Omurga; omurlardan, omurların arasında bulunan disklerden ve omurlarlarla diskleri bir arada tutan bağlar ve diğer yumuşak dokulardan oluşmuştur. Omurga, hem ileri derecede sabit ve sağlam, hem de hareketli olması gereken bir organdır. Bu esneklik, omur (vertebra) adı verilen çok sayıda küçük parçanın bir araya gelmesi ile sağlanabilmiştir. İnsanda toplam omur sayısı 33’dür. 7 boyun (servikal), 12 sırt (dorsal) ve 5 bel (lomber) omuru toplam 24 omur, omurganın hareketli bölümünü oluşturur. Omurlar arasında 23 adet disk adı verilen kıkırdaksı-fibröz oluşum vardır. Bel ve boyun bölgesi omurganın en hareketli bölgeleridir. Bu sebeple artroz (kireçlenme), disk hastalığı gibi yıpranma ve yozlaşmaya bağlı hastalıklar en çok bu bölgelerde görülür.
Omur (vertebra)
Omurlar, omurganın asıl taşıyıcı elemanlarıdır. Her bir omur, bir gövde bölümü ve içinden omuriliğin geçtiği bir halkadan oluşur. Omur gövdesi basık bir silindir şeklindedir ve çok güçlü bir kemik yapısına sahiptir. Ancak yine de düşme yada kazalarda kırılabilir. Özellikle de osteoporoz (kemik zayıflığı) adı verilen kemik kitlesinin azaldığı durumlarda yüksekliği azalır ve kırılma riski artar. Omurlardaki kırıklar, kaymalar yada kireçlenmeler omurilik yada ondan çıkan sinirleri sıkıştırabilir.
Disk (omurlar arası yastıkçıklar)
Omurların gövde kısımlarını birbirleri ile çok sıkı bir şekilde birleştiren diskler; elastik, kolayca şekil alabilen, basınca dayanıklı elemanlardır. Disk, kapsüle benzetebileceğimiz bir dış zar ile sarılıdır (anulus fibrozis). İçini ise, jel benzeri bir madde ( nükleus pulpozus ) oluşturur. Diskler vertebral son plaklar (diskin omurla birleştiği tabaka) vasıtasıyla kemikle birleşir.
Disklerin beslenmesi, subkondral (diskin hemen altındaki) kemikten vertebral son plaklardaki porlar (delikçikler) yoluyla sızan sıvılarla olur. Sıvı, dik duran insanda basınçla gün içinde dışarıya çıkar. Buna bağlı olarak, sabah ve akşam saatleri arasında 1-2 santimlik bir boy farkı oluşur. Sabahları dinlenip kalkan insanın boyu daha uzundur. Bu sıvı değişimi, diskin beslenmesini sağlayan tek yoldur. Diskin beslenmesinin en iyi yolu yatak istirahatidir.
Diskin en sık rastlanan sorunu, disk içindeki materyalin diskin zarlarını balonlaştırarak sinirleri sıkıştırması, hatta daha da ilerleyip dış zarların yırtılması ile içeriğinin dışarı çıkarak çevre dokuya, özellikle de sinirler üzerine baskı yapmasıdır (buna bel fıtığı adı verilir). Ayrıca, disk, yıllar içinde niteliğini yitirerek kırılganlaşır, yüksekliği azalır. Disk yüksekliğinde azalma bir yaşlılık hastalığıdır, ve genellikle omur kireçlenmesi (spondiloz) ile birliktedir.
Omurlar arası faset eklemler
Omurlar önde diskle arkada iki adet faset eklemi ile birbirleriyle bağlantı yaparlar. Faset eklemlerde, kireçlenme adı verilen eklem aşınmaları oluşabilir ya da iltihabi romatizmalarda iltihap meydana gelebilir. Ayrıca, bu eklemlerde doğuştan varolan bazı yapısal bozukluklar da olabilir. Bu durumlarda da hasta bel, sırt yada boyun ağrısı hisseder. Hareketleri de kısıtlanabilir. Faset eklemlerden kaynaklanan ağrılar genellikle 40 yaşından sonra görülür ve belde hissedilir. Ağrılar öne eğilmekle azalır, arkaya doğru eğilmekle ve merdiven çıkarken artar.
Kaslar
Sırtımızda, kalça kemiklerinden enseye kadar, omurganın her iki yanı boyunca güçlü bir kas dokusu vardır. Yine önde leğen kemiği ile göğüs kafesi arasında, kemik desteğinden mahrum bölgede de, karın kasları yer alır. Bunlar da, tıpkı sırt kasları gibi, ancak çok daha ince bir tabaka halinde bir hasır örgüsü görünümündedirler. Karın içi organlarını yerinde tutma görevinin yanısıra, solunum için de gereklidirler. Karın kasları bel bölgesinin öne eğilmesini sağlarlar ve yana eğilmeye yardımcı olurlar.
Dik duruşta dengenin korunabilmesi için, omurga düz bir sopa gibi değil, öne ve arkaya doğru bir “S” harfine benzer kıvrımlar yaparak durur. Bu eğriliklere, omurganın doğal eğrilikleri denir ve omurgayı zedelenmelerden korur. Bel bölgesindeki eğriliğin artması, yani belin çukurlaşması arka grup eklemleri, belin düzleşmesi ise diskler üzerine binen yükü artırır.
Bağlar
Kaslar ve kemiklerin yanı sıra, hareket sisteminin önemli bir elemanı da bağlardır. Kaslar, kasılmaları ile hareketi sağlarlar. Kemikler ise sert ve dayanıklı yapıları ile kendisinden destek alınan oluşumlardır. Ancak, bunları birleştiren oluşumlara da gerek vardır. Bağlar, kasların sağladığı hareketi frenlemeye ve harekete sınır koymaya yarayan oluşumlardır. Omurga gibi çok hareketli bir yapıyı bir arada tutmaya, buna karşın yeterli hareket açıklığının da kalmasına imkan sağlarlar. Omurganın başlıca üç önemli bağı vardır. Omurların hemen önünde kalın ön uzun bağ, omur gövdesinin arkasında omuriliğin hemen önünde daha ince arka uzun bağ ve omuriliğin arkasında sarı bağ oldukça önem taşırlar. Omurlar arasında birçok bağ daha vardır.
Ancak, aşırı zorlanmaları, sürekli gergin kalmaları, ve kireçlenmeleri omurga ağrılarının önemli sebeplerinden biri olmalarına yol açarlar. Ayrıca, iltihapları, aşınmaları ve zorlanmaları; yırtılmalarına ve kopmalarına sebep olabilir.
Omurganın görevleri
Omurga hem ayakta durmamızı, hem esnekliğimizi sağlar. Omurga iç organlarımızın asıldığı bir askı ipi gibi işlev görür. Omurga aynı zamanda beynin bir uzantısı olan omuriliğin taşıyıcısı ve koruyucusudur.
MoreBu ağrıların en önemli sebebi, omurganın doğal eğriliklerini uzun süre koruyamamasıdır. Başlangıçta ağrının sebebi, kas ve bağların uzun süre gerili kalması ve zorlanmasıdır.
Omurganın bazı duruş şekillerinde bazı diskler üzerine fazla yük biner. Örneğin öne eğilerek yük kaldırılırsa disk arkaya doğru balonlaşır, aynı zamanda sinirlerin omurgadan çıktığı delikler (intervertebral foramen) daralır. Omurlar arası eklemler de bu pozisyonlarda normalden çok zorlanır. Bu da başlı başına bir ağrı sebebidir. Ayrıca, bu zorlanmaların uzun süre devamı bel fıtığı yada kireçlenmelere sebep olur. Dönme pozisyonunda yapılan ağırlık kaldırma ve yüklenmeler disklerin önce iç sonra dış liflerinin yırtılmalarına ve daha sonra yozlaşmalarına ve fıtıklaşmalarına yol açar.
Omurganın doğal eğriliklerini uzun süre koruyamamasının sebebi, çoğunlukla kas zayıflığı daha doğrusu dayanıksızlığıdır. Bu ağrıya yol açan pozisyonlardan korunmak için, koruyucu pozisyonlar alınır. Uzun süre bu pozisyonların korunması ise, kas ve tendonlarda kısalmalara yol açar. Bu suretle bir kısır döngü oluşur. Daha çok genç yaşlarda görülen, altında iltihaplı bir romatizmanın olmadığı bel ağrılarında fonksiyonel bozukluklar ön plandadır. Bu hastalarda röntgen, tomografi ve MR bulguları normaldir. Bel hareketlerinde fark edilebilir bir kısıtlanma yoktur.
Bu grup hastaların tedavisinde zorlayıcı ve tekrarlayıcı aktivitelerden uzak durma ve zayıflamış kasların durumuna göre düzenli egzersizler tavsiye edilir.
MoreBir veya birkaç kas grubunda görülen ağrı, hassasiyet ve tutuklukla karakterize bir hastalıktır. Halkımız tarafından kulunç, kas romatizması ve yel vurması gibi isimlerle adlandırılır. Fibromiyalji sendromu ile çoğunlukla karıştırılır. Halbuki fibromiyalji sendromunda ağrı daha yaygındır, myofasial ağrı sendromu ise daha az kas grubunu ilgilendirir. Fibromiyalji daha çok kadınlarda, miyofasial ağrı ise her iki cinste eşit sıklıkta görülür. Fibromiyalji de ağrı tutukluk ve hassasiyet vücudun her tarafında yaygındır, miyofasial ağrıda ise bir veya birkaç bölgededir. Myofasial ağrıda yorgunluk ve uykusuzluk yoktur ya da daha hafiftir. Myofasial ağrının tedavisi fibromiyaljiye göre daha kolaydır.
Miyofasial ağrıların sebepleri nelerdir ?
Genetik faktörler, aşırı yorgunluk, tekrarlayan hareketler, iş kazaları, boyun ve bel fıtıkları, mesleki ve ailevi tatminsizlikler, kötü çalışma koşulları miyofasial ağrıların en önemli sebepleridir.
Bacaklardan birinde kısalık, kötü duruş, uzun süre hareketsiz kalma, uzun süren yatak istirahatları, B vitamini eksiklikleri, potasyum, kalsiyum, demir, magnezyum ve selenyum gibi mineral eksiklikleri, hipoglisemi, hipotiroidi, östrojen eksikliği, viral enfeksiyonlar, psikolojik ve sosyal problemler miyofasial ağrıların diğer sebepleridir.
Miyofasial ağrılarda hastanın şikayetleri nelerdir ?
Miyofasial ağrı sendromlu hastalarda kaslarda ağrı, tutukluk ve hassasiyetin yanında, sıkışma ve yanma hissi vardır. Eklem hareket açıklığında hafif bir kısıtlanma ve yorgunluk vardır. Çoğu zaman hastalar kas tutukluğundan değil baş ağrısı, sırt ağrısı, boyun ağrısı, göğüs ağrısı, bel ağrısı, siyatik ve omuz ağrısı gibi değişik ağrılardan yakınırlar. Ağrılar hafif veya bazen çok şiddetli olabilir. Ağrı hayatı tehdit etmemekle birlikte hayat kalitesini oldukça düşürür. Ağrılar, ilgili kas ve tetik noktalar ile ilgili olmayan yerlere yayılım gösterirler.
Miyofasial ağrı sendromları nasıl teşhis edilir ?
Miyofasial ağrı sendromlarında öykü ve fizik muayene tanı koydurucudur. Sebepleri ortaya koymak ve ayırıcı teşhis için laboratuvar ve radyolojik tetkikler gerekebilir.
Miyofasial ağrı sendromları nasıl tedavi edilir ?
Germe egzersizleri miyofasial ağrılardaki tetik noktaları kısmen inaktive edebilir. Etilklorür spreyleri ile spreyleme ve germe egzersizlerinin birlikte uygulanması daha iyi sonuç verir.
Tetik nokta enjeksiyonları en etkili tedavidir. Tetik nokta enjeksiyonlarının birkaç kez tekrarlanması gerekebilir.
Ayrıca masaj, aktif ve pasif hareketler, analjezikler, kas gevşeticiler, antidepresanlar kullanılabilir.
Ayrıca biofeedback, akupunktur, TENS ve diğer fizik tedavi uygulamaları oldukça faydalıdır.
MoreDuruş (postür) vücut kısımlarının diziliş ve düzenidir. Postür statik veya dinamik olarak ikiye ayrılır. Oturma, ayakta durma, yatma sırasında vücudun duruş şekline statik postür (sabit duruş), hareket esnasında vücudun duruş şekline ise dinamik postür (hareketli duruş) denilir.
Normal postür (duruş) nedir ?
Kas iskelet sisteminde bir zorlanmaya sebep olmayan, vücudun normal eğriliklerinin korunduğu, eklemlere uygulanan kuvvetlerin dengeli dağıldığı duruşa normal postür yada normal duruş denilir.
İyi bir postür eğitimi çocukluk yaşından itibaren başlar. Kötü postür hayatın ileri dönemlerinde karşılaşılabilecek birçok romatizmal hastalığın, organ bozukluklarının ve ruhsal bozuklukların sebebi olabilir.
İdeal ayakta durma pozisyonu
Baş dik ileri ve geri eğiklik yapmaksızın yanlardan bakıldığında kulaklar tam omuzlar hizasında olmalıdır. Göğüs dik durmalı bel ve boyundaki çukurluklar normalden fazla veya az olmamalıdır. Karın düz olmalıdır. Omuzlar dik olmalı, çökmüş gibi olmamalıdır.
İdeal yatış pozisyonu
Yatak sert ve düz olmalı, vücut ağırlığı ile yaylanmamalıdır. Baş ve gövde uyum içinde olmalıdır. Yastık çok alçak veya çok yüksek olmamalı, boyundaki çukurluğu destekleyecek kadar olmalıdır. Çok yumuşak yastıklar zararlıdır. Ayrıca çok sert ve yüksek yastıklar başın askıda kalmasına ve boynun zorlanmasına sebep olur.
İdeal oturma pozisyonu
Oturma postürü ayakta durma postürüne göre daha gevşek bir postürdür. İdeal bir oturmada yük her iki kalça üzerine eşit olarak dağılmalı, bel ve sırt dik olmalıdır. Oturulan yer yeterli yükseklikte olmalı, her iki ayak yere eşit olarak temas etmelidir. Çalışma esnasında öne eğilmeyi önlemek için masaya yakın oturulmalı, araba kullanılıyorsa direksiyona yakın olunmalıdır. Sırt ve mümkünse baş, eğimi hafif arkaya bakan bir destekle desteklenmelidir. Otururken kolların bir destekle desteklenmesi omuz ve boyuna binen yükü azaltır.
Sık rastlanan duruş bozuklukları ve sebepleri
Kifoz (kamburluk) : Sırt omurgasının öne doğru eğik olmasıdır. Aşırı kilolular ve gebelerde görülebilir. Düz tabanlık gibi deformiteler, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar, bel çukurluğunda artma, karın kaslarında zayıflık, zayıf sırt kasları, desteklenmeyen iri göğüsler vs kifozun en önemli sebepleridir. Ayrıca göğüslerin çıkması döneminde kızlar öne eğilerek otururlar bu da dorsal kifoza (kamburluk) sebep olur, bu durum daha sonraki boyun, omuz ve sırt ağrılarına zemin hazırlayabilir. Kifoz kürek kemiği hareketlerini etkileyerek düşük omuz, torasik çıkışın daralması (boyundan çıkıp kollara giden damar ve sinirlerin geçtiği dar bir bölge) gibi ilave problemlere yol açabilir. Osteoporoza bağlı çökme kırıklarında ilerlemiş kifoz deformiteleri görülür.
Sırt omurgasının öne doğru eğik olmasıdır. Aşırı kilolular ve gebelerde görülebilir. Düz tabanlık gibi deformiteler, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar, bel çukurluğunda artma, karın kaslarında zayıflık, zayıf sırt kasları, desteklenmeyen iri göğüsler vs kifozun en önemli sebepleridir. Ayrıca göğüslerin çıkması döneminde kızlar öne eğilerek otururlar bu da dorsal kifoza (kamburluk) sebep olur, bu durum daha sonraki boyun, omuz ve sırt ağrılarına zemin hazırlayabilir. Kifoz kürek kemiği hareketlerini etkileyerek düşük omuz, torasik çıkışın daralması (boyundan çıkıp kollara giden damar ve sinirlerin geçtiği dar bir bölge) gibi ilave problemlere yol açabilir. Osteoporoza bağlı çökme kırıklarında ilerlemiş kifoz deformiteleri görülür.
Lordoz (çukur bel) : Beldeki normal çukurluğun artmasıdır. Karın, sırt, kalça kasları ve bağlarındaki dengesizlikler ve güç kayıpları bel çukurluğunu artırır. Gebelikte bel çukurluğu artar. Ayrıca karın kaslarında gevşeklik, aşırı kilo lomber lordozu artırır. Lomber lordonun en önemli sonucu bel ve bacak ağrılarıdır. Ayrıca omurlarda kayma (spondilolistezis) olan hastalarda lombel lordoz (bel çukurluğu) artmıştır.
Beldeki normal çukurluğun artmasıdır. Karın, sırt, kalça kasları ve bağlarındaki dengesizlikler ve güç kayıpları bel çukurluğunu artırır. Gebelikte bel çukurluğu artar. Ayrıca karın kaslarında gevşeklik, aşırı kilo lomber lordozu artırır. Lomber lordonun en önemli sonucu bel ve bacak ağrılarıdır. Ayrıca omurlarda kayma (spondilolistezis) olan hastalarda lombel lordoz (bel çukurluğu) artmıştır.
Kifolordoz (kamburluk ve çukur bel) : Bu kişilerde sırtta kamburluk, belde de çukurluk vardır. Kalça öne doğru eğiktir. Bu hastalarda dizler arkaya eğik, kalçalar ise öne eğiktir. Baş öne doğrudur, ancak kamburluktan dolayı boyundaki çukurluk artmıştır. Bu hastalarda boyun, omuz, sırt, bel ve bacak ağrıları sık görülür.
Bu kişilerde sırtta kamburluk, belde de çukurluk vardır. Kalça öne doğru eğiktir. Bu hastalarda dizler arkaya eğik, kalçalar ise öne eğiktir. Baş öne doğrudur, ancak kamburluktan dolayı boyundaki çukurluk artmıştır. Bu hastalarda boyun, omuz, sırt, bel ve bacak ağrıları sık görülür.
Arkaya eğik bel: Bu duruş bozukluğunda kalçalar önde, dizler geridedir. Sırt belirginleşmiş, göğüs kafesi öne çıkmış ve vücudun ağırlık merkezi ayağın ön kısmına kaymıştır. Bu duruş bozukluğunda omurga (bel, boyun, sırt) ve omuz ağrıları sık görülür.
Bu duruş bozukluğunda kalçalar önde, dizler geridedir. Sırt belirginleşmiş, göğüs kafesi öne çıkmış ve vücudun ağırlık merkezi ayağın ön kısmına kaymıştır. Bu duruş bozukluğunda omurga (bel, boyun, sırt) ve omuz ağrıları sık görülür.
Bu tip postürel bozuklukta arka uyluk kasları zayıf ve uzun, tensor fasia lata kası kuvvetli, iliotibial bant gergindir.
Düzleşmiş bel: Bu postürde karın kasları kuvvetli, bel ekstansörleri (doğrultucu kaslar) zayıftır. Kalça ve diz eklemi hiperekstansiyondadır (aşırı doğrulmuş). Kalça fleksörleri (bükücü kaslar) uzun ve zayıf, arka uyluk kasları kısa ve kuvvetlidir. Düzleşmiş belde disklere binen yük arttığı için bel fıtığı riski artar.
Bu postürde karın kasları kuvvetli, bel ekstansörleri (doğrultucu kaslar) zayıftır. Kalça ve diz eklemi hiperekstansiyondadır (aşırı doğrulmuş). Kalça fleksörleri (bükücü kaslar) uzun ve zayıf, arka uyluk kasları kısa ve kuvvetlidir. Düzleşmiş belde disklere binen yük arttığı için bel fıtığı riski artar.
Düşük omuz : Uzun süre masa başında çalışanlar, bilgisayar ve daktilo gibi klavyeli cihaz kullananlar, borsa çalışanları gibi sürekli bir ekran izlemek zorunda kalanlar, çok fazla miktarda el işi (ince iş) yapanlarda sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş bozuklukları ile çok sık karşılaşırlar. Bu kişilerde aynı pozisyona maruz kalmaktan ve tekrarlayan mikrotravmalardan dolayı omuz ağrıları, boyun ağrıları, kürek kemikleri arasında ağrı, kol ve el bileği ağrıları çok sık görülür. Bazen ciddi boyun fıtıkları, dejeneratif değişiklikler (boyun kireçlenmeleri), rotator manşon tendinitleri, kümülatif travma hastalığı, karpal tünel sendromu ve torasik çıkış sendromları görülebilir. Uzun süreli kötü ve aynı pozisyonda ders çalışan öğrenci ve akademisyenlerde de benzer tablolar görülebilir.
Uzun süre masa başında çalışanlar, bilgisayar ve daktilo gibi klavyeli cihaz kullananlar, borsa çalışanları gibi sürekli bir ekran izlemek zorunda kalanlar, çok fazla miktarda el işi (ince iş) yapanlarda sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş bozuklukları ile çok sık karşılaşırlar. Bu kişilerde aynı pozisyona maruz kalmaktan ve tekrarlayan mikrotravmalardan dolayı omuz ağrıları, boyun ağrıları, kürek kemikleri arasında ağrı, kol ve el bileği ağrıları çok sık görülür. Bazen ciddi boyun fıtıkları, dejeneratif değişiklikler (boyun kireçlenmeleri), rotator manşon tendinitleri, kümülatif travma hastalığı, karpal tünel sendromu ve torasik çıkış sendromları görülebilir. Uzun süreli kötü ve aynı pozisyonda ders çalışan öğrenci ve akademisyenlerde de benzer tablolar görülebilir.Duruş egzersizleri
Ayakta yapılacak egzersizler
Çeneniz geride, başınız dik, kollarınız gövdeye yakın, karın düz olacak şekilde yürümeye çalışınız. Kauçuk tabanlı, kaymayan ayakkabıları tercih ediniz. Yürürken ayaklarınız dışa doğru değil öne doğru baksın.
Bir duvara karşı durup kollarınızı kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırın. Bu esnada karnınızı içeri çekerek belinizi düzleştirmeye çalışın. Bu egzersizi yaparken bir kolunuzu kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırırken, diğer kolunuzu indirebildiğiniz kadar aşağıyı doğru uzatın. Daha sonra kollarınızı değiştirin.
Ellerinizi arkadan bel ortasına getirin. Eğilebildiğiniz kadar arkaya eğilmeye çalışın. Bu esnada karın kaslarınızın kasıldığını hissedin.
Sırtınızı bir duvara yaslayınız, ayaklarınızı 25 cm kadar duvardan uzağa koyunuz. Dizleriniz hafif bükülü durumda iken baş, omuz ve sırtınızı duvarla temas halinde tutunuz. Bu pozisyonda, duvarla temas halinde iken aşağı-yukarı kayın. Sırt bölgenize plastik bir top koyarak bu egzersizi daha etkili hale getirebilirsiniz.
Oturarak yapılacak egzersizler
Başka bölümlerde anlatılan boyun egzersizleri uzun süre oturmaktan kaynaklanan zorlanmaları dengelemek için kullanılabilir.
Otururken omuzlarınızı kaldırabildiğiniz kadar kaldırın. Sonra omuzlarınızı öne, aşağıya ve arkaya hareket ettirerek daireler çizin. Bu hareketi ayakta da yapabilirsiniz.
Arkalıklı bir sandalyede yada taburede oturun. Kürek kemiklerinizi orta hatta doğru yaklaştırabildiğiniz kadar yaklaştırın.
Arkalıklı bir sandalyeye oturun. Sandalyenin kollarından tutarak sırt bölgenizi sandalyenin üst destek noktasına getirerek geriye doğru geriniz.
Yatarak yapılacak egzersizler
Dizleriniz bükülüyken sırt üstü uzanın. Başınız ve omuzlarınızı yere koyun. Bu esnada kalça, uyluk ve gövdenizi kaldırarak köprü kurun. Bu egzersizi daha sonra sağ ve sol bacağınızdan ayrı ayrı destek alarak tekrarlayın.
Dizleriniz bükülü iken sırt üstü yatın. Kalçanız çok hafif kalkarken, karnınızı içe çekin ve bel çukurluğunu yere bastırmaya çalışın.
Sırt üstü dizleriniz bükülü iken yatın, kürek kemiklerinizin arasına rulo haline getirilmiş büyükçe bir havlu koyun. Omuzlarınızı aynı anda yere doğru yaklaştırmaya çalışın.
Yüzüstü uzanın önce sağ sonra sol kolunuzu havaya kaldırmaya çalışın. Aynı hareketi karnınızın altına bir yastık koyarak kollarınız yanda iken tekrar ediniz. Bu hareketi yaparken sağ ve sola doğru gövdenizi esnetin.
More- Hareketsiz iş ve hayat düzeni olanlar (Büro işi vb.)
- Ağır kaldıranlar, eğilme-bükülme ve dönme hareketini yanlış yapanlar.
- Uzun süreli araç kullananlar (Şoförler vb.)
- Doğuştan belinde kayma olanlar.
- Fazla kilolular, oburlar.
- Zayıf bel ve karın kasları olanlar.
- Çok ve sık doğum yapmış kadınlar
- Vücut mekaniği ve duruşu bozuk olanlar.
- Ortası çukurlaşmış yataklarda uyuyanlar.
- Hamileliğin son aylarında olanlar.
- Yüksek riskli sporlarla uğraşanlar (Halter, kürek vb.)
- Sigara içenler (Sigara disklerin beslenmesini bozar, sürekli öksürme)
- Ruhsal ve duygusal gerginlik yaşayanlar. (Stres, Depresyon)
- Kronik akciğer hastaları
- Uzun süreli kortikosteroid kullananlar
- Daha önce bel ağrısı geçirenler
- Daha önce bele yönelik operasyon geçirenler
- Boyun ve sırt ağrısı olanlar
BEL AĞRILARINDAN KORUNMA PRENSİPLERİ
Bel ağrılarını önlemek için öneriler:
1. Egsersiz ve beslenme:
- Bel ağrısı yapmayan aerobik egzersizler yapın.
- Aşırı kilolardan kaçının, eğer varsa aşırı kilolarınızı verin.
2. Uyurken:
- Yatınca şeklini değiştirmeyen bir yatak seçin.
- Yan yatarken sırtınıza binen baskıyı azaltmak için dizinizi bükün (diz probleminiz varsa bu şekilde yatmak dizinizde kontraktürlere sebep olabilir)
- Sırtüstü yatarken dizlerin altına küçük bir yastık koyun (şayet bir diz hastalığınız yoksa).
3. Otururken:
- Sandalyenizin arkalığında belinizdeki normal kavsi koruyabilecek bir destek bulundurun.
- Masaya yakın oturun ayağınızı yerle temas ettirin.
- Araba kullanırken pedallara kolay ulaşabilecek şekilde oturun.
- Kalçanız ile dizlerinizi aynı seviyede tutun.
4. Ayakta Dururken ve Yürürken:
- Uzun süre ayakta duracaksanız, sık sık ağırlığı bir bacaktan diğerine aktarın.
- Mutfakta uzun süre ayakta duracaksanız bir ayağınızın altına bir yükseklik koyun
- İşinizi kendinizi zorlamayacak bir yükseklik seviyesinde yapın.
- Dik durun.
- Ayaklardan birini alçak bir yere koyun.
- Bastığınız yerin sert zemin olmasına dikkat edin.
- Sportif, alçak topuklu ayakkabı giyin.
- Üç doğal kavsinizin hizasını bozmayın.
- Yürürken yük taşıyorsanız yükün hep aynı elinizde durmamasına dikkat edin. Her iki elde de yük varsa yükleri eşit olarak her iki ele verin.
5-Eğilirken, Yük Kaldırırken
- Profesyonel haltercilerin yaptığı gibi başınızı dik tutun, bel kavsinizi koruyun.
- Dizler ve kalçalarınızı kırarak eğilirseniz üç doğal kavsinizin hizasını korumuş olursunuz.
- Zeminin dengeli olmasına dikkat edin ve kaldıracağınız yüke yakın olun.
- Çömelin derin bir nefes alın ve nefesinizi tutarak (karın kaslarını bele destek olması için) yüke yapışın.
- Dönerken belinizi değil ayaklarınızı döndürün.
- Yükü göğsünüze yapıştırarak beldeki yükünüzü azaltın.
- Eğilerek değil çömelerek yükü yere koyun parmaklarınıza dikkat edin.
- Ayaklarınızın arasını biraz açın ve yükü her iki ayağa eşit dağıtın. Kaldıracağınız ağır yük omuz hizasından daha yüksek ise sağlam bir taburenin üzerine çıkarak yükü alın.
MoreBel bölgesinde 5 adet omur ve omurlar arasında 5 adet disk vardır. Bel bölgesi vücudun esnekliğini ve hareketliliğini sağlar. Ayrıca beyinden çıkıp omurilik yoluyla taşınan ve buradan bacaklara uzanan sinirlerin geçiş yeridir. Bel bölgesinde iki adet önemli sinir vardır. Arkada siyatik sinir, bacağın ön tarafında ise femoral sinir. Siyatik sinir ayak ucuna kadar uzanır ve vücudun en uzun ve en kalın siniridir.
Belin en hareketli bölgesi (L4-5 ve L5-S1 ) bölgeleridir. Bu nedenle bel fıtığı, kireçlenme gibi yaşlanma ve yıpranmaya bağlı hastalıkların çoğu bu aralıkta görülür.
Bel kireçlenmesi denince başlıca 3 değişiklikten bahsedilir.
- Disklerde yaşlanma ve yıpranmalar, fıtıklar
- Omur gövdesinde kemiksi çıkıntılar(osteofitler) ve yaşlanmalar
- Arka tarafta omur çıkıntıları arasında iki adet faset eklemi arasında yozlaşmalar, yıpranmalar, kemiksi çıkıntılar ( osteofitler )
Kimlerde görülür?
Bel kireçlenmeleri daha çok orta ve ileri yaşlarda görülen hastalıklardır. Her iki cinste de görülür. Genetik faktörlerin önemli bir rolü vardır. Ayrıca, ağır bedeni işler yapanlar, trafik kazası geçirenler, daha önce bel fıtığı geçirenler, bele yönelik operasyon geçirenler, ve sporcularda daha sık görülür.
Belirtileri nelerdir?
Hastalığın şiddetine, kireçlenen bölgenin yerine göre bulgu ve belirti verir. Bel ağrıları, bel tutukluğu, bel hareketlerinde sertlik ve kısıtlılık olabilir. Ayrıca belden bacağa vuran siyatalji (siyatik) ve femoral nevralji şeklinde ağrılar olur. Ayrıca ağrılar kalça bölgesine yayılabilir.
Lomber spondiloz genellikle vücudun başka bölgelerindeki kireçlenmelerle birlikte olduğunda bu bölgelere ait belirtiler görülür.
Bu hastalarda boyun fıtığı, kireçlenme gibi boyun omurgası hastalıkları oldukça sık görülür. Eğer kireçlenmeye bağlı olarak omurilik kanalında daralma (stenoz ) oluşmuşsa bacaklarda uyuşmalar, yürüme mesafesinin azalması, özellikle yokuş aşağı ve merdiven inerken uyuşma ve ağrılar olur. Ayrıca, bu hastalarda, bacaklarda kramplar, yanmalar ve karıncalanmalar olur.
Bel kireçlenmelerinin tedavisi
Ağrılı dönemlerde istirahat, bele sıcak ve soğuk uygulamalar:
- Kas gevşetici, ağrı kesici ve antiromatizmal ilaçlar denenebilir.
- Bel kaslarını kuvvetlendirici egzersizler, karın kaslarına yönelik egzersizler
- Beli zorlayıcı hareketlerden kaçınmak
- Yüzeysel ısıtıcı, derin ısıtıcı, elektroterapi ve traksiyon gibi fizik tedavi uygulamaları, kaplıcalar.
- İyi seçilmiş vakalarda cerrahi olarak sinirlere baskı yapan lezyonların çıkarılması
MoreEL ANATOMİSİ
El; önkol kemikleri olan radius-ulna ile bilek eklemini ve birbirleriyle eklem yapan 2 sıra halinde 8 kemikten oluşan küçük karpal kemikler, 5 tarak kemiği, 14 parmak kemiğinden oluşur. Servikal (boyun) omurlarından çıkan sinirler önce brakial pleksusu yapar daha 3 sinir olarak ele kadar uzanır. Median, radial sinir ve ulnar sinir eldeki ana sinirlerdir.
Bu 3 sinir elin karmaşık ve mükemmel hareketlerini yönetirler ve duyusunu üst merkezlere iletirlerdir. El hareketlerinin büyük kısmı önkolda bulunan ve tendonları ele uzanan adaleler aracılığı ile olur. El bileğini bükücü kaslar (fleksörler) dirseğin iç kenarına, doğrultucu kaslar (ekstansörler) dirsek dış kenarına yapışırlar.
More MoreSpinal stenoz ; doğuştan ya da sonradan olma nedenlerle omurilik kanalının ve/veya omurilikten çıkan sinirlerin geçtiği sinir kanallarının daralmasıdır. Spinal stenoz boyun ve bel omurgasında görülür. Boyun bölgesindeki Spinal stenoz servikal miyelopati olarak adlandırılır. Bu sebeple Spinal stenoz den bahsedilince genellikle bel bölgesindeki stenoz anlaşılır. Spinal stenoz bel ve bacaklarda ağrıya yolaçan sık rastlanan bir hastalıktır.
Spinal stenozun sebepleri
- Yaş : Yaş ilerledikçe omurgadaki kemikleri birbirine bağlayan bağlar kalınlaşır, yine yaşlanmaya bağlı olarak osteofitler oluşur ve omurilik kanalını daraltır. Diskteki yozlaşma sonucu disk yüksekliği azalır ve disk genişleyerek kanalı daraltır. Faset eklemlerdeki yaşlanma ve kireçlenmeye bağlı yozlaşmalar omurilik kanalını ve sinir kanalını daraltarak Spinal stenoz belirtilerine yolaçar.
- Kalıtım : Omurilik kanalı doğuştan dar olanlarda çok daha erken yaşlarda Spinal stenoz belirtileri görülebilir. – Geçirilmiş omurga ameliyatları ve travmaları daha sonra yıpranma ve yozlaşmalara sebep olarak omurilik kanalını daraltabilir.
- Bel omurlarındaki kan akımı değişiklikleri
Spinal stenozun belirtileri
- Hareketle artan, dinlenmekle azalan ağrı, ağrı öne doğru eğilmekle kısmen azalır, geriye doğru kaykılmakla artar. Hasta yokuş ya da merdiven inerken daha çok rahatsız olur.
- Bacaklarda uyuşma, karıncalanma, üşüme, sıcak hissetme, güçsüzlük, yorgunluk.
- Beceriksizlik, sık düşme, yürürken ayakucunun takılması.
Spinal stenozda teşhis
Spinal stenozun kesin teşhisi için MR ve TOMOGRAFİ gibi ileri tetkik metodları gereklidir.
Tedavi
Spinal stenoz tedavisi zor bir hastalıktır.
- Lomber fleksiyon egzersizleri spinal kanalın çapını kısmen genişletir.
- Anti-romatizmal ilaçlar
- Kilo verilmesi
- İstirahat
- Fizik tedavi
- Epidural steroid uygulamaları
- Cerrahi : Spinal stenoz hastaların çoğunda cerrahi dışı tedaviler sonuç vermez. İyi seçilmiş hastalarda cerrahi müdahale sinirlere olan baskıyı ortadan kaldırarak hastanın normal bir hayat sürmesine yardımcı olur.
MoreKTS nedir?
Boyun bölgesinden çıkıp kol ve elin sinirlendirilmesini sağlayan üç kol sinirinden biri olan median sinirin ( diğerleri; ulnar sinir serçe parmağı ve yüzük parmağının yarısı, radial sinir el sırtı) el bileğinde dar bir kanalda sıkışmasına karpal tünel sendromu ( KTS) denilir.
Sebepleri nelerdir?
El bölgesindeki tendonlardaki kalınlaşmalar, gebeliğe bağlı su ve tuz tutulması, el bileğinin tekrarlayan hareketleri, iltihaplı romatizmalar, KTS’ nin en önemli sebepleridir. El bölgesindeki iyileşmiş kırıklar, ve tiroid bezinin az çalışması ve amiloidoz KTS’nun diğer sebepleridir. Boyun bölgesindeki fıtık, kireçlenme, eklem iltihapları, KTS ‘a benzer belirtilere yol açabilir.
Belirtileri nelerdir?
Daha çok orta ve ileri yaşlardaki kadınlarda görülür. Elin baş parmağında, işaret parmağında, orta parmakta ve yüzük parmağının yarısında ağrı olur. Ağrı genellikle yanıcıdır, geceleri daha şiddetlidir. Hasta ağrıdan dolayı ellerini sık sık sallar. Tek veya her iki elde görülebilir. Sağ elde daha belirgindir. Daktilo, bilgisayar kullanmak, yazı yazmak, elişi yapmak, gibi fiziksel aktiviteler hastanın ağrısını arttırır. Ağrılar geceleri daha rahatsız edicidir. Eğer sinirdeki zedelenme çok fazla ise şikayetler gün boyu sürer. El ayası ve parmaklarda uyuşma, karıncalanma, ve kuvvet kaybı olabilir. Dikiş dikme, yazı yazma, yerden ince bir şey alma gibi hassas aktivitelerde zorluk çekilebilir.
Nasıl teşhis edilir?
Hastanın ifadeleri, hekimin yapacağı ayrıntılı muayene teşhise büyük ölçüde yardımcı olur. Boyun bölgesi muayenesi de ihmal edilmemelidir. Kesin teşhis sinir iletim hızları ölçümleri ile yapılır ( EMG ). Hastalığın derecesini belirlemek için de EMG gereklidir.
Tedavi
El bileği tekrarlayan hareketlerden ve zorlanmalardan korunmalıdır. Gece kullanılacak istirahat splintleri şikayetleri azaltmakta ve hastalığın ilerlemesini büyük ölçüde engellemektedir. Vücutta su ve tuz tutulmasını önleyici ilaçlar, ağrı kesiciler, anti-romatizmal pomatlar kullanılabilir. Karpal tünele ince enjektörlerle yapılacak steroid enjeksiyonları semptomları iyileştirebilir.
El ve parmaklarda kuvvetsizlik, belirgin his kusuru, uykuya engel olacak şiddette gece ağrıları varsa cerrahi tedavi yapılmalıdır. Cerrahinin amacı median sinir üzere olan basıncı ortadan kaldırmaktır. Operasyon sonucunda ağrı ve fonksiyon kaybı düzelir. Operasyon lokal anestezi ile yapılabilir.
More