SÄ°GARAYI BIRAKIN
AÅžIRI ALKOL ALMAYIN
AŞIRI KAHVE İÇMEYİN
DÃœZENLÄ° EGZERSÄ°Z YAPIN
KALSÄ°YUM ALIMINIZI ARTIRIN
DÄ°YETÄ°NÄ°ZDEKÄ° D VÄ°TAMÄ°NÄ° MÄ°KTARINI ARTIRIN
Sigarayı bırakın…
Sigarayı bırakırsanız, kalbiniz, akciğerleriniz ve kan dolaşımınız yanında kemikleriniz de bundan çok yarar görecektir.
Aşırı içki içmeyin…
Alkolün az miktarı size zarar vermeyebilir ancak düzenli alkol kullanmanız halinde osteoporoz riskinizi artırabilirsiniz. İçmekte olduğunuz alkol miktarını azaltmanız gerekip gerekmediği konusunda hekiminiz size tavsiyelerde bulunabilir.
Aşırı kahve içmeyin…
Fazla miktarda alınan kafein de kemikleriniz için zararlıdır. Özellikle kahve ile aldığınız kafein miktarını azaltmak, osteoporoz riskini azaltmak adına önemli bir adımdır.
Düzenli egzersiz yapın…
Düzenli egzersiz kemikleriniz, dengeniz ve koordinasyonunuz için çok iyidir. Düzenli egzersiz, kemikleriniz yanında, genel sağlığınız ve kendinizi iyi hissetmeniz açısından da yararlıdır. Dengenizi sağlamanıza ve koordinasyonunuza yardımcı olarak düşme riskinizi de azaltır. Bu, özellikle osteoporozunuz varsa çok önemlidir, düşme riskiniz azalınca kemiklerinizin kırılma riski de azalır. Yapacağınız egzersizleri kesinlikle bir uzmana danışın.
Yarar görmek için aşırı ve ağır egzersizler yapmanıza gerek yoktur. Önemli olan, egzersizi düzenli olarak hergün yapmanızdır. Örneğin, hergün yarım saat tempolu bir yürüyüş kemikleriniz için çok faydalı olacaktır.
Kalsiyum
Yediklerinizle aldığınız kalsiyum miktarı özellikle önemlidir. Çok az kalsiyum alıyor olmanız kemiklerinizi güçlü kılmak için ihtiyaçları olan gerekli mineralden mahrum bırakmanız anlamına gelir. Gıdalarla yeterli kalsiyum alınması sağlıklı kemiklere sahip olabilmeniz için zorunludur.
İnsanlara yaşamları boyunca farklı zamanlarda farklı miktarda kalsiyum gereklidir. Aşağıda önerilen gereksinimler ile gıdalar ve kalsiyum miktarları tablolarını karşılaştırarak sizin ve ailenizin bu konudaki durumunu değerlendiriniz.
Düşme ihtimalinizi azaltın
Osteoporozunuz varsa kemikleriniz normale göre çok daha kolay kırılabilir. Osteoporozu olanlarda kemik kırılmalarının en sık rastlanan nedeni hafif bir düşmedir. Düşme ihtimalinizi azaltmak için yapabileceğiniz her şeyi yapm
MoreOtism bir beyin hastalığıdır. Otistik insanlar diğer insanlarla konuşmakta ve onlarla ilişki kurmada zorlanırlar. Otistik bir çocuk son derece çekingen görülür, diğer insanlarla göz temasından kaçınır, diğer çocuklarla konuşamaz ve onlarla oynamaz, ve bazı hareketleri sürekli tekrarlar durur.
Otizmin sık görülen belirtileri
- Göz temasından kaçınırlar
- KonuÅŸma ve diÄŸer seslere cevap vermezler
- Konuşmazlar ve konuşsalar bile konuşmaları düzgün değildir
- Sürekli bir objeye bakarlar
- El kol hareketlerinden anlamazlar
- Oyun oynarken oyunu çok ciddiye alırlar
- Çok aşırı kuralcı ve düzenlidirler
- Yüz ifadeleri çok sert ve donuktur.
- Kendilerini yaralarlar ve tehlikenin farkına varmazlar
Otizmin sebepleri nelerdir ?
Otizmin sebebi tam olarak bilinmemektedir. Genetik faktörler, bazı hastalıklar, çevresel faktörler, otizm yol açabilir. Erkek çocuklarda daha sık görülür.
Otizm nasıl teşhis edilir ?
Otizm teşhis edecek bir laboratuvar testi yoktur. Otizm olduğu düşünülen çocuklar çocuk psikiyatrisi tarafından değerlendirilmelidir.
Otistik çocukların çoğunda aynı zamanda mental retardasyon ( zeka geriliği ) vardır. Bazı otistik çocuklar zor problemleri kitap, defter, kullanmadan çözebilir.
Otistik çocuklarının %20 sinde ilk 1-2 yıl diğer çocuklardan hiçbir farkı yoktur. Bu çocuklar durup dururken daha önce kazandıkları kabiliyetleri kaybederler ve otistik olurlar.
Otistik çocukların bir kısmı yapılacak davranış ve konuşma tedavilerine oldukça iyi cevap verirler. Otizmi tedavi etmek için henüz bir ilaç yoktur, ancak otizmde görülen davranış bozukluklarının tedavisi için bazı ilaçlar kullanılabilir.
Otistik çocukların diğer kardeşlerinde de otizm olma şansı %5 kadardır.
More
Genel belirtiler
“Çok sakin bir bebeÄŸim vardı. Mama saatinde karnını doyuruyor, altını temizledikten sonra yatırıyordum. Ben tekrar yanına gidene kadar aÄŸlamıyordu. Dikkatimi çeken ilk ÅŸey, yanına yaklaÅŸtığımda kucaklamam için kollarını kaldırmaması, oyunlarıma hiç karşılık vermemesi oldu…”
“BebeÄŸim doÄŸduÄŸundan beri adeta bir kabus yaşıyoruz. Bütün gün akÅŸama kadar, bütün gece sabahlara kadar sürekli aÄŸlıyor. Mamasını yedirmek, altını temizlemek mümkün deÄŸil, ancak kucakta sallanırsa veya arabasında gezdirilirse biraz sakinleÅŸiyor…”
Otistik bebeklerde yukarıda ifade edildiği gibi, iki tip davranış biçimi gözlenmiştir. Birinci örnekteki gibi sakin ve bütün gününü yatakta geçiren bebeklerin bakımları kolaydır, ancak çevrelerine karşı ilgisizlikleri anne babaları endişelendirir.
İkinci tip bebekler ise sürekli ağlayan, huysuz bebeklerdir, sürekli sallayarak susturulurlar.
Otistik çocukları olan birçok anne baba, çocuklarının bebeklik döneminde olağandışı bazı şeyler hissettiklerini, ancak bunu tam olarak yorumlayamadıklarını belirtmişlerdir. Bazıları ise bu farklılığı düşünmek bile istemediklerini söylemişlerdir.
Çevreyi algılama
Anne ve babanın ilk gözüne çarpan, çocuğun çevresine karşı olan ilgisizliği ve kendisine yönelik oluşudur. Belirli sesli uyarılara hiç reaksiyon vermez. Kulaklarının duymadığı zannedilir. Diğer bazı seslere ise özel ilgisi vardır. Hışırtı, sürtünme seslerine duyduğu ilgi nedeniyle çeşitli yüzeyleri elleriyle kazır, tırmalar. İnsanlarla göz teması kurmaz, çok uzun süre boş bakışlarla oturabilir. 2. yaştan sonra bebeklik döneminde gözlenen çevreye ilgisizlik daha belirgin hale gelmiştir. Çevresindeki kişilerin, anne ve babanın yüzüne bakmama, hemen her otistik çocuğun özelliğidir. İnsanların gözlerine bakmadıkları veya kısa bakışlardan sonra gözlerini kaçırdıkları görülür. Kendi dünyalarında yaşarlar. Uyaranlara az veya aşırı cevap verebilirler. Çocukların seslere tepki vermemesi , birçok anne babayı, işitme problemi endişesi ile doktorlara gitmeye yöneltmektedir. Yapılan muayeneler çocukların işitmelerinde organik bir sorunun olmadığını göstermektedir. Gerçekten de bazen seslere hiç tepki vermedikleri, bazen en ufak seslere aşırı tepki gösterdikleri, alışılmış seslerden rahatsız olup kulaklarını kapatabildikleri, bazı seslere de çok duyarlı oldukları gözlenmektedir. Örneğin su, motor ve müzik gibi seslere özel ilgi gösterdikleri görülür. Görsel uyarılara da normal dışı tepkiler görülür. İnsan yüzlerine ve çevredeki birçok nesneye bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen ya da parlak olan cisimlere uzun süre bakabilirler. Bazen de ışıkla karşılaştıklarında kulaklarını, yüksek bir sese reaksiyon olarak da gözlerini kapama gibi ters tepkiler gözlenebilir. Bazı çocuklar ağrıyı, sıcağı ve soğuğu farketmede güçlük gösterirken, diğer bazılarında ise soğuk suyla ellerini yıkarken ağlama, eline toplu iğne battığında çığlıklar atma şeklinde, uyarılara aşırı tepkiler görülür. Tek bir duyu tipine dikkat edip, diğerlerini ihmal edebilirler.
KonuÅŸma ve iletiÅŸim
Otizm tanısı için gerekli olan kriterlerden biri olan, konuÅŸma ile ilgili ÅŸiddetli bozukluÄŸun erken tanıya gitmede farkedilmesi çok daha zordur. Normal bebekler 1 yaÅŸ civarında ilk kelimelerini söylerler. Sesler çıkarır, çıkardıkları sesleri farklılaÅŸtırır, bu ÅŸekilde duygularını, isteklerini ifade ederler. Ancak, normalde görülen bu “ba-ba” seslerinin otistik bebeklerde görülmediÄŸi belirlenmiÅŸtir. Ayrıca diÄŸer kiÅŸilerin kendileriyle konuÅŸmalarına ya da kendilerine seslenmelerine karşı tepkisiz kaldıkları gözlenmiÅŸtir. Bazı otistik çocuklar 0-2 yaÅŸ döneminde tamamen sessiz kalabilir, bazıları ise yaşıtları gibi birkaç kelime öğrenebilir; hatta bazıları bu birkaç kelimeyi kullanmayı öğrenebilirler ancak bunlar tekrar kaybolabilir. Sözel iletiÅŸim ve sosyal etkileÅŸimdeki sapmaları, sözel dışı iletiÅŸim ve fantezi kurmadaki bozukluk veya eksiklikle birliktedir. Normal ilgi ve sevgi davranışını geliÅŸtiremezler. Otistik çocuklarla yapılan çalışmalar, konuÅŸulanları anlama kapasitelerinin oldukça sınırlı olduÄŸunu göstermiÅŸtir. Tek kelimeleri anlayabilirken, kelimeler soyutlaÅŸtıkça ve cümleler karmaşıklaÅŸtıkça anlamaları da güçleÅŸir. KonuÅŸulanları anlama becerisi oldukça yavaÅŸ geliÅŸir. GeliÅŸmenin her çocuÄŸa göre farklı seviyelerde olduÄŸu gözlenir.
Ekolali
Ekolali, çocuğun duyduğu kelimeleri, cümleleri, konuşmacının hemen arkasından veya daha sonra taklit etmesidir. Normalde çocuklar konuşmaya duydukları kelimeleri taklit etmekle başlarlar; ancak bu taklit dönemi, 2,5 yaş civarında sona erer. Otistik çocuklar da bazen kelimeleri, bazen de cümleleri papağan gibi taklit ederek öğrenirler. Kelimeleri, taklit ettikleri konuşmacının aksanı ve vurgulaması ile söylerler.
Gramer Bozuklukları
KonuÅŸabilen otistik çocuklarda gramer bozuklukları da yaygın olarak görülür. ÇoÄŸunlukla kendisinden “sen” veya “o” diye bahseder. Bütün otistikler anne babaları ve diÄŸer kiÅŸilerle iliÅŸkilerini geliÅŸtirmekte deÄŸiÅŸik derecelerde yetersizdirler. Göz teması kuramazlar, tesadüfen böyle bir temas kurduklarında gözlerini kaçırırlar. KiÅŸilere sanki orada yokmuÅŸ gibi davranırlar. Bazen yollarını tıkayan bir mobilya parçası gibi onlara vurur ve kenara iterler. Bazen de üzerlerine tırmanarak onları oyuncak veya bir obje gibi görürler. Bu çocuklar sık sık hayatlarında çok önemli olan anne baba, kardeÅŸ, öğretmen gibi kiÅŸileri tanımıyor gibi görünürler. Otistik çocuk öpebilir, ancak bu mekaniktir ve duygusal bir özelliÄŸi yoktur.
Sosyal Davranış
Diğer çocukların aksine kucağa alınmaya karşı isteksizlik gösterme, kucağa alınınca huzursuz olma en belirgin özellikleridir. Genellikle 3. ve 4. aylarda görülen reaktif gülme görülmez ve çocuğun çevreyi tanıdığına dair hiçbir belirti de yoktur. Otistik bebekler, genellikle çevreleriyle ilişki kurmaz, kendi kendilerine gülümserler. Normal bir bebek yaşamının ilk 3 ayında annesine bakar, annesi onunla konuşurken gülümser. Daha sonraki aylarda ise her fırsatta kucağa alınmak için kollarını kaldırır. Tanıdığı kişileri görünce heyecanlanır. İnsanlarla ilişki kurmaktan hoşlanır. Birçok otistik bebek yalnız bırakıldıklarında mutlu görünür; bazıları saatlerce yastığını veya çarşafını tırmalar. Bazıları ise yataklarında oturur ve öne arkaya sallanır veya başlarını yatağın kenarına vururlar. Anneler genellikle bebeklerinin yüzlerinin ifadesiz olduğunu, gülümsemekle birlikte yüzlerinde sevinç, utanç, rahatsızlık gibi duygusal ifadeler görmediklerini, bebeklerin yüzlerindeki ifadenin ve gözlerindeki bakışın hiçbir olay karşısında değişmediğini belirtmişlerdir. Otistiklerde hiperkinezi (aşırı hareketlilik) sık karşılaşılan bir problemdir. Hipokinezi (hareket azlığı) daha az görülür. Değişiklik karşısında veya ortada bir sebep yokken saldırganlık ve öfke nöbetleri görülür. Kendi kendine zarar vermeye yönelik, kafasını vurmak, ısırmak, tırmalamak, saç çekmek, kendini yumruklamak gibi davranışlar vardır. Bu davranışlar zaman zaman stereotipik (sürekli tekrarlayıcı) bir karakter gösterir. Neden ortaya çıktığı bilinmeyen, kendiliğinden başlayan ve bazen kendiliğinden sönen olaylardır. Kendi etrafında dönme, öne arkaya sallanma, parmakları ile havada bir takım şekiller çizme gibi davranışlardan çocuğun zevk aldığı , bazılarının sallanma, dönme gibi denge sistemini uyaran hareketlerden hoşlandığı bilinmektedir. Kısa süreler için dikkatini toplayamama, bir işe tamamen konsantre olamama, beslenme problemleri, idrar ve dışkısını tutamama da sıklıkla görülür. Eve bir misafir gelmesi, odanın farklı bir düzene sokulması, sürekli kullandığı çarşafın değiştirilmesi gibi durumlar, otistik çocuğun huzursuz olmasına, saatlerce ağlamasına, öfke nöbetleri geçirmesine neden olabilir. Uzmanlar, çocuğun yapılan her değişiklikten dolayı kendini güvensiz hisettiğini, ancak çevresindeki aynılığı koruyarak rahatladığı görüşünü paylaşmaktadırlar. Otistik çocukların genellikle çevrelerindeki tehlikelerin farkında olmamaları, anne babaları en çok endişelendiren özelliklerdendir. Çocuğun ince yüksek bir duvar üzerinde korkusuzca yürümesi, yoğun trafik olan bir caddeye fırlayabilmesi, sıcak sobaya yaklaşması gibi davranışlar örnek olarak verilebilir. Çevrelerindeki nesnelerin, kişilerin tamamı yerine ayrıntılarına, küçük parçalarına dikkat ederler. Annenin yalnızca küpesi, oyuncak arabanın yalnızca tekerlekleri çocuğun dikkatini çekebilir. Otistik çocuklarda hayal gücünün yetersizliğine bağlı olarak yaratıcı oyun oynama becerisinin bulunmaması yaygın olarak gözlenir. Bir oyuncakla gerçek amacına uygun olarak oynamaz, farklı bir şekilde oynar. Çoğu çeşitli nesnelere tutkun olabilirler ve onları kullanmakta mükemmel bir ustalık gösterebilir. Bu yeteneğin bir kısmı, şüphesiz bu işlere fazla zaman ayırmaktan kaynaklanmaktadır. Normal bir çocuk bir şeyi çevirmek için saatler harcamaz. Konuşmanın olmaması veya çok az olması ve olgunlaşmamış sosyal davranışlar nedeniyle diğer çocukların oyunlarına katılamazlar. Özel korkular, sebepsiz gülme ve ağlamalar gibi bazı duygusal tepkiler, otistik çocuklarda sıklıkla gözlenen özelliklerdendir. Bir ayakkabı ayağını sıktığı için ayakkabı giymeyi reddeden çocuk, elini küvetteki sıcak suya sokarak yaktığı için küvette yıkanmaktan korkan küçük kız, özel korkuları olan çocuklara örnektir. Zaman zaman bu korkuların sebebini bulmak oldukça güç olabilir. Çevresindekilerle iletişim kuramayan, bu nedenle de çevreden korkusu ile ilgili hiçbir yardım alamayan otistik çocukta bu korkular oldukça uzun sürebilir.
Motor Davranış
Fiziksel gelişimleri yaşıtlarından farklı değildir. Otistik bebeklerin büyük bir çoğunluğunun özel bir görünümü yoktur. Çoğu sevimli ve çekicidir. Fiziksel olarak birçok motor beceriyi olağan yaşlarda kazanmaya hazırdırlar, ancak bazı otistik bebeklerin çevrelerine karşı ilgisizlikleri nedeniyle geç yaşlarda oturdukları, yürüdükleri gözlenmiştir.
Özel Beceriler
Bazı otistiklerin çeşitli problemlerin yanısıra bazı özel becerileri vardır. Bu beceriler genellikle konuşmayı gerektirmeyen alanlardadır. Örneğin; bu çocukların çoğu müziği sever ve çok güzel şarkı söyleyebilir. Şekillere yönelik yap-boz (puzzle) ve konstrüksiyon gerektiren oyuncaklarda başarılıdırlar. Bazıları mekanik ve elektronik konularında yeteneklidirler. Ender olarak bazı otistik çocuklar olağanüstü becerilere sahiptirler. Bunlar büyük ve karışık rakamları zihinsel olarak büyük bir hız ve kesinlikle hesaplayabilirler. Bazıları müzik aleti çalabilir ve hatta melodi besteleyebilirler.
DiÄŸerleri
Otistik bebeklerin bu gelişimsel özellikleri yanı sıra, çok yaygın görülen beslenme ve uyku problemleri vardır. Bunlardan çoğunun ilk altı ayda emmesi zayıftır, altıncı aydan itibaren beslenme problemleri artar. Birçok bebek, süt dışında tüm yiyecekleri reddeder, bazıları ise normalin üzerinde ve hemen her şeyi yiyebilir. Uyku problemi genellikle sürekli ağlayan, susturulması kolay olmayan bebeklerde gözlenmektedir. Ağlamaların, bağırmaların gece gündüz aralıksız tekrarlanması, anne babayı çaresiz bırakmaktadır. Süt çocukluğu döneminde görülen bu otizm belirtilerinin toplu değerlendirilmesi için aşağıdaki form önerilmektedir : Erken çocukluk çağı otizminde birinci yaştaki belirtilerin değerlendirme formu
Algılama
- Belirli sesli uyarılara hiç reaksiyon vermez, kulaklarının duymadığı zannedilir.
- Belirli bazı diğer seslere özel ilgisi vardır.
- Yedinci ay sonunda bir ses kaynağına veya bir temasa doğru dönmez, yönelmez.
- Sık olarak ve uzun süre bazı satıhları elleriyle kazır, tırmalar.
- Uzun süre ve sık sık belirli bazı görüntülere sabit bir şekilde bakar. Diğer bazı görsel uyarılara hiç reaksiyon göstermez.
KonuÅŸma
- 5. ay sonunda henüz daha hiç hece yapamaz.
- 7. ay sonunda daha kendisini fark ettirecek konuşma seslerini çıkarmaz (örneğin; ba-ba).
- 9. ayın sonunda heceleri tekrarlama yoktur.
- 12. ayın sonunda henüz hiçbir kelime söyleyemez.
Sosyal davranış
- Genellikle 3. ayın sonunda gülme yoktur, anne seslendiğinde, yüzünü yaklaştırdığında tanıma belirtisi göstermez.
- 6. ayın sonunda kucaklayan kişiye kollarını uzatmaz.
- 6. ayın sonunda kucaÄŸa alınmak veya ilgilenilmek istendiÄŸine ait belirti yoktur, kendi kendine olmaktan memnundur “rahat bebek”.
- 10. ay sonunda yapabileceÄŸi halde taklit yapmaz.
- 12. ay sonunda çevredeki cisimlere az ilgi gösterir, eliyle işaret etmez.
- Diğer çocuklar gibi oynamaz, daha ziyade kendi kendine oyalanır, aynı türdeki hareketleri yapar.
Motor davranışlar
- Güçsüz, gevşek veya sokulgan olmayan, sabit duruş ağırkanlılık.
- Ağır hareketler, ellerle yüzü ve gözleri kapama.
- Sevdiği bazı cisimleri yüz ve gözler önünde tutma, çevirme.
- Dolaşarak çevreyi öğrenmesi yetersizdir.
DiÄŸerleri
- Besinlerin alınmasında çeşitli bozukluklar.
- Buna bağlı dışkılama bozuklukları.
- Uzun süren ve izah edilemeyen ağlama ve bağırmalar.
- Uzun süren taşkınlıklar veya ilgisizlik halleri.
- Uyku bozuklukları.
- Genelde alışılmamış derecede rahat davranış tarzı.
- Sağlıklı, çekici fiziksel dış görünüş.
More- 1 . Meşrubatların fazla içilmemesi
- 2. Etiketlerin okunarak fazla fosfor içeren gıdaların yenmemesi (kırmızı et)
- 3. Hayvani protein alımının azaltılması
- 4. Bitkisel proteinlerin tercih edilmesi (baklagiller)
- 5. Süt ve süt ürünleri barsak şikayetlerine neden olmuyorsa fazla miktarda alınması
Bazı gıdaların 100 gr’daki kalsiyum miktarları aÅŸağıda gösterilmiÅŸtir.
Gıda | Kalsiyum Miktarı |
Süt Ürünleri |
Inek (yağsız) süt | 125 |
Inek (yarım yağlı) süt | 122 |
Inek (tam yağlı) süt | 199 |
Koyun sütü | 193 |
Yoğurt (yağlı) | 111 |
Yoğurt (yarım yağlı) | 120 |
Beyaz Peynir (yağlı) | 162 |
Beyaz Peynir (yağsız) | 96 |
KaÅŸar Peyniri | 70 |
Krem Peyn i r | 80 |
Isviçre Peyniri | 906 |
Cheddar Peyniri | 682 |
Lor Peyniri | 68 |
Dondurma | 78 |
Meyve ve Sebzeler |
Ispanak | 95 |
Kereviz | 43 |
Asma yaprağı | 392 |
Bakla (taze) | 43 |
SoÄŸan (kuru) | 27 |
SoÄŸan (yeÅŸil) | 51 |
Turp (kırmızı) | 35 |
Turp (siyah) | 39 |
Patates | 7 |
Lahana (beyaz) | 49 |
Lahana (kara) | 116 |
Pırasa | 52 |
Bamya | 92 |
Ceviz | 99 |
Nohut | 150 |
Karpuz, Kavun | 50 |
Dut | 60 |
Kivi | 100 |
Hurma | 59 |
PortakaI | 41 |
Et ve Ürünleri |
Havyar | 276 |
Koyun eti | 10 |
Dana eti | 11 |
Tavuk eti | 11 |
Balık eti | 8-7 |
MoreHiperaktivite bozukluğu bazı çocuklarda ve yetişkinlerde görülen bir davranış ve dikkat bozukluğu hastalığıdır. Hiperaktiviteli ( aşırı hareketlilik ) çocuklarda dikkat eksikliği ve yaşıtlarına göre aşırı hareketlilik vardır.
Bu bozukluk 20 çocuktan birinde görülür ve erkeklerde kızlardan daha sıktır.
Bu çocuklarda aşağıdaki iki listeden en az 6 şar adet belirti bulunur :
- Emirlere ve talimatlara uymazlar
- Ev yada okulda oyun veya bir iş yaptıklarında bu iş ve oyun üzerinde dikkatlerini toplayamazlar
- Ev ve okulda ihtiyaçları olan şeyleri unuturlar
- Söz dinlemezler
- Ayrıntılara dikkat etmezler
- Dağınıktırlar
- Plansızdırlar ne yapacaklarını bilmezler
- Unutkandırlar
- Kolayca hırçınlaşırlar
Ä°kinci liste
- Yerinde duramazlar
- Yürümeleri ve merdiven çıkmaları normal değildir
- Sessizce oynamazlar
- Sorulara düşünmeden cevap verirler
- İnsanların konuşmalarını keserler
- sandalyede oturamazlar
- Çok konuşurlar
- Daima yürürler
- Bekleyemezler
Hiperaktivitelerin sebepleri nelerdir ?
Hiperaktivite de muhtemelen beyin biokimyasında bir bozukluk vardır. Genetik faktörlerin önemli rolü olabilir. Aile çevresi ve okuldaki bir takım olumsuzluklar hiperaktivite bozukluğuna sebep olmaz ancak belirtilerin daha da artmasına yol açar. Şeker, çikolata, tatlandırıcılar, vitamin eksiklikleri, gıda boyaları, bu hastalığa sebep olmazlar. Aşırı TV seyretme, aşırı ışık, video oyunları, vs. gibi durumlar da hiperaktivite den sorumlu tutulamaz.
Hiperaktiviteli bir çocuğa nasıl yardımcı olunur ?
Aile, okul, ve doktor dan oluşan bir ekip çalışması ile bu çocuklara yardımcı olmak mümkündür. Bazı ilaçlar çocukların çoğuna yardımcıdır, ancak bazı çocuklara özel bir eğitim gerekebilir.
Bu çocuklar için evde neler yapılır ?
Hiperaktiviteli çocuklar anne ve baba için ciddi bir problemdir. Bu çocuklar söz dinlemezler, sürekli hareket ederler, büyükleri ile sürekli sürtüşürler. Bu çocuklar için ev içi düzende de bazı değişiklikler yapmak gerekir.
Evde her şeyi programlı yapın : Uyanma , yemek yeme, oyun oynama, ödev yapma, tv izleme, gibi günlük aktiviteler için bir çizelge tutun, ve çocuğunuzun bu listeye uymasını sağlayın. Bunun için çocuğunuzun odasına bir liste asın programda sizden kaynaklanan bir değişiklik olursa ( tatil ziyaretçi vs ) bunun sebeplerini ona söyleyin.
Uyanma , yemek yeme, oyun oynama, ödev yapma, tv izleme, gibi günlük aktiviteler için bir çizelge tutun, ve çocuğunuzun bu listeye uymasını sağlayın. Bunun için çocuğunuzun odasına bir liste asın programda sizden kaynaklanan bir değişiklik olursa ( tatil ziyaretçi vs ) bunun sebeplerini ona söyleyin.
Ev kurallarını belirleyin : Basit, açık ve kısa kurallar koyun, kural ihlalleri sonucunda neler olacağını ona söyleyin. Kural ihlalleri durumlarında uygun cezalar belirleyin.
Basit, açık ve kısa kurallar koyun, kural ihlalleri sonucunda neler olacağını ona söyleyin. Kural ihlalleri durumlarında uygun cezalar belirleyin.
Pozitif olun : Ondan istemediklerinizi değil yapmasını istediklerinizi söyleyin. ( kapıyı gürültülü kapatma yerine, yavaş kapat gibi ) İyi davranışlarından dolayı onu ödüllendirin. Bu çocuklar genellikle yapmamaları konusunda sürekli azarlanırlar , halbuki bu çocuklara iyi davranışlar öğretilirse daha iyi olur.
Ondan istemediklerinizi değil yapmasını istediklerinizi söyleyin. ( kapıyı gürültülü kapatma yerine, yavaş kapat gibi ) İyi davranışlarından dolayı onu ödüllendirin. Bu çocuklar genellikle yapmamaları konusunda sürekli azarlanırlar , halbuki bu çocuklara iyi davranışlar öğretilirse daha iyi olur.
Emirlerinizi anladığınızda emin olun : Çocuğa her şeyi çok açıklıkla söyleyin , gözlerine bakın, anladığından emin olun, verdiğiniz emirleri tekrar ettirerek anlayıp anlamadığını kontrol edin. Bu çocuklar için söylenecek direktifler kısa ve anlaşılır olmalıdır, zor görevler için birkaç tekrar yapmanız gerekebilir. Başardığı her görev için onu tebrik edin.
Çocuğa her şeyi çok açıklıkla söyleyin , gözlerine bakın, anladığından emin olun, verdiğiniz emirleri tekrar ettirerek anlayıp anlamadığını kontrol edin. Bu çocuklar için söylenecek direktifler kısa ve anlaşılır olmalıdır, zor görevler için birkaç tekrar yapmanız gerekebilir. Başardığı her görev için onu tebrik edin.
Tutarlı olun :Bu çocuklarınızı gün boyunca takip edin. Okul aktivitelerine yardımcı olun: Bu çocuklara normal çocuklardan daha fazla zaman ayırmalısınız. Ev ödevlerini yapmaları için iyi bir yerleri olmalı ve burası diğer insanlardan, tv ve oyunlardan uzak olmalıdır. Bu çocukları diğer çocuklarla yarıştırmayın, örneğin diğer çocuklar takdir ve teşekkür alınca ödüllendirilir, halbuki bu çocuklar daha küçük başarılarda ödüllendirilmelidirler. Daha başarılı olursa extra ödüllendirilir. Öğretmeniyle sürekli diyalog halinde olun.
Bu çocuklarınızı gün boyunca takip edin. Okul aktivitelerine yardımcı olun: Bu çocuklara normal çocuklardan daha fazla zaman ayırmalısınız. Ev ödevlerini yapmaları için iyi bir yerleri olmalı ve burası diğer insanlardan, tv ve oyunlardan uzak olmalıdır. Bu çocukları diğer çocuklarla yarıştırmayın, örneğin diğer çocuklar takdir ve teşekkür alınca ödüllendirilir, halbuki bu çocuklar daha küçük başarılarda ödüllendirilmelidirler. Daha başarılı olursa extra ödüllendirilir. Öğretmeniyle sürekli diyalog halinde olun.Bu çocuklar büyüyünce ne olur :
Bu çocukların büyüdükçe davranışları düzelir. Çoğu problemlerini çözmeyi öğrenir. Lise yıllarında hiperaktivite durur. Ancak çocukların yarıya yakınında bazı davranış bozuklukları devam eder.
More65 yaş üzeri her üç kişiden biri bir yıl içinde düşmektedir. Düşme sıklığı ve şiddeti yaşla beraber artmaktadır. Yaş ve kalıtım gibi faktörler değiştirilememesine rağmen risk faktörlerini azaltmak veya düzeltmek mümkündür. Bu yazıda yaşlı bireyleri düşmeden korumak için yapılması gerekenler irdelenecektir
Düşmeden korunmak için yapılması gerekenler;
- Düzenli check-up yaptırınız. Göz, kalp, kan basıncı sorunlarının tesbit ve tedavisi sağlanmalıdır.
- Yaşlıların diyetlerinde yeterli kalsiyum ve D vitamini bulunmasına özen gösteriniz.
- Çevikliği, duruş, denge ve koordinasyonu geliştirici egzersiz programlarına katılınmalıdır. (bkz: Esneklik Egzersizleri)
- Evde kazaya neden olabilecek faktörleri ortadan kaldırın (bununla ilgili uygulanması gerekenlere ait liste aşağıda yer alacaktır) ve tutunma çubukları, el rayları ve diğer güvenlik önlemlerini alınız.
- Ayağa iyi oturan tabanı kaymayan ayakkabılar giyiniz.
- Ayakkabıları bağlarını mutlaka bağlı tutunuz.
- Terlikler gevşeyip biçimi bozulduğunda değiştirilmelidir. Evde de terlik yerine ayakkabı kullanılması önerilir.
- Ayakkabı giyme sırasında uzun saplı çekecek kullanılmalıdır.
- Topuklu ayakkabılardan kaçınılmalı, yumuşak, kaymayan kauçuk tabanlar tercih edilmelidir.
- Sigara içilmemelidir.
- Fazla alkol alımından kaçınılmalı mümkün olduğunca alkol alınmamalıdır.
- Doktorunuzun önerdiği ilaçların ve kullanım şekillerinin açık bir biçimde belirtildiği bir listeyi her an görülebilecek bir yere iliştiriniz.
- İlaçların tamamı kendi kutuların içinde, ilaç prospektüsünde belirtilen koşullarda ve toplu halde tutunuz.
- İlaçlarınızı kullanım talimatlarına uygun bir biçimde başka bir talimat yoksa dolu bir bardak su ile alınız.
- Asla çorapla yürümeyiniz. Yaşlı kadınlar ayaklarına uygun genişlikte ayakkabıları kadın reyonlarında bulamayabilirler. Bu durumda ayakkabı yaptırılması veya erkek reyonlarından ayakkabı seçimi yapılması önerilir.
Düşmeye neden olabilecek tıbbi risk faktörleri
- Kas-iskelet fonksiyonunu bozan problemler, yürüme anomalileri, osteoporoz
- Kalp ritim bozuklukları (düzensiz kalp atımları) , tansiyon değişimleri
- Depresyon, Alzheimer hastalığı, ileri yaşlılık
- Kireçlenme, kalça kuvvetsizliği veya dengesizliği
- Sinir sistemi hastalıkları, felç, Parkinson hastalığı, multiple skleroz
- İdrar yolları ve mesane hastalıkları
- Görme ve duyma rahatsızlıkları
- Kemikleri etkileyen kanserler
YAŞLILARDA DÜŞMEYİ ENGELLEMEK İÇİN EVDE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
İnsanlar herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde düşebilirler. Araştırmalar evlerde yapılacak bir takım değişikliklerle düşme riskinin % 60 oranında azaltılabildiğini göstermiştir. Bunu mobilyalardaki küçük düzenlemler, ev bakımı ve aydınlatma ile yapmak mümkündür.
Yatak odaları
- Yatağın baş ucunda bir lamba, telefon ve el feneri bulunmalıdır.
- Uyunulan yatak kolay yatılıp kalkılacak yükseklik ve sertlikte olmalıdır.
- Saten gibi kaygan çarşaflar yerine daha kullanışlı ve kaymayan yün veya pamuk çarşaflar kullanın
- Kıyafetlerinizi yakın ve kolay ulaşılabilir bir yerde bulundurun
- Yatak odası ile banyo arasındaki yol gece boyunca gece lambaları ile ışıklandırılmalıdır.
- Yatak odası zeminindeki kaygan materyali ( parke üzerindeki kilimler vs) ve takılmaya neden olabilecek halı kilim gibi malzemeyi kaldırın.
Yaşam odaları
- Mobilyaları oda içinde ve odalar arsında rahat dolaşabilecek şekilde düzenleyin.
- Sehpa, gazetelik, ayak pufu gibi rutin kullanılan eşyaları yürüme yollarının dışında tutunuz
- Işık düğmelerinin odanın girişinde kolay ulaşılabilir ve önünde engel olmayan bir yerde olmalıdır. Işık düğmeleri gece rahat görülebilmesi için fosforlu hatta ışıklar kapalı iken aydınlatmalı olması önemlidir.
- Yalnız iyi aydınlatılmış odalar, merdivenler ve koridorlarda yürüyün
- Kapı kenarları ve koridorlarda kutu vb materyal bulundurmayın.
- Yürüme yollarındaki gazete ve benzeri takılınabilecek materyali ortadan kaldırın.
- Elektrik, telefon gibi kabloları yürüme yollarından kaldırınız. Ayrıca bunları halı ve kilimlerin altından geçirmeyin.
- Uzatma kabloları kullanmayın, elektrik tesisatı ve kullanılacak eşyaları ona göre ayarlayın.
- Halı ve kilimleri takılma veya kaymaya karşı önlem alınız. Yere yapıştırma, çift yüzeyli bantlar vb yöntemler kullanabileceğiniz gibi duvardan duvara halı ideal bir yöntemdir.
- Çok alçak kalkması zor sandalye ve puflarda oturmayın.
- Parkelerde bozulma varsa onarınız.
- 1 cm den yüksek eşikleri kaldırınız.
Mutfak
- Halı ve kilimleri kaldırınız.
- Yere dökülen sıvı, yağ, yiyecek gibi kaydırıcı kalıntıları zaman geçirmeden temizleyiniz.
- Yiyecek, kap kacağı kolay erişilebilir raflarda saklayınız.
- Yüksekteki bir şeye erişmek için asla kutu, sandalye gibi şeylerin üzerine çıkmayınız, yardım isteyiniz.
- Kaymayan yer cilası kullanınız.
- Zeminde paket, gazete, kutu gibi takılınabilecek malzeme bulunmamasına özen gösteriniz.
- Elektrik düğmeleri kolay ulaşabilecek yerde olmalıdır. Mümkünse sensörlü otomatik açılan bir düğme kullanılması son derece önemlidir.
- Işıklandırmanın rafları, tezgahları rahatça görülebilecek kadar iyi olmasını sağlayınız.
Merdivenler ve basamaklar
- Merdivenlerde takılmaya neden olabilecek kutu, paket vb malzemeyi kaldırınız.
- Merdivenlerin altında ve üstünde elektrik düğmeleri yer almalı, tercihan sensörlü otomatik elekrik düğmeleri kullanılmalıdır.
- Merdivenlerde ve merdivenlerin bittiği noktalarda ışıklandırmanın yeterli olduğundan emin olunuz.
- Merdiven iniş ve çıkışlarında birer el feneri bulundurunuz.
- Merdivenlerdeki ve üstlerindeki halıları kaldırınız.
- Merdivenlerde koyu renkli ve fitilli döşemeler merdiven kenarlarının görülmesini zorlaştırdığı için açık renkli kaplama ile değiştiriniz.
- Merdivenlerde kaymayı engelleyici kaplama kullanınız. Halı varsa her basamağa bir çubukla veya yapıştırılarak sabitlendiğinden emin olunuz.
- Merdivenlerin her iki yanında 75 cm yükseklikte trabzan bulunmasını sağlayınız.
- Merdivenlerdeki bozuk materyali acilen onarınız.
Banyo
- Yerde kaymayı engelleyen bir kaplama kullanın. Bu kaplama banyo giriş ve çıkışlarını da kaplamalıdır.
- Lavabo ve duş yanına birer sıvı sabun sistemi monte ediniz.
- Banyo duvarlarına tutunma barları monte ediniz.
- Gece boyunca açık gece lambası bulundurunuz.
- Küvet içi ve kenarlarına kaymayan bir malzemeyi yapıştırarak monte ediniz.
- Cam duş kabinlerini kırılmayan bir malzeme ile değiştiriniz.
- Tuvalet klozetinin üzerine kolayca oturup kalkılacak yükseklikte bir destek yapıştırın.
- Banyo tekne- küvetine sağlam, uygun yükseklikte bir tabure koyun.
- Küvete girip çıkmak yaşlı hastalarda riskli olabileceği için duş tekneleri daha kullanışlıdır.
MoreHeyecan, davranış ve zeka bozuklukları için kullanılan birçok terim vardır. Günümüzde insanların sosyal ilişkilerinin karmaşıklaşması, mesleki ve akademik eğitimin yaygınlaşması, eskiden normal ve özel eğitim gerekmeksizin hayatını sürdürebilecek birçok kişinin özel eğitime ihtiyaç duymasına sebep olmuştur.
Aşağıdaki durumlardan bir veya birkaçının bir çocukta uzun süre bulunması onun eğitim ve beceri kazandırılmasını olumsuz olarak etkiler.
A- Çocuğun yaş, sağlık durumu ve entellektüel seviyesi ile açıklanamayan öğrenme güçlüğü
B- Akranları ve öğretmenleri ile sağlıklı bir ilişki kuramaması ve bu ilişkiyi sürdürememeleri
C- Normal şartlarda, uygun olmayan davranış ve duygulanımlar
D- Mutsuz, depresif ve hüzünlü bir ruh hali
E- Kişisel ve okul problemleri ile birlikte görülen, korkular veya fiziksel semptomlar
Özellikleri :
Çocuklarda davranış bozukluklarının sebepleri tam olarak tanımlanamamıştır. Genetik faktörler, beyin bozuklukları, diyet, stres, ailevi sorunlar, muhtemel sebepler olabilir.
Davranış bozukluklarına sebep olan direkt bir neden gösterilmemiştir. Davranış bozukluğu olan çocuklarda görülen bazı özellikler :
- Hiperaktivite ( dikkat eksikliÄŸi )
- Saldırganlık, kendine zarar verme, kavgacılık
- Çekingenlik ( ilişki kurmada yetersizlik, sosyal ilişkilerden kaçma, aşırı korku ve anksiyete )
- Yaşına göre olgunlaşmamış olma ( ağlama, hırçınlık, taklit etme yeteneğinin olmaması )
- Öğrenme güçlükleri
Çok ağır davranış bozukluğu olan çocuklarda anksiyete, zorbalık, anormal ruhsal durum hatta psikoz veya şizofreni tablosu görülebilir.
Tamamen normal ve davranış bozukluğu olmayan çocuklar bu belirtilerin bazılarını, gelişim süreçlerinin bazı zamanlarında gösterebilirler. Bu çocuklara davranış bozukluğu teşhisi koymak için bu belirtilerin uzun süre devam etmesi gerekir.
Eğitim imkanları :
Davranış bozukluğu olan çocukların eğitim programları; normal okul eğitiminin kazandırılması, kişilik eğitimi, özgüvenin kazandırılması, ve davranışlarının oto kontrolü gibi aşamalarda yapılır. Mesleki ve akademik eğitim ( normal eğitim müfredat ) bu çocukların eğitiminin ikinci aşamasıdır.
Davranış modifiksiyonları en çok kabul gören eğitim yaklaşımıdır. Bununla birlikte birçok teknik davranış modifiksiyonu ile kombine edilebilir.
Davranış bozukluğu olan çocukların eğitiminde ve topluma kazandırılmasında tecrübeli bir ekip gerekir. Sosyal hizmet uzmanı, psikolog, eğitim ve rehberlik danışmanı, bu ekibin en önemli elemanlarıdır.
MoreÖzel bir yüz görünümü, kısa boy ve doğumsal kalp hastalıkları ile karakterize genetik bir hastalıktır. 1000 canlı doğumda bir görülür, her iki cinsi eşit etkiler. Otozomal dominant olarak geçer. Defektif genli ebeveynlerin çocuklarında hastalık %50 oranında görülür. Kadınların defektif geni aktarma oranı erkeklerden 3 kat fazladır.
Belirtiler ve bulgular:
- Gözler arası mesafe artmıştır (hipertelorizm)
- Gözün aşağı eğilmesi
- Göz kapağında düşme (zamanla azalır)
- Göz iç köşesinde deri kıvrımları
- Şaşılık
- Göz bebeği küçüklüğü (miyozis)
- Dışarı çıkık gözler
- Mavi veya gri mavi gözler
- Elmas şeklinde göz kapakları
- Ãœst dudak oluÄŸunda belirginleÅŸme
- Küçük burun
- Çarpık dişler
- Yüksek arklı damak
- Boyun derisinde kıvrımlaşma alt seviyelerde saç çizgisi
- Geniş ve kalın boyun
- Uzun alın ve yuvarlak yüz daha sonra üçgen yüz oluşur
- Kısa boy
- Kalp hastalıkları (ASD, VS hipertrofi, pulmoner stenoz)
- Aralıklı göğüs uçları
- Yuvarlak ve çok geniş omuzlar
- Künt parmak uçları
- Kıvırcık saçlar
- Kanama ve pıhtılaşma bozuklukları
- Ä°nmemiÅŸ testisler
- Bebeklikte zor kilo alma
- KonuÅŸma bozukluÄŸu
- Normal zeka, üstün zeka yada zeka geriliği
TeÅŸhis
Hastalığı ortaya koyacak bir test yoktur.
Tedavi
NS unun özel bir tedavisi yoktur. Göğüs deformiteleri, kalp hastalığı, şaşılık, inmemiş testis cerrahi olarak tedavi edilir. Büyüme hormonu verilebilir. Bazı çocuklara özel eğitim programları uygulanabilir.
GidiÅŸat (prognoz) :
Bu çocuklar normal hayatlarını sürdürürler. Bazıları evlenmektedir ve çocuk sahibi olmaktadır. Hatta NS lu bazı erişkinlerde belirtiler o kadar hafiftir ki hastalık teşhis edilmemiş olarak kalabilir.
MoreAsperger sendromu (AS), davranış bozuklukları, sosyal ve iletişim becerilerinde beceriksizliklerle karakterize nöropsikiatrik bir bozukluktur. Her 500 canlı doğumda bir görülür. Erkeklerde daha sıktır. Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte genetik faktörlerin rolü olduğu sanılmaktadır. AS çocukların ebeveynlerinin birinde özellikle babalarında benzer belirtiler vardır.
Belirtileri
- ” Sosyal iliÅŸkilerde güçlük, arkadaÅŸlarıyla ve yakınlarıyla geçinemezler
- ” Olaylara karşı anormal tepki verirler
- ” Saf ve kolay aldatılırlar
- ” BaÅŸkalarının duygularının farkında deÄŸildirler
- ” Yer deÄŸiÅŸtirme ve deÄŸiÅŸiklerde zorlanırlar
- ” Saplantılıdırlar
- ” Tekrarlayıcı hareketler
- ” Matematik, fen, okuma gibi belli bir entelektüel alanlarda özel ilgi veya objenin bazı parçalarıyla aşırı ilgilenme
- ” Beden dilini kullanmada becerisizlik (jestler, el-kol hareketleri, tebessüm)
- ” Görüntüler, tatlar ve kokulara hassasiyet
- ” Normalde kimsenin hatırlamadığı ayrıntıları hatırlarlar
- ” Kendi dünyalarında yaÅŸarlar
- ” Entelektüel kapasiteleri normaldir
- ” Duyduklarını ve okuduklarını anlamakta güçlük çekerler
- ” Uzun konuÅŸmalar, tekrarlayan cümleler
- ” Monoton bir konuÅŸma
- ” Beceriksiz ve koordine olmayan hareketler
- ” Uyku ve yeme problemleri
TeÅŸhis
AS unun teşhisi için bir test yoktur. Teşhis genellikle 3-5 yaş arasında konulur. Çocuk psikiatristleri tarafından değerlendirilirler.
Tedavi
AS unun özel bir tedavisi yoktur. Bu çocuklara psikoterapi, aile eğitimi, davranış değiştirme tedavileri, sosyal beceri kazandırma ve özel eğitim gerekir. Bu çocukların öğretmenleri de bu konuda eğitilmelidir. Çocuğun eğitimi ile ilenenlere ve ailesine AS unun bir gelişim bozukluğu olduğu ve bu çocuğun diğerlerinden bazı farklılıklar arz edebileceği söylenmelidir. Bu çocukların ihtiyacına göre eğitim desteği ve özel ilgi gösterilmelidir. Motor beceriksizlikleri için meşguliyet terapisti, konuşma bozukluğu için konuşma terapisti, davranış bozukluğu için psikolojik danışmalık ve rehberlik gerekir. Anksiyete, depresyon, dikkat eksikliği, saplantı-zorlantı bozukluğu, tekrarlayan hareketler varsa bazı ilaçlar kullanılabilir.
GidiÅŸat (prognoz)
AS de belirtiler hafif veya şiddetli olabilir. Şiddetli vakalarda özel eğitim gerektirir. Bu çocuklarda ilk orta ve lise eğitimlerini tamamlayabilirler. Eğer istedikleri bir alanı da seçerse üniversite eğitimini tamamlayabilir. Bu çocuklar evlenebilirler, meslek sahibi olabilirler. Ancak bazı sıkıntıları ömür boyu devam eder.
MoreTuberoz skleroz (TS) beyinde, deride ve bazı başka dokularda tümoral lezyonlar ve nöbetlerle seyreden genetik bir hastalıktır. TS bazı hastalarda çok hafif seyrederken, bazı hastalarda da çok ağır seyreder. Bu hastalıkta zeka geriliği, gelişme geriliği ve otizm görülebilir. TS bir çok hasta ise bağımsız ve sağlıklı yaşayabilir hatta tıp, hukuk, eğitim gibi fakültelerde yüksek eğitim yapabilir.
Ne sıklıkta görülür?
TS 6000 canlı doğumda bir görülür. Ülkemizde 10000 kadar TS hastası olduğu sanılmaktadır. TS olduğu halde fazla belirti vermediğinden teşhis edilmemiş bir çok hasta vardır.
TS’nin sebepleri nelerdir?
TS genetik bir hastalıktır. Hastalık ebeveynlerin birinde bulunan genetik bir bozuklukla taşınır. Hatta TS olduÄŸu halde hiçbir belirti vermediÄŸi için teÅŸhis edilmemiÅŸ bir anne yada baba ağır hasta bir çocuÄŸa sahip olabilir. TS hastalarının %40’nın ebeveynlerinde bu hastalığa ait gen bulunur. DiÄŸer %60’nda ise spontan bir genetik mutasyon söz konusudur. Bu genetik mutasyonun sebebi ise bilinmemektedir.
TS nasıl teşhis edilir?
TS teÅŸhisi için genetik testler henüz geliÅŸmemiÅŸtir. Bu hastalığın teÅŸhisi için beyin MR, CT’si, böbrek ultrasonu, kalp ekosu, EKG, göz ve muayenesi gerekir.
TS lu hastalarda yaşam beklentisi ne kadardır?
TS’li hastaların çoÄŸu normal bir hayat beklentisine sahiptir. Böbrek, beyin gibi organ tutulması ciddi sıkıntılara ve ölümlere yol açabilir. TS lu hastalar ömür boyu düzenli aralıklarla takip edilmelidir.
TS de klinik bulgular nelerdir?
TS’ deki tümör oluÅŸumları deri, böbrekler, beyin, gözler, kalp, akciÄŸerler, diÅŸler ve bazı baÅŸka organ sistemlerini etkiler. Klinik belirtiler tümörlerin yerleÅŸim yerlerine göre deÄŸiÅŸir. Beyin ve böbrek tutulması hastalığın en ağır boyutudur.
Tedavisi var mıdır?
TS’un tam bir tedavisi yoktur. Organ tutulmasına göre tedavi uygulanır. Beyin tutulması varsa özel eÄŸitim programları, kas gücünü ve koordinasyonunu devam ettirmeye yönelik egzersiz programları, nöbetleri önlemek için ilaç tedavisi uygulanır.
More