Ayak bileği burkulmaları; ayak bileği eklemlerini bir arada tutan bir yada birden fazla bağın zorlanması ya da kısmen yırtılması sonucu olur.
Ayak bileğindeki burkulmalar sonucu ayak bileğindeki eklemleri bir arada tutan bağların birinde veya bir kaçında zorlanmalar, yırtılmalar hatta kopmalar olabilir. Ayak bileği burkulmalarının çoğu ayak bileğinin içe doğru dönmesiyle oluşur ve bu durumda ayak bileğinin dış tarafındaki bağlar (ligamentler) etkilenir. Ayak burkulmaları hemen hemen herkesin başına gelen bir olaydır ve hastaların büyük çoğunluğunda önemli bir problem olmadan iyileşir.
Nasıl teşhis edilir ?
Ayak bileği burkulmalarında burkulma esnasında bir çıtırtı sesi, bir yırtılma hissi duyulur, üzerinde yürümekle ağrı olur. Ayak bileğinin dış yanında hafif bir şişlik olur ve 24 saat içinde o bölgede morarma olur.
Nasıl tedavi edilir ?
Tedavide ayak bileğindeki şişlik izlenmeli eklem iyileşinceye kadar travmalardan ve zorlanmalardan korunmalıdır. Tedavide ilk yapılması gereken buz uygulamasıdır. Bir naylon poşete konulan buzlar ince bir havluyla zedelenen bölgeye günde 3-4 defa 10-20 dakika süreyle uygulanır. Eklem ilk 1-3 gün içinde tam dinlendirilmelidir. Bunun için hasta tarafa bir baston alınabilir. Ayrıca bu bölgeye bir bandaj yada ayak bileği desteği veya ayak bilekten de sıkıca bandajlanmalıdır. Bunun için havalı splintler de kullanılabilir. Burkulan ayak bileği yükseltilmelidir. (RICE protokolü uygulanır, rest (istirahat), ice (buz), compretion (bandaj), elavation (yükseltme).
Tedavide bundan sonraki aşama ise ayak bileğinin aşırı hareketlerini önleyerek daha sonraki burkulmalardan korumaktır. Bunun için bandaj, splint, ya da breysler kullanılabilir.
Uzun süren bazı lezyonların tamamen iyileşmesi için egzersiz, ultrason, TENS tedavilerini içeren fizik tedavi kürleri, hatta tendon kopmalarında cerrahi tamir gerekebilir. Ayak bileği incinmesi geçiren kişi sporcu ise iyi bir rehabilitasyon programı yapılmalıdır. Eğer bütün bu tedbirlere rağmen şişlik ve ağrı devam ediyor 8-10 günde şikayetlerde azalma olmuyorsa durum ciddi olabilir. Bu durumda MR veya ultrasonla daha ileri bir değerlendirme yapılmalıdır.
MoreBaş ağrısının sadece yetişkinlerde olabileceği düşünülür. Oysa 5-7 yaş arası çocukların yaklaşık % 20 sinde kronik baş ağrıları vardır. Daha büyük çocuklar baş ağrılarını tarif edebilirler ancak küçük yaştaki çocuklar bunu yapamazlar.
Araştırmacılar baş ağrılarını, tiplerine göre ve ağrı oluşma mekanizmalarına göre sınıflandırmaktadırlar. Çocuklarda baş ağrılarını oluşturan 5 mekanizma vardır:
Çocuklarda gerilim tipi baş ağrıları
Birçok baş ağrısı boyun çevresindeki kasların kasılması ile oluşur. Çocuklardaki gerilim tipi baş ağrıları; yanlış duruş, sıkıntı, üzüntü, depresyon, fibromiyalji gibi sebeplere bağlı olabilir. Gerilim tipi baş ağrıları boyun çevresindeki kasların kasılarak oluşturduğu gerilim sonucunda ortaya çıkarlar. Çocuklarda görülen gerilim tipi baş ağrılarının çeşitli sebepleri vardır. Genellikle okulda iken görülür, oyun oynarken, yemek yerken veya dinlenirken görülmez.
Stress , anksiyete veya depresyon büyüklerde olduğu gibi çocuklarda da baş ağrılarına sebep olabilir. Genellikle bu gerginlik okulda oluşmaktadır. Çocuklarda gerginliğin sebebi; aile içi tartışmalar, kardeş kıskançlıkları veya okul başarısızlıkları olabilir. Ancak bunun dışında depresif çocuklarda da baş ağrılarına rastlanabilir.
Duruş bozuklukları, göz bozuklukları gibi bedensel arazlar çocuklarda gerilim tipi baş ağrılarına sebep olabilmektedir.
Çocuklarda görülen gerilim tipi baş ağrıları bazen açlık gibi basit nedenlerle oluşabilmektedir. Uzun bir gece uykusundan sonra kahvaltı edilmeden okula gidilmesi veya öğün atlanması buna sebep olabilir.
Bazı tetikleyici yiyeceklerin yenmesi yada enfeksiyonlar, baş ağrısını başlatabilmektedir (kafein, çikolata, bazı et ürünleri bazı meyveler tetikleyici rol oynamaktadır). Bu yiyeceklerin hangileri olduğu çocuk takip edilerek öğrenilebilir.
Çocuklarda gerilim tipi baş ağrılarının tedavisi
Gerilim tipi baş ağrılarında önleyici tedavi olarak beta blokerler ve antidepresanlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar çocuklarda çok dikkatli kullanılmalıdır. Oluşmuş olan baş ağrısının giderilmesi için ise kas gevşetici ve ağrı kesici ilaçlar ve gevşeme egzersizleri yararlı olmaktadır. Ayrıca davranış değişiklilerine yönelik tedavi ve duruş eğitimi verilmesi gerekir.
Çocuklarda migren
7 yaş altındaki çocuklar genellikle migren ağrılarını tanımlayamazlar. 10 yaşlarına doğru ise giderek bu ağrıları tanımlamaya başlarlar. 7 yaş öncesi görülme sıklığı % 2,5 ; 7 yaş ile puberte arasında görülme sıklığı ise % 5 ler civarındadır. Migren damarsal bir baş ağrısıdır. Damarlardaki genişleme ve daralmalar migrenin zonklama tarzındaki ağrılarına sebep olmaktadır.
Migren nöbetler halinde seyreder ve arada ağrısız dönemler vardır. Ağrı başlamadan önce aura adı verilen ve ağrının başlayacağını gösteren belirtilerin olduğu bir dönem olabilir. Aura esnasında çocuk dalgalanan çizgiler, parlak ışıklar, karanlık noktalar görebilir. Ancak bu aura dönemi bütün çocuklarda yoktur. Deride solukluk, aşırı yorgunluk, başın bir yanında veya alında zonklayıcı ağrı, karın ağrısı, bulantı kusma oluşur. Ruhsal durumda değişiklikler, baş dönmesi, görme bulanıklığı, iştah artışı veya azalması eşlik edebilir. Migrenli çocukların % 70-90 ının ailelerinde de migren şikayetleri vardır ve çocuğun kişilik yapısı migrenli olan anne ve babasına çok benzemektedir. Parlak ve titrek ışıklar, gürültü, sinema veya TV, fiziksel veya ruhsal gerginlikler, anksiyete veya depresyon tetikleyici rol oynamaktadır. Nadir olarak ta aşırı yorulma ve çok fazla güneş ışığı migrende tetikleyici faktör olarak rol oynayabilir.
> Tedavisinde; betablokerler, antidepresanlar, parasetamol kullanılabilir.
Organik nedenli başağrıları
Ateş : Baş ağrısı yüksek ateş sebebi ile oluşabilir. İlk olarak çocuğunuzun ateşini ölçmelisiniz.
Enfeksiyonlar : Baş ağrıları birçok enfeksiyon da oluşabilir. Enfeksiyon kulakta, idrar yollarında, akciğerlerde olabilir.
Kafa travmaları : Düşme ve çarpmalar sonucu baş ağrıları çocuklarda sık görülür. Kafa travmalarında beyinde hasar olup olmadığı sadece klinik testlerle anlaşılabilir. Bu tür durumlarda çocuk mutlaka bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Zaman ilerledikçe uyku hali, mide bulantısı ve kusma, bilinç kaybı gelişebilir.
Beyin tümörleri : Baş ağrısı olan çocukların % 1 inden azında iyi huylu veya kötü huylu beyin tümörleri bulunmuştur. Tümör büyüdükçe baş ağrılarının şiddeti artar ve tümörün tipine ve yerine göre bazı başka belirtiler da eşlik eder.
Menenjitler : Baş ağrısının yanında yüksek ateş, ense sertliği, zihinsel bulanıklık, uyku hali vardır.
More MoreBrakial pleksus yaralanmaları (BPY) yeni doğanlarda ve çocuklarda görülen, hayat boyu süren çok uzun süre takip ve rehabilitasyon gerektiren bir hastalıktır.
BPY bir sinir zedelenmesidir. Bu sinirler (brakial pleksus) boyun omurları arasından çıktıktan sonra birbirleriyle birleşerek bir ağ (plexus) yaparlar ve bu ağdan çıkan çevresel sinirler, omuz çevresi, kol ve parmak kaslarını hareket ettirirler ve aynı zamanda bu bölgenin hissiyatını (dokunma duyusunu) taşırlar.
BPY nin sebepleri nelerdir ?
BPY larının çoğu doğum esnasında omuz ve boyundaki sıkışmalardan kaynaklanır. Özellikle iri doğan bebeklerde daha sık görülür. Forsepsle yapılan doğumlarda daha sık görülür.
BPY tipleri nelerdir ?
Sinirdeki hasarlanmanın derecesine göre ağırdan hafife doğru üç tip BPY tipi vardır.
Kopma : Sinir tamamen kopmuÅŸtur.
Yırtılma : Sinir kısmen yırtılmıştır.
Nöroma : Sinirde zedelenme olmuştur, fakat sinir bütünlüğü bozulmamıştır. Hastaların çoğu bu sınıfa girer.
BPY 1000 canlı doğumda 3 adet görülür. Hasarlanmanın olduğu sinir kökü seviyesine göre üç tip brakial pleksus lezyonu vardır.
Üst sinir kökleri tutulumu (Erb-Duchenne) : En sık rastlanan BPY şeklidir. Makat gelişi yada zor bir baş gelişi sonucu brakial pleksusun gerilmesi sonucu olur. C5, C6 bazen de C7 sinirlerinin zedelenmesi sonucu olur. Omuz çevresi kaslarında felç ya da kısmi felç görülür.
Sadece C7 tutulumuçok nadirdir.
Alt sinir kökleri tutulumu (Klumpke) : Daha nadirdir, iyileşmesi daha zordur. C8 ve T1 sinir kökleri etkilenir. Elin intrensek (içsel) kasları etkilenir, pençe el görünümü vardır.
Tedavi
BPY da tedavinin esasını rehabilitasyon oluşturur. Tedavide amaç sağlam kaslarda kontraktür oluşmasını engellemektir. Başlangıçta üst kolun gövdeyle, ön kolun üst kolla 90 derece açı yapacak şekilde bandajlanması gerekir. İlk 6 ay buna devam edilir. 3 haftalık aralarla düzenli kontroller yapılır. Daha sonra düzenli egzersizlere geçilir. Operasyon gerekirse 4 yaşına kadar beklenir.
Tedavinin amacı etkilenmiş ve sinirlerinde zedelenme olan elin normal kullanımı değildir, ancak sinirleri zedelenmiş el ve kolun kısmen kullanılması gerekir. Bunun içinde uzun süreli rehabilitasyon uygulamak gerekir. Bazen sinir tamir operasyonları, kas transferleri gerekebilir. Etkilenmiş kol ve elin ağıza götürülebilmesi sağlanmalıdır. Etkilenmiş kol objeleri taşıma ve kaldırmada sağlam kola yardım edebilmelidir.
Prognoz
Yenidoğan döneminde prognozu (gidişat) belirlemek zordur. Üst BPY nın gidişatı çok daha iyidir. İyileşme 1-18 ay arasında görülür. Alt BPY ve tam kopmalarda tüm tedavilere rağmen önemli sakatlıklar kalır.
MoreDoğumsal kalça çıkığı doğuştan, femur başının yerinde olmamasıdır. Ülkelere ve bölgelere göre değişmekle birlikte 1000 doğumda 2-5 oranında görülür. Kız bebeklerde erkeklere göre 4-5 kat daha fazla görülür ve daha ağır seyreder. Hastalık erkek çocuklarında hafif seyrettiğinden kolayca gözden kaçabilir. Anne yada babada DKÇ varsa çocukta olma ihtimali % 25 tir.
Kalça çıkıklığı erken teşhis edildiği taktirde daha kolay tedavi edilebilir, ancak fark edilmekte gecikilirse, ileride yürüme bozukluklarına ve ciddi sakatlıklara yol açabilir.
Yeni doğmuş bebekler, doğumun hemen ardından doktor tarafından tepeden tırnağa kontrol edilmelidir. Kalça çıkıklığının ilk bebekte görülme ihtimali daha yüksektir. Ayrıca ters meydana gelen doğumlarda eklem yerlerine fazlaca baskı olması sebebiyle kalça çıkığı olma ihtimali artar
Kalça çıkığı nasıl fark edilir?
Kalça ekleminde uyluk kemiği başı leğen kemiğindeki asetabulum adı verilen çukurluğa yerleşmiştir. Bazı bebeklerde asetabulumdaki çukurluk femur başının yerleşmesine imkan vermeyecek kadar sığ yada dar olabilir. Dolayısıyla femur başı yada başları tamamen yerlerinin dışına otururlar. Doğumdan hemen sonra doktor bebeğin bacaklarını her yönde hareket ettirerek, eklem yerlerinin tam olarak yerine oturup oturmadığını kontrol etmelidir. Bu yöntem Barlow testi olarak adlandırılır.
İçe doğru basan ayak, bir bacağın yürürken aksaması, kalça bölgesindeki derinin gerilmesi kalça çıkıklığının belirtileri arasındadır. Ancak yeni doğmuş bir bebeğin kemiklerinin tam olarak yerine oturması beklenemez, 6 ay sonra yapılacak ultrasonla eklemlerin yerine tam olarak oturup oturmadığı anlaşılabilir.
Tedavi ÅŸekilleri
Erken farkına varılan kalça çıkığı kolaylıkla tedavi edilebilir. Bunun sebebi doğumdan sonraki ilk aylarda eklemlerin tam olarak yerine oturmamış ve hareketli olmasıdır. Çocuk ayakta durmaya ve yürümeye başladıktan sonra kalça çıkıklığı varsa eklemler yanlış yerde oluşmaya başlar. Bu durum daha sonraları yürürken içe doğru basmaya ve topallamaya başlar. Tedavide çoğunlukla uygulanan yöntem bandajlama yöntemidir. Çocuğun ayaklarından itibaren kalça kısmı özel bandajlarla sıkıca sarılır, bu arada ayakları ayrılarak kurbağa pozisyonu verilir. Bu bandaj sabittir ve çocuğun altını değiştirirken çıkarmaya gerek yoktur. 3 ay boyunca uygulanır. Eğer çocuğun kalçasında iki taraflı çıkık varsa ve çocuk 6 aydan büyükse alçıya alınır.
Çocuktaki anormallik geç farkedilirse tek çözüm yolu ameliyattır. Ameliyatta, kalça eklemindeki yumuşak dokular orijinal pozisyonlarına getirilir.
Koksartroz (kalça eklemi kireçlenmesi)
Kalça çıkığı küçük yaşta tedavi edilmediği taktirde, 30 yaşından sonra bel ağrıları, yürüme bozuklukları (yürürken sağa veya sola yalpalamak şeklinde), şiddetli kalça ağrısı, topallama, omurganın dengesinin bozulmasıyla oluşan sırt ve bacak ağrıları gibi rahatsızlıklara sebep olur. Bu hastalığa koksartroz adı verilir. Koksartrozun en önemli sebebi kalça ekleminin doğumsal bozukluklarıdır. Koksartrozun tek tedavisi cerrahidir.
Zamanında farkına varılmayıp tedavi edilmeyen kalça çıkıkları, çok hafif olduğu için belirti vermeyen ve gözden kaçan kalça eklemi yapısal bozuklukları ileri yaşlarda koksartroza zemin hazırlar. Bazen iyi bir şekilde tedavi edilse bile DKÇ li hastalarda ileri yaşlarda koksartroz gelişebilir.
More
Sever hastalığı kızlarda daha çok 8-10 yaşlarında, erkeklerde ise 10-12 yaşlarında görülür.15 yaşından sonra görülmesi çok nadirdir. Hastalık daha çok erkek çocuklarda görülür. Topuk kemiği (kalkeneus) arka-alt büyüme plağında bir zorlanmaya bağlıdır. Bu bölgedeki bursayı, aşil tendonunu (ayağın arkasındaki kalın kiriş) ve tendon yapışma yerini etkileyen bir hastalıktır.
Belirtileri nelerdir?
Özellikle 8-15 yaşlarında, çok aktif, atletik ve kilolu erkek çocuklarında ve gençlerde daha sık görülür. Hastanın esas şikayeti yürüme yada spor aktiviteleri sonucu topallamaya yol açan topuk ağrısıdır. Aşil tendonu çevresinde basmakla ağrı vardır. Aşil tendonu gergin ve ağrılıdır. Bazen kalkeneus (topuk kemiği) arkasında bursit olabilir, bu durumdaki bursayı boşaltmak sakıncalıdır. Hasta ayak parmak uçlarını yukarı doğru büktüğünde topukta şiddetli ağrı olur. Topuk üzerinde yürüme ağrılı, parmak ucunda yürüme ağrısızdır. Genellikle tek taraflıdır, iki taraflı da olabilir.
Tedavide ne yapılmalıdır?
Hastalanmış bölgeye soÄŸuk ve sıcak uygulamaları, aktivite kısıtlanması, ayakkabı içine yumuÅŸak topuk yastıkları konulması, ayakkabının topuk kısmının yükseltilmesi hastaları rahatlatır. AÅŸil germe egzersizleri yaptırılır, çok ÅŸiddetli aÄŸrıda diz bükük, ayak bileÄŸi aÄŸrısız tarafa bükük (plantar fleksiyon) olarak 3 hafta alçı yapılabilir. Hastalığın ÅŸiddetine ve tedaviye verdiÄŸi cevaba göre 2 hafta – iki ay arası aşırı fiziksel aktiviteye dereceli olarak izin verilir. Sever hastalığı geçiren çocuklar fiziksel aktivite ve spordan sonra topuk bölgesine soÄŸuk kompres uygulamalıdır.
More
Perthes hastalığı büyüme döneminde oluşan ve kalça ekleminin femur (uyluk kemiği) başında dolaşımın bozulmasına bağlı beslenme bozukluğu yapan zamanla kalça eklemini oluşturan kemiklerden femur başının erime ve ileri dönemlerde femur başının yozlaşmasına yol açan bir hastalıktır. Dolaşım bozukluğu geçici bir durumdur. Kalça eklemi iki kemikten oluşur femur ve asetabulum (kalça eklemi yuvası). Perthes hastalığı femur (uyluk kemiği) başının hastalığıdır asetabulum etkilenmemiştir. Perthes hastalığında femur başında dolaşım bozukluğuna bağlı erime, küçülme, şekil bozukluğu olur.
Hastalığın sebebiyle ilgili pek çok teori ortaya atılmıştır: enfeksiyon, eklemde sıvı artışı, travma ve doğumsal anomaliler. Hastalığın sebebi tam olarak bilinmemekle beraber vücuttaki büyüme hormonunu bu olaya yol açtığı düşünülmektedir. Erkek çocuklarında kızlara oranla 4-5 kat daha fazla görülür. Hastalığın başlama yaşı 3-12 yaşlardır fakat sıklıkla 6-8 yaşlarında görülür. Genellikle tek kalçada tutulum vardır. % 10 oranında her iki taraflıdır.
BELÄ°RTÄ°LER NELERDÄ°R?
Hastanın şikayetleri her zaman çok belirgin değildir. İlk şikayetler zaman zaman olan kalça ve diz ağrısıdır. Ağrı şiddetli değildir ve birkaç ay önemsenmeden devam edebilir. Kalça hareketleri zor yapılır ve ağrılıdır. Spor veya oyun sonrasında ağrı ve topallama artar. Sabahları normal yürüyen çocuk akşamları topallamaya başlar. Doktora ilk müracaat genellikle topallamanın fark edilmesinden 1-2 hafta sonra olur. Çocuk o bacağını diğerine göre kısalmış hisseder. Fiziksel aktivite belirtileri artırır.
- Diz ağrısı
- Kalça hareketlerinde ağrı ve kısıtlılık
- Topallama
- Uzun süre şikayeti olanlarda kas zayıflığı
NASIL TEÅžHÄ°S EDÄ°LÄ°R?
- Ailenin gözlemi ve muayene bulguları
- Röntgen (ilk dönemde belirti vermez), kaliteli ve uzman değerlendirmeli
- MR, teşhis koydurucu ancak pahalıdır
- Sintigrafi, fazla miktarda radyasyon alınır
Hastalığın başlama yaşı önemlidir genellikle 8 yaş altında görülenlerde düzelme şansı daha fazladır. Hastalığın 4 dönemi vardır.
- 1. dönemde: kalça ekleminde sıvı artışı vardır
- 2. dönemde: kıkırdakta yumuşama ve zedelenme
- 3. dönemde: kalça eklemi büyüme çekirdeğinde erime, küçülme
- 4. dönemde: düzelme, rejenerasyon (yeniden yapılanma)
Ancak düzelme olsa bile bazen kalça ekleminde deformite olur ve ileriki dönemlerde kalça kireçlenmesine zemin hazırlar. Bütün hastalar bu dönemlerin hepsini sırayla geçirirler. Hastalık süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar değişir. En önemli olay hastalığın başlangıç yaşıdır. Ne kadar erken başlarsa sonuç o kadar iyidir. Genellikle 7 yaş altında başlayanların düzelme miktarı daha fazladır.
Tedaviyi etkileyen faktörler;
- hastalığın başlangıç yaşı
- erken teÅŸhis
- hastalığın kalça eklemini tutma oranı ve şiddeti
- femur başının asetabulumdan taşıp taşmaması
- kalça hareketlerinde kısıtlılık olup olmaması
Hastalığın başlangıç yaşını ve kalçanın tutulum miktarını değiştirme şansı yoktur fakat kas spazmını azaltarak kalça eklemi yerinde tutulabilir. Kalça ekleminin gelişmesi iki kemiğin uyum içinde iç içe olması sayesinde olur.
MoreAyakların bilekten ve parmaklardan içeri dönük olması halidir. Ayaklardaki çarpıklık doğumdan itibaren vardır ve çok belirgin bir şekil bozukluğudur. Ayak tabanları birbirine bakar. Sık görülen bir doğumsal anomalidir. Her 1000 doğumda 1 oranında görülür. Ayaklar normalden ufak ve kısadır.
Oluş sebebi belli değildir. Ayaklar bebeğin anne karnındaki duruş pozisyonundadır. Erkeklerde 2-3 kat daha fazla görülür. Ailesinde çarpık ayağı olanların çocuklarında görülme oranı daha yüksektir
TEDAVÄ°
Tedaviye hemen başlanmalıdır. Tedavide amaç ağrısız, yere düz basan ve tüm fonksiyonları yerine getiren bir ayak sağlanmalıdır. Tedavi edilmeyen vakalarda ayaklar içe dönük olarak kalır. Doğumu takip eden ilk günlerde çarpıklığı düzeltici germe egzersizleri ve masaj yapılır. Bu hareketlerde zorlayıcı olmamak lazımdır yoksa bebeğin kıkırdak halindeki kemiklerinde bozukluklar olur. Alçı tedavisi daha sonraki günlerde uygulanacak tedavidir. Masaj ile ayak düzeltilebildiği kadar düzeltilir ve alçı ile bu pozisyon korunur. Her hafta yeni alçı yapılarak tedaviye devam edilir. Böylece ayak yavaş yavaş düzeltilmiş olur. Ortalama 10-12 haftalık alçı uygulaması gereklidir. Her alçıdan sonra parmak uçlarından alçının sıkıp sıkmadığı kontrol edilmelidir. Ayaklar alçıdan çıkınca çarpık hale dönme eğilimindedir. Alçı ile yeterli düzelme sağlandığında ayağı düzgün pozisyonda tutacak sert plastikten yapılan özel ateller kullanılır. Özel ayakkabılar vererek 2-3 yaşına kadar takip edilmelidir. Bazı ayaklarda yeterli düzelme sağlanamayabilir.
Ayaktaki bozukluk 3 bölgededir:
- 1-ayak parmakları içe dönüktür
- 2-topuk içe dönüktür
- 3-ayak bileÄŸi yere doÄŸru durur.
Düzelme hangi bölgede yetersiz ise düzeltici ameliyatlar yapılır. Genellikle ayak bileği zor düzelir bunun düzeltilmesi için topuk tendonu uzatılır. Genellikle çocuk 6-12 aylık olunca yapılan bir ameliyattır. Bunun dışında bozukluğun derecesine göre çeşitli ameliyatlar yapılabilir.
İyi bir tedavi sayesinde çocuklar ağrısız ve fonksiyon kaybı olmadan koşar oynar ve hiç bir aktiviteden eksik kalmaz. Ne kadar iyi tedavi edilirse edilsin çarpık ayaklı çocukların ayakları 1-1.5 numara küçüktür ve daha serttir.
More
Okul çağı çocuklarının %10-20’ sinde görülen eklem dışı ağrılardır. Daha çok bacaklarda görülür. Ağrı 17-18 yaşlarına kadar devam edebilir. Ağrılar kramp şeklinde, derin, rahatsız edici bir tarzda hissedilir. Bacaklar, baldırlar, bacağın ön tarafı ağrının en çok hissedildiği bölgelerdir. Kalça, bel ve üst taraflarda nadiren görülürler. Ağrılar aşırı fiziksel aktivite ile artar, masaj ve dinlenmekle azalır. Akşamları ve geceleri artar, uykuyu engelleyecek kadar şiddetli olabilir. Bazı çocuklarda bütün gece boyu sürebilir. Bu hastalarda topallama, eklemlerde şişlik, şekil bozuklukları, fiziksel aktivite kaybı olmaz. Ağrılar sabahları tamamen geçer.
Büyüme ağrılarının özellikleri
- 4-12 yaşlarda sık görülür.
- Kızlarla erkeklerde eşit sıklıkta görülür.
- Alt ekstremitelerde derin kramplar ve ağrılar olur. Ağrı heriki bacakta da olur. Akşam ve gece şiddetlenir, sabahları geçer.
- Topallama ve hareket kısıtlılığı yoktur. Masaj ve ağrı kesiciler ağrıyı hafifletir.
- Muayene normaldir.
- Laboratuar bulguları normaldir.
Büyüme ağrılarının sebebi tam olarak bilinememektedir. Kesin teşhis için bir kriter yoktur. Çocukluk çağı fibromiyalji sendromu, hipermobilite sendromu ve miyfosial ağrılardan ayırt edilmelidir. Metabolik ve romatizmal hastalıklar yönünden takip edilmelidir.
Tedavi
Düşük doz aspirin ve diğer ağrı kesicilerle masaja çok iyi cevap verir.
MoreKaval kemiği ile uyluk kemiği arasındaki uyumu sağlamak için diz ekleminde iki adet menüsküs bulunur. Menüsküsler C ve O harfi şeklindedir. İç taraftakine iç menüsküs, dıştakine dış menüsküs adı verilir.
Menüsküsler, diz ekleminde yastık görevi görürler, diz ekleminin bütünlüğüne yardım ederler ve dönmelerde güvence unsurudurlar. Ani ve tekrarlayan zorlanmalar menüsküsleri zedeler. Menüsküsler genelde dize yandan gelen darbeler sonucu yırtılırlar. Diz bükülü iken uyluğun içe doğru aşırı dönmesi ile ve dizde aşırı gerilme sonucu da menüsküsler yırtılabilir.
Başlıca iki tip menüsküs hastalığı vardır. Genç ve orta yaşlarda yırtıklar daha sık görülür. İleri yaşlarda ise daha çok yıpranma ve yozlaşmalar görülür. Menüsküs yıpranma ve yozlaşmaları osteoartritle birlikte görülür.
TeÅŸhis
Muayene, röntgen, çift konstrastlı artrografi, bilgisayarlı tomografi ve artroskopi ile tanı kesinleştirilebilir. Günümüzde MR en sık kullanılan teşhis metodudur.
Başlıca belirtiler
-Ağrı: Özellikle belli pozisyonlarda şiddetli ağrı olur
-Kilitlenme : Dizin 20-25 derece bükülü kalması, dizin açılamaması durumudur. Bu durum bir kaç günlük istirahatla geçer. Ancak kilitlenmeye sebep olabilecek diğer durumlardan (ağrı, kitle gibi) ayırt edilmelidir.
-Şişlik (sıvı birikmesi) : Darbe-kaza sonucu meydana gelen menüsküslerde görülebileceği gibi, menüsküs yırtığı da sıvı birikmesine sebep olabilir.
Başlıca yırtılma şekilleri
- Longitudinal (uzunlamasına) yırtıklar
- Transvers ve oblik (yatay ve eğri) yırtıklar
- Menüsküs kisti ile birlikte olan yırtıklar
TeÅŸhis
Muayene, röntgen, çift kontrastlı artrografi, bilgisayarlı tomografi ve artroskopi ile tanı kesinleştirilebilir. Günümüzde MR en sık kullanılan teşhis metodudur.
Tedavi
Yozlaşmaya bağlı ağrılar diz osteoartriti gibi tedavi edilmelidir. Soğuk ve sıcak uygulamalar, egzersizler yaptırılmalıdır. Eklem içi hyalüronik asit enjeksiyonları yapılabilir. Efüzyon varsa boşaltılır.
Menüsküs yırtığı tanısı konulduktan sonra, yırtığın şekline ve olayın akut veya kronik oluşuna göre menüsküsün tamamı veya bir kısmı ameliyatla alınır. Bir kısmının alınması tercih edilir. Ayrıca artroskopik yöntem günümüzde daha çok kullanılmaktadır.
Diskoid menüsküs denilen durum gelişim sırasında meydana gelen bir anomalidir ve sıklıkla dış menüsküste görülür. Dizin hareketleri sırasında sesli bir kayma meydana gelir. Yırtık gelişirse ağrı ve kayma şiddetlenir. Ne şekilde tedavi edilirse edilsin iyi bir rehabilitasyon şarttır. Erken yaşta geçirilen menüsküs müdahalelerinin ileri yaşlarda artroza zemin hazırlayacağı unutulmamalıdır.
More