayınlamaktadır. Genellikle bir önceki yılın listesine eklemeler veya çıkarmalar yapılan bu listeler ilgili Federasyonlara gönderilir.

 

Sporcular kullanacakları ilaçların yasaklı listesine girip girmediğini bir hekime danışarak öğrenmek zorundadırlar. Listede yer alan yasaklı maddeleri kullandığı saptanan sporcular dopingli sayılarak ceza alırlar.

Hangi Madde ve yöntemler doping kabul edilir?

Yasaklı Maddeler, yasaklı yöntemler ve kullanımı kısıtlı maddelerin listeleri Uluslararası Olimpiyat Komitesinin her yılın ilk aylarında yayınladığı doping listeleri temel alınarak hazırlanmaktadır.

Sınıflama

b>1-YASAKLI MADDELER

 

A- Uyarıcılar

 

B- Narkotik analjezikler

 

C- Anabolik ajanlar

 

D- İdrar söktürücüler

 

E- Maskeleyici ajanlar

 

F- Peptid hormon ve analogları

2- YASAKLI YÖNTEMLER

A- Kan dopingi

 

B- Yapay oksijen taşıyıcıları ve plazma genişleticileri kullanımı

 

C- Farmakolojik, kimyasal ve fiziksel işlemler

3- KULLANIMI KISITLI MADDELER

A- Alkol

 

B- Kannabinoidler

 

C- Lokal anestetikler

 

D- Kortikosteroidler

 

E- Beta bloke ediciler

Doping neden yasaklanmıştır?

Doping hem haksız rekabete zemin hazırlaması, “Fair play” anlayışına uymaması nedeniyle spor etiğine aykırıdır, hem de sporcu sağlığını kısa ve uzun süreli olarak bozar ve hatta muhtemel ölüm risklerinin oluşmasına neden olur. Bu nedenlerle doping Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), FIFA, UEFA, FIBA, IAAF gibi uluslararası spor organizasyonları tarafından yasaklanmaktadır.

Doping maddelerinin zararları nelerdir?

Doping maddelerinin hemen hepsi vücutta kısa ya da uzun süreli yan etkilere neden olurlar. Özellikle sporcular tarafından en çok kullanılan erkeklik hormonu benzeri maddelerin kalp krizi, iyi ve kötü huylu tümör oluşumu, karaciğer fonksiyon bozukluğu, kısırlık gibi rahatsızlıklara neden olduğu bilinmektedir. Bu maddeleri kullanan sporculardan bazılarının, sportif yaşamları sırasında ya da sporu bıraktıktan sonra bu maddelerin kullanımı nedeniyle oluşan hastalıklar yüzünden öldüğü bilinmektedir.

Sporcunun doping yaptığı nasıl saptanır?

Doping kontrol analizleri halen daha çok idrar örneklerinde yapılmaktadır. Yakın bir gelecekte doping kontrol analizlerinin daha geçerli ve kesin sonuç vermesi için, idrar örnekleri yerine kan örneklerinin alınması ve bu işlemin yaygınlaşması planlanmaktadır.

 

1968 yılından bu yana doping maddelerini vücut sıvılarında saptamaya çalışan laboratuarlar yoğun şekilde çalışmalarını sürdürmektedirler. Doping kontrol laboratuarlarının sonuçlarının geçerli olabilmesi için her yıl Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından kontrollerinin yapılarak onaylanmaları (akredite edilmeleri) gereklidir. Onaylanmamış laboratuarlardan alınan doping kontrol analiz sonuçlarıyla sporculara ceza vermek yasal sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenle doping kontrol örnekleri, onaylanmış laboratuarlarda analiz edilmektedir. Günümüzde sayıları zaman içinde değişmekle birlikte akredite edilmiş otuza yakın doping kontrol laboratuarı bulunmaktadır.

Ülkemizde Doping Kontrol Laboratuarı var mıdır?

Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi bünyesinde 1989 yılında kurulmuş bir doping kontrol laboratuvarı bulunmaktadır. Laboratuar halen Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından onaylanma için çalışmalarını sürdürmektedir.

Doping Kontrollerinin yapılmasına kimler karar verir?

Ulusal ve Uluslararası federasyonların bünyesinde kurulan Dopingle Mücadele Komisyonları doping kontrollerinin organizasyonu konusunda yetkilidirler. Komisyonlar hangi kriterlere göre doping kontrol örneği alınacağına karar verip gerekli işlemleri başlatırlar.

Doping kontrolleri her karşılaşmada her sporcuya mı yapılmaktadır?

Uluslararası spor federasyonlarının yönetmeliklerine göre büyük organizasyonlarda bile her sporcuya doping kontrolü yapmak muhtemel değildir. Genellikle karşılaşmaya katılan tüm sporcular içinden kura yoluyla birkaç sporcu seçilerek doping kontrolüne çağrılırlar. Ayrıca dereceye giren ve rekor kıran sporculara doping kontrolü yapmak son yıllarda kabul gören uygulamalardandır.

Doping Kontrolleri sırasında örnek alma işlemi nasıl yapılmaktadır?

Bağımsız Doping Kontrol Görevlileri Doping Kontrolü sırasındaki işlemlerin kurallara uygun olarak yapılmasından sorumludur. Doping kontrolüne alınan sporcular yeterli miktarda idrar örneği vermeden Doping Kontrol Odasını terkedemezler. Gerekli hallerde ancak bir Bağımsız Doping Kontrol Görevlisi ile birlikte Doping Kontrol Odasından kısa süreli ayrılabilirler.

 

Sporcu örnek vermeyi reddederse doping yapmış gibi ceza verilir.

 

Sporcu idrar örneği vermek için kendini hazır hissederse orjinal kapalı paketlerinde bulunan temiz idrar kaplarından birini seçer.

 

Sporcu bir Bağımsız Doping Kontrol Görevlisi huzurunda idrarını yapar. Sporcunun bu işlem sırasında göğsünden dizlerine kadar Bağımsız Doping Kontrol Görevlisince görülebilecek şekilde çıplak halde idrar yapması zorunludur. Bu sırada sporcu ve Bağımsız Doping Kontrol Görevlisi dışında hiç kimse o ortamda bulunamaz.

 

Sporcunun en az 75 ml. idrar yapması gereklidir

 

Yeterli miktarda idrar toplandıktan sonra sporcu Doping Kontrol Şişelerinin bulunduğu paketlerden birini seçer ve paketi açar. Şişelerin ve kutuların üzerlerindeki kod numaraların aynı olup olmadığı kontrol edilir. Kod numaraları doping kontrol formuna yazılır. A şişesine en az 50 ml. B şişesine en az 25 ml idrar konur. A ve B şişeleri içlerine hava ve su girmeyecek şekilde sıkıca kapatılır.

 

Daha sonra şişeler ait oldukları kutuların içine konur ve mühürlenir. Kutuların doğru bir şekilde kapatıldığı ve kod numaralarının doping kontrol formundaki numarayla aynı olduğu kontrol edilir. Sporcunun maç öncesi ve maç sırasında aldığı ilaçların ismi Doping Kontrol formuna yazılır. Özellikle son 72 saat içinde kullanılan ilaçlar; varsa anestetik ve kortikosteroid maddeler açık seçik ve üzerinde durularak sorulur.

 

Doldurulan formlar sporcu, eşlik eden görevli ve Bağımsız Doping Kontrol Görevlileri tarafından imzalanır ve alınan idrar örneği Doping Kontrol Laboratuvarına gönderilir

Doping Kontrolleri sırasında alınan idrar örneğine daha sonra bir başka kişi tarafından yasaklı madde konulması muhtemel mıdır?

Doping kontrol örnek kapları bu işlem için özel olarak üretilmiş kod numaralı kaplardır. Doping kontrol örnek alma sırasında kilitlenen doping kontrol kapları kırılmadan açılamaz. Laboratuara ulaşan örnek kaplarında herhangi bir hasar saptanırsa o idrarda analiz yapılmaz. Bu nedenle doping kontrol işlemi sırasında kilitlenen kaplara hasar vermeden yasaklı bir madde eklemek muhtemel değildir.

Alınan yasaklı maddeler vücuttan ne kadar süre içinde temizlenir?

Yasaklı maddelerin vücuttan temizlenme süresi kişiden kişiye ve maddeden maddeye değişiklik göstermektedir. Ancak gelişen analiz yöntemleriyle aylar önce hatta yıllar önce kullanılan yasaklı madde bile analizlerde saptanabilmektedir. Bazı maddelerin idrarla atılması birkaç gün içinde tamamlanırken, o maddelerin diğer artık ürünlerinin idrardan atılımı birkaç ay sürebilir. Bu yüzden doping kontrol analizlerinde daha çok yasaklı maddelerin artık ürünlerinin saptanması için çalışmalar yapılmaktadır.

Doping Kontrol analizleri nasıl yapılır?

Doping kontrol laboratuarında ilk aşamada A şişesindeki idrar örneğinde analiz yapılırken B şişesi buzdolabında ya da derin dondurucuda saklanır. Analiz sırasında yasaklı listesinde bulunan tüm maddeler ve bu maddelerin yıkım ürünlerinin bulunup bulunmadığına bakılır.

A örneğinde yasaklı madde bulunursa ne yapılır?

A örneğinde yasaklı madde bulunduğunda sporcu ve ilgili federasyona bilgi verilir. Sporcu isterse B örneğinin analizinde bulunabilir. Bu analizde de idrar örneğinde yasaklı madde saptanırsa sporcuya verilecek ceza ile ilgili işlemler başlatılır.

Doping yaptığı saptanan sporcuya ne ceza verilir?

Doping yaptığı saptanan sporcuya ve ilgili kişi ve kuruluşlarca kullanılan madde ve yöntemin cinsine göre farklı ağırlıkta ceza uygulanır. Genellikle ilk kez dopingli olduğu saptandığında sporcu 2 yıl spordan men, ikinci kez dopingli olduğu saptandığında ise ömür boyu spordan men cezası ile cezalandırılmaktadır. Grip ilaçlarında bulunan bazı maddelerin (Efedrin, Pseudoefedrin, fenilpropanolamin, kafein, vb.) kullanıldığının saptanması durumunda ,ilk seferde altı ay, ikinci seferde iki yıl, üçüncü seferde ise ömür boyu spordan men cezası verilir.

Doping içeren maddeleri farkinda olmadan kullandığı saptanan sporcuya ne gibi işlem yapılır?

Sporcunun hastalığı ya da başka nedenle aldığı ilaçların Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin doping listesinde olduğu saptanırsa, bu durumda farkında olmadan doping madde kullanımından söz etmek muhtemeldır. Örneğin soğuk algınlığı ilaçlarının içinde çok kullanılan bazı uyarıcı maddelerin karşılaşma öncesi farkında olmadan alınmış olmasına sıklıkla rastlanmaktadır.

 

Sporcu kullandığı ilacın yasaklı listesinde olup olmadığını bir hekime danışarak öğrenmek zorundadır. Dopingle mücadele kurallarına göre sporcunun maçtan önce Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin yasaklı listesinde bulunan bir ilacı kullandığı saptanırsa, o sporcu karşılaşmaya sokulmamalıdır. Aksi takdirde doping kontrolünde alınan yasaklı madde tespit edilirse, sporcu hasta olduğunu doktor raporlarıyla belgelese dahi sporcuya ceza verilir.

Sporcu grip olduğunda nasıl bir tedavi uygulanmalıdır?

Soğuk algınlığı ilaçlarının içinde çok kullanılan bazı uyarıcı maddeler (Efedrin, Pseudoefedrin, fenilpropanolamin, kafein, vb.) doping olarak kabul edilmektedir. Sporcuların bu gibi ilaçları en azından karşılaşmadan 48 saat önce bırakması gereklidir. Aksi takdirde doping kontrollerinde yasaklı madde tespit edilirse sporcuya ceza verilir. Karşılaşma öncesi dönemde yasaklı madde içermeyen diğer antihistaminik ilaçların alınması konusunda gerekli bilgiler bir hekimden mutlaka alınmalıdır.
More

Fibromiyalji Sendromu

Fibromiyalji sendromu (FMS) nedir?

FMS; yaygın kas ağrıları, yorgunluk, bitkinlik ve uyku bozukluğu ile seyreden kronik bir hastalıktır. Toplumun % 2 kadarında görülür. Hastalık kadınlarda çok daha sık görülür.çocukluk çağında bile görülebilir. Kaslarda, fibroz dokuda, bağlarda ve kirişlerde ağrı vardır. Sık rastlanan ve sebebi bilinmeyen bir kronik ağrı sendromudur.

 

FMS’ de röntgen filmleri, kan tahlilleri ve kas biyopsileri normaldir. Teşhis tamamen hastanın ifadesine ve doktorun muayenesine göre konulur. Bir hastaya FMS demek için ağrıların en az 3 ay sürmesi, sabah yorgunluğu ve vücutta belli sayıda hassas noktaların olması gerekir.

 

 

Belirtileri nelerdir?

Yaygın kas iskelet sistemi ağrıları hastaların en önemli şikayetidir. Ağrı, genellikle hastanın bir bölgesinden başlar ve bütün vücuduna yayılır. Boyun, kürek kemikleri arası, bel, baldırlar, sırt ağrının en çok yerleştiği yerlerdir. Ağrı, yanıcı, kemirici ve sızlayıcı olarak tanımlanır. Ağrı günün saatleri içinde fiziksel aktivite, uyku ve stres durumuna göre değişir. Ağrı bazen çok şiddetli olabilir. Nemli hava, soğuk, yorgunluk ve uykusuzluk ağrıları artırır.

 

Hastanın genel durumunun değerlendirilmesinde bir bozukluk yoktur, ancak hassas noktalar adını verdiğimiz ağrı noktaları vardır.

 

FMS’ li hastaların % 90’ında orta veya ileri derecede yorgunluk, dayanıklılıkta azalma ve bir çeşit tükenmişlik hali vardır, bazen yorgunluk ağrıdan daha önemli olabilir.

 

FMS’ li hastaların büyük çoğunluğunda uyku problemleri vardır. Bunlar derin uyku uyuyamazlar ve gece boyunca sık sık uyanırlar ve sabahları yorgun kalkarlar. Bazı hastalarda ise fazla uyku vardır. Firomiyalji sendromlu hastalarda, uykunun süresinden çok dinlendirici olmaması önemlidir. Uykusuzluk ve yorgunluk, keyifsizlik, ilgisizlik, dayanıklılık azalması ve tükenmişliğe yol açar.

Ruhsal yapıyı nasıl etkiler ?

Ruh halindeki değişiklikler, FMS da sık görülen bir bozukluktur. Hastaların çoğunda bir hüzün, bir yıkılmışlık vardır. Hastaların 1/4’de belirgin bir depresyon bulunur. Ancak hastaların çoğunda depresyona ait belirtiler vardır. FMS’ li hastalar aynı zamanda asabi ve tahammülsüz insanlardır.

 

Bu hastaların bir işe yoğunlaşma ve basit problemleri çözme kabiliyetleri azalır.

Diğer belirtileri nelerdir?

Baş ağrıları, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ağrıları, göğüs ağrıları, sık idrara çıkma ve acil idrar yapma isteği sık görülen şikayetlerdendir.

 

Ayrıca cinsel isteksizlik ve erken boşalma görülebilir. Cinsel isteksizlik özellikle kadınlarda aile içi huzuru bozacak kadar şiddetli olabilir.

 

FMS’ de çene eklemi ağrıları, kramplar ve kulak çınlamaları olabilir.

Hastalık kimlerde görülür?

Hastalık daha çok kadınlarda görülür. Erkeklerde ve küçük çocuklarda bile görülebilir. Menopoz döneminde görülme sıklığı ve şikayetler artar.

Sebepleri nelerdir?

Fiziksel ve ruhsal travmalar, ekonomik kayıplar, bir yakının kaybedilmesi, enfeksiyon hastalıkları, hormonal bozukluklar fibromiyalji sendromuna sebep olabilir. Ayrıca genetik faktörlerin de hastalığın gelişiminde rolü vardır. İklimin fibromiyalji sendromu gelişiminde etkisi yoktur, ancak soğuk ve nemli hava fibromiyalji sendromunda şikayetleri artırır.

Fibromiyalji sendromu hangi hastalıklarla birlikte görülebilir?

  • Kronik yorgunluk sendromu
  • Migren ve diğer baş ağrıları
  • İrritabl kolon sendromu (kolit)
  • Miyofasial ağrı sendromları
  • Huzursuz bacak sendromu
  • Diğer romatizmal hastalıkların seyri esnasında görülebilir.

Fibromiyalji sendromu nasıl tedavi edilir ?

İlaçlar : Fibromiyalji sendromu tedavisinde kullanılan ilaçlar daha çok, uykuyu düzenlemek ve depresyonu tedavi etmek, yorgunluğu gidermek amacıyla kullanılır. Antidepresan ilaçlar etkili dozda kullanılmalıdır, ve uzun süreli kullanılmalıdır. En uygun ilacı bulmak bazen zor olabilir. Hastanın şikayetleri 2-4 haftadan sonra azalmaya başlar. Ayrıca kas gevşetici ve ağrı kesiciler kullanılabilir.

Fibromiyalji sendromu tedavisinde kullanılan ilaçlar daha çok, uykuyu düzenlemek ve depresyonu tedavi etmek, yorgunluğu gidermek amacıyla kullanılır. Antidepresan ilaçlar etkili dozda kullanılmalıdır, ve uzun süreli kullanılmalıdır. En uygun ilacı bulmak bazen zor olabilir. Hastanın şikayetleri 2-4 haftadan sonra azalmaya başlar. Ayrıca kas gevşetici ve ağrı kesiciler kullanılabilir.

Düzenli ve yeterli uyku : Bu hastalar aynı saatte yatmaya alıştırılmalıdır, yatmadan önce uykuyu etkileyecek alkol, sigara, çay, kola, kahve gibi maddeler alınmamalıdır.

 

Egzersiz: Günlük aerobik egzersizler ve germe egzersizler çok önemlidir. Ancak hasta yorucu egsersizlerden kaçınmalıdır. Egzersizler günün erken saatlerinde ve akşam yapılmalıdır.

 

Fiziksel ve ruhsal zorlanmalardan kaçınma: Stres ve aşırı çalışma FMS belirtilerinde artmaya yol açar. Ancak bu insanlar mutlaka günlük sorumluluklarını da yerine getirmelidirler.

 

Diğer uyku bozukluklarının tedavisi : Huzursuz bacak sendromu, horlama, eşin horlaması, kafein alma, obezite (şişmanlık), alkol gibi uykuyu engelleyici faktörler tedavi edilmeli veya bunlardan kaçınılmalıdır.

 

Fibromiyalji remisyona girse (iyileşse) bile tekrarlama riski çok yüksektir. Bu sebeple bu hastalar hep olumlu bir tavır almalı ve bu hastalığın günlük hayatlarını berbat etmelerine izin vermemelidir.

 

Fizik tedavi, kaplıca kürleri, çevre değişiklikleri, yumuşak doku enjeksiyonları iyileşmeye katkıda bulunabilir.
More

Egzersiz ve Bağışıklık Sistemi

Egzersiz ve immünoloji alanındaki hızlı gelişmeler spor bilimi, tıp, immünoloji, fizyoloji ve davranış bilimlerinde görevli bilim adamlarının ilgilerini çekmiştir. Spora bağlı immün cevap konusundaki ilgi birçok sebepten dolayı oluşmuştur. Birincisi; antrenörler ve kulüp hekimlerinin, antrenman ve müsabaka esnasında sporcularını sağlıklı bir şekilde tutma istemeleridir. İkinci olarak egzersiz ve bağışıklık konusuna ilgi, toplumun sağlıklı gelişim amacıyla doğan ilgiden de kaynaklanır. Düzenli orta düzeyde (ılımlı) yüklenmelerin kalp hastalığı, şişmanlık, insüline bağlı olmayan diyabet, yüksek tansiyon ve osteoporoz gibi hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde, ayrıca vücut ağırlığının kontrolü ve organizmanın strese karşı direncini artırmada önemli rol oynadığı ispatlanmıştır. Araştırmacılar şimdi çalışmalarını yaşam tarzına bağlı etken taşıyan hastalıklar (kanser gibi) üzerine yoğunlaştırmışlardır ve düzenli spor yapan kişilerin daha düşük kanser insidansların rastlandığına dair tahminler vardır.

 

Egzersiz, kanser ve AIDS gibi, belirli hastalıklarda ek tedavi olarak reçete edilmeye başlanılmıştır. Kanser ve AIDS de bağışıklık sisteminin, hastalıkla doğrudan ilgili olması nedeniyle bilim adamları hastalık gelişimi üzerine etkilerini öğrenebilmek için yüklenmeye bağlı immün cevabı araştırmaktadırlar.

 

Yaşam tarzı faktörleri, immün sistemi güçlendirmek yada zayıflatmak yönünden etkileşebilir. Diyet, stres ve fiziksel aktivite bu faktörleri oluşturur. Yetersiz beslenme ve uygun besinlerin eksikliği immün sistemi zayıflatabilir. Şayet yaşlı ve yalnız yaşıyor iseniz, yalnız yemek yiyorsanız diyetinizde meyve ve sebzeler dengeli olarak yer almalıdır.

 

Vitamin veya bazı minerallerin aşırı alımı, grip ya da soğuk algınlığına karşı koruyucu etkiye sahip olduğu kesin olarak kanıtlanmış değildir. Ancak, soğuk algınlığı esnasında vit-C alımının hastalığın şiddetini azaltabileceği ya da gidişatını kısaltabileceği konusunda bazı kanıtlar vardır.
More